Babasından İzinde… Doğukan Manço
“Babamdan bize kalan yegane miras” dediği Manço Prodüksiyon’un kapılarını yeniden açan
Barış Manço’nun oğlu Doğukan Manço ile Ankara’da gerçekleşen Redbull Drift etkinliğinde bir araya geldik; spora olan düşkünlüğünü, müziğe olan tutkusunu ve özel hayatını konuştuk.
Spot 1: Doğru zamanda doğru işler yapmak istiyorum.
Spot 2: İlk önce müzik ve sonra da drift piyasasında hedefim en iyi olmak.
Spot 3: Bağlama çalmayı çok seviyorum
Doğukan Manço kimdir bir de sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?
Hayatımda tutkunu olduğum iki şey var birisi müzik birisi de drifting yani motor sporları. Yedi senedir tutkulu olarak uğraştığım motor sporlarında bende tecrübeli bir yarışçıyım.Müzik ise hayatımın en odak noktasında. DJ’liğin yanına bir de prodüktörlük gelince çok daha fazla çalışıyorum, araştırıyorum, dinliyorum, deniyorum. Güncel hayatım stüdyo, sahne, yolculuk eğer vakit kalırsa garaj ve pistlerde geçiyor.
Müzik hayatına girmeye nasıl karar verdiniz?
Babamdan dolayı zaten müzik aletleri ve evde sürekli yükselen melodiler içinde büyüdüm. Dolayısıyla hep içinde bulunduğum bir hayat tarzıydı. Dört yaşında stüdyo ile tanıştım. Ama babamı kaybettikten sonra bu işten çok uzaklaştım. Daha doğrusu medyatik her şeyden uzaklaşma kararı aldım. O yüzden o dönemde ortalıkta görünmedim. O süreç zarfında yurt dışındaydım, Amerika’da okudum. Döndüğümde ise üretmenin ve kabinin sihri ile yeniden müziği hayatımın merkezine koydum
Müzikle alakalı bir alanda mı eğitim aldınız?
Teknik lisede okudum. Babamın sağ olduğu dönemlerde Radyo Televizyon bölümüne devam ediyordum. Çünkü babamla beraber çalışmak istiyordum. Onu kaybedince de Türkiye’den uzaklaşıp, kendimi toparlamak için yurt dışına gittim. Oraya gitmişken de boş durmayıp eğitimimime devam ettim. Şehir Bölge Planlama Bölümü’nü bitirdim.
Yurt dışında yapamayacağınızı anlayıp geri mi göndünüz?
Yapamayacağımdan değil, oldukça uzun kaldım; toprağımı özledim. Türkiye’yi seviyorum. Buraya dönme kararı aldım ve döndüm. Döner dönmez eğitimini aldığım radyoculuğa başladım. Aslnada bu zaman zarfında da radyoculuk yaptım. Amerika’da ortaklarımla beraber Türk radyosunu kurdum. Geldiğim zaman da burada radyoculuğa başladım. Askere gittim. Geldiğimde stüdyoda yaptığım mixer arkası hünerlerimi sahneye taşımaya karar verdim. 2011yılında da Alanya Kültür Sanat Festivali’nde 6000 kişiye DJ’lik yapınca bu işin bana inanılmaz haz verdiğini gördüm. Amatör olarak yaptığım çalışmaları radyo için daha da büyük boyutlara taşıyarak aranjörlüğe çevirdim. İki tane single çıkardım. Üçüncüsünün de üzerinde çalışıyorum. “Sakin Ol” projesinde şu anda 30 milyon’a yakın tıklamayı gördük. Hem keyifli hem de çok sevilen bir iş oldu. Motive edici.
Farklı projler var mı mesela babanızın müzikleriyle alakalı yapmak istediğiniz bir şeyler?
Var. Ama şu anda hiç farkı olmayacağı için doğru zamanı bekliyorum. Çok fazla tribute albüm var, bu tarz çalışmalar çok fazla yapılıyor. Ben de biraz pişmek istiyorum. Benim yaptığım iş, yakın zamanda tutmuş olabilir; ama Barış Manço müziği çok efsane… Onun için zaman var. Doğru zamanda doğru işler yapmak istiyorum.