Adil Yıldırım: Evliliğin Hüzünlü Mevsimi
Yaz mevsimi düğünlere ev sahipliği yaparken, hemen ardından gelen sonbahar; mevsimsel olarak boşanmaların en yoğun olduğu döneme işaret ediyor. İlginçtir, bazı evlilikler, biten yaz aşkları gibi sonbaharda mahkeme koridorlarına taşınıyor. Bu ayki yazımda, evlilikleri bitiren sebepleri size aktarmak istiyorum.
Alternatif yanılgısı olarak adlandırdığım sebep ilk sırada geliyor. Eskiden bir insanla hayatını geçirmenin bir anlamı varken, günümüzde özellikle sosyal medyada yer alan uygulamalar nedeniyle herkesin kafası biraz karışmış durumda. Etrafınızda çok fazla alternatif olduğunu fark etseydiniz, yine de partnerinize sonuna kadar bağlı kalmak ister miydiniz? Biliyorum ki çoğunluk bu soruya “Bağlı kalırdım,” şeklinde yanıt verecektir. Öte yandan biz her ne kadar ciddi ve uzun süreli bir ilişki yaşamak istesek de koşullar kimi zaman buna izin vermez. Örneğin; ilişkinizde tartışmaların sayısı artıyorsa ve bir de bunun üstüne partneriniz artık size eskisi kadar saygı göstermiyorsa işte o zaman kafanızda soru işaretleri oluşmaya başlar. Normalde asla başınızı kaldırıp etraftaki alternatiflere bakmazken, yaşanan gerginlikler sonrasında daha meraklı gözlerle sizinle ilgilenen diğer insanlara bakarsınız. İnsanlık hali, olmaz demeyin, genelde boşanma veya ayrılık fikirleri bu tartışmalar sırasında filizlenmeye başlar.
Kimse eskisi kadar anlayışlı değil, belki de geçmişte başka insanlara ulaşmak bu kadar kolay olmadığı için, çünkü sosyal medya veya benzeri platformlar yoktu; birlikte olduğumuz insanla sonuna kadar sorunları çözmeye çalışıyorduk. Oysa şimdi dünya çok değişti ve artık kimsenin kimseye pek tahammülü kalmadı diyebiliriz. İnsanlar en ufak bir sıkıntıda hemen ayrılık konusunu gündeme getiriyorlar ve bu durum elbette ilişkileri yıpratıyor. Eğer partneriniz her köşe başında ayrılıktan bahsediyorsa, sizin de ona saygınız azalmaya başlar ve doğal olarak hayatınıza onsuz nasıl devam edeceğinizi düşünürsünüz, ayrıca çeşitli planlar yaparsınız. Tam da bu esnada sosyal medyadan size ilgi göstermeye başlayan birisi ortaya çıkarsa ne olur?
Ulaşabiliyoruz ve ulaşılabiliyoruz! Eskiden bir insana ulaşma yöntemi sadece mektup, telgraf veya sabit telefondu. Sonra cep telefonları hayatımıza girdi ve sonra milenyumda internetle birlikte her şey değişti; çok hızlı bir değişimden bahsediyoruz. Dolayısıyla insanlığın daha önce iki yüz yılda aldığı mesafeyi son yirmi yılda almış sayılırız, bu durum insan ilişkilerinde yer alan tüm dinamikleri de ışık hızında değiştirdi. Evlilikleri bu değişimin dışında tutmak neredeyse imkânsızdı ve hayat boyu birlikte olmak için imza atan çiftlerin arasına kara kediler girmeye başladı. Hiç tanımadığımız yabancı birinin bize kolaylıkla ulaşabiliyor olması hoşumuza gitmeye başladı. Üstelik evliliğimizde eskisi kadar ilgi ve sevgi alamıyorsak bu durum bize ilaç oldu, kendimizi yeniden iyi hisseder hale geldik. Aldatma oranları yükseldi ve bu durum ya boşanmalara ya da açık evlilik dediğimiz, tarafların üç maymunu oynadıkları tiyatrolara dönüşmeye başladı.
Boşanma rüzgârları esiyor. Her dönem dünyada moda haline gelen davranış biçimleri vardır. Artık global bir dünyadan bahsediyoruz ve haber alma olanaklarımız geçmişle kıyaslanmayacak kadar fazla. Dolayısıyla boşanma rüzgârı dünyanın her yerinde esiyor. Bundan etkilenmemek mümkün değil. Üstelik örnek çift olarak gösterilenler bile boşanırlarken kimse evlilik konusuna eskisi gibi sıcak bakmıyor. İnsanlarda bir korku ve endişe oluştu, çünkü evlenen yüz çiftten otuzu ilk iki senede boşanıyor ve bu oran her geçen gün yükseliyor.
En büyük boşanma sebepleri; iletişim eksikliği, tahammülsüzlük, tartışmalarda saygısızlık, aldatma ve maddi sıkıntılar. Günümüzde evlilik konusu eskisi kadar güven veren bir kurum olmaktan çıkıyor maalesef ve dünya değişirken evlilik, yerini kohabitasyon (birlikte yaşama) gibi kavramlara bırakıyor.