H&M’den Yenilikler ve Pelin Atay Kuran

Başarılı ve ne istediğini bilen iş kadını Pelin Atay Kuran ile Türkiye Ülke İletişim Müdürlüğü’nü yaptığı H&M ve stili hakkında konuştuk. Bir dünya markasını yöneten Kuran, en özel projelerini bizimle paylaştı…

Kendinizden bahsedebilir misiniz ?
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji mezunuyum. Üniversite hayatımda özellikle son 2 yıl boyunca biraz daha kurumsal iletişim üzerine çalışmak istediğime karar verdim ve bu 2 sene süresince irili ufaklı ajanslarda çalıştım. İnanılmaz deneyimler kazandım. Üniversiteden mezun olduktan sonra ne istediğimi bilen bir kişi olarak iş hayatına atıldım. Ardından Damat Tween firmasında çalışmaya başladım. Bir dönem Polo Garage’ın kurumsal iletişiminin başına geçtim. Bu dönemde yollarımız tekrar Damat Tween ile kesişti. Yaklaşık 10 senenin ardından kendi işimi yapmak üzere el sıkışıp firmadan ayrıldım. Fakat o dönemde H&M Türkiye operasyonuyla ilgili bir arayış içine girildiği ve benimle çalışmak istedikleriyle ilgili bir görüşmemiz olmuştu. İlk operasyon başladığından beri yaklaşık 3 sene geçti. Ve şimdi H&M Türkiye Ülke İletişim Müdürü’yüm. Basın ilişkileri, iletişim aktiviteleri, Showroom’lar ve eventler olmak üzere etkinliklerin hepsinden sorumluyum. Çok güzel bir ekibimiz var. Takım çalışması üzerine kurulu bir süreç ve her şey son derece keyifli bir şekilde devam ediyor.

H&M bir moda markası olarak belli bir stile sahip. Peki siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız? Günlük hayatta giyeceğiniz kıyafetler için saatler mi harcarsınız, pratik çözümler mi üretirsiniz ?
Sabahları erken kalkarım. Sabaha çok fazla iş bırakırsam çıkış sürem uzuyor o yüzden planlı ve programlı olmayı tercih ediyorum. Genel olarak giyeceğim ayakkabıyı, kıyafeti geceden hazırlarım, ama tabii ki o günkü programıma göre bazen değiştirmek zorunda kalabiliyorum. Yeniliklere açığımdır ama moda olan her şeyi giymem. Belirli bir tarzım var, biraz şık kombinleri seviyorum diyebilirim. Arada spor parçaları da kullanmak hoşuma gidiyor. Zaten gün içerisinde gelişen ekstra bir toplantı olursa Showroom’dan dönemin en hit ürünlerini giyebiliyorum, bizim için çok büyük bir avantaj.

Peki stilinizi tamamlayan en önemli parçalar nelerdir ?
Tabii ki aksesuar. Kadınların şıklığını özelleştiren çok önemli bir parçadır. Onun dışında çok ciddi bir ayakkabı merakım vardır. Çanta konusunda biraz daha klasik parçalara yatırım yapmayı seviyorum.

Kadınlar modayı ve alışveriş yapmayı çok sever. Sizin alışveriş yapma tarzınız nasıldır ? Gardırobunuzdan sıkıldığınız oluyor mu ?
Aslında modada önemli olan şey sürdürülebilirliktir. Yani yeri geldiğinde tüketmek de iyidir. Tabii ki ben de seviyorum alışveriş yapmayı, bazen giymediğim parçalara odaklanıyorum. O yüzden eskisi kadar gereksiz alışveriş yapmıyorum. Arada sırada hepimizin gardırobu gereğinden fazla dolu olabiliyor. Ama paylaşmayı da çok seviyorum, giymediğim parçalar varsa mutlaka yakışacağını düşündüğüm arkadaşlarıma hediye ediyorum.

H&M çevreye karşı duyarlılığını her yıl farklı projelerle gösteriyor. Bu yıl da ünlü isimlerin içinde olduğu bir geri dönüşüm projeniz var bundan bahseder misiniz?
Evet çok keyifli. Aslında biz, dünya genelinde çok büyük bir sosyal sorumluluk projesine başladık. Diyoruz ki; ne marka olursa olsun, eskimiş, giyilmemiş ürünlerinizi H&M mağazalarına getirebilirsiniz. Proje ilk olarak 3 mağaza ile başladı, fakat şu an tüm mağazalarımıza yaydık.

H&M’i diğer dünya markalarından ayıran nedir ?
H&M dünya genelinde sevilen bir marka, Türkiye’de de merakla bekleniyordu ve inanın ilk geldiğimiz günden beri bize olan ilgi halen devam ediyor. Şu an yeni açılışlarımızla birlikte 20 mağazaya ulaşacağız. Tabii Ankara da bizim içi çok değerli, şu an dört tane mağazamız var Gordion, Cepa, Armada ve Ankamall. Beşinci mağazamız da 29 Ekim’de Taurus Avm’de açılıyor. Bu kadar sevilmemizin sebebi genel iş konseptimiz olabilir. Moda ve kaliteyi en iyi fiyatla sunuyoruz, bu konu tabii ki çok çok önemlidir. Bazı markalar modayı ön plana çıkarabiliyor, fiyat yüksek olabiliyor veya kalite düşük olabiliyor. Bu üçlü dengeyi kurduğumuz için, sürekli ilham veren, müşterilerimizi şaşırtan ve sürekli farklı olabilen bir moda markasıyız. Aynı anda pek çok farklı koleksiyonu sergileyebiliyoruz. Sadece kadın değil erkek giyiminde de güçlüyüz. Çocuk zaten başlı başına çok seviliyor. Kozmetik, aksesuar yani bir ailenin ihtiyacı olabilecek her şeyi dediğimiz gibi moda değerleriyle birlikte sunduğumuz için daha çok farklılaşıyoruz diye düşünüyorum.

Yeni sezon alışveriş listenizde olmazsa olmazlar nelerdir?
Yeni sezonda yine Rock esintileri var. Deri mutlaka kullanılması gerekenlerden. Ayakkabı konusunda kendimi kısıtlamıyorum. Bir de aklımda özel bir çanta var onu alacağım.

H&M dünyada hep önemli ve sevilen isimlerle çalışıyor, David Beckham bunlardan bir tanesi. Türkiye’de bu isimlerin geri dönüşümü etkili oluyor mu?
Sizin de dediğiniz gibi uluslararası bakıyoruz işbirliklerimize. Sadece bir pazara uygun değil tüm pazarlarda ilgi gören isimlerle çalışmaya özen gösteriyoruz. David Beckham bizim özellikle erkek koleksiyonumuzda çok iyi bir seçim olduğunu gösterdi. Zaten uzun dönemli bir iş birliğiydi… David Beckham ile geçtiğimiz günlerde son çekimimizi yaptık Londra’da. Bir iç çamaşırı tasarlamamış olsa da müşterilerimiz onun iç çamaşırı ürünlerinden almak istiyor, müşterilerimizin çoğu mutlaka erkek reyonuna uğruyor. Dünya genelinde H&M David Backham ile işbirliği yaptığı için çok memnun. Mesela Beyonce ile yaz döneminde bir çalışma yapmıştık ciddi geri dönüşler oldu. Sonra Madonna ve Kylie Minogue’la yaptık… Seçtiğimiz isimler gerçekten sezonun en hit isimleri ve böylece müşterilerimizi de şaşırttık.

Online alışveriş sayfanız yok, ileriye dönük öyle bir proje var mı ?
Online alışveriş tabii ki projeler arasında. Biz çok geniş bir pazara yayılmış durumdayız. Online da bu pazarın bir parçası. Fakat Amerika’da online alışveriş daha yeni gerçekleşti. Böyle düşünürsek Türkiye’nin biraz vakite ihtiyacı var. İstek çok fazla onun da farkındayız ama altyapı konusunda mükemmeliyetçi olduğumuz için süreç biraz uzuyor.

Peki ileriye dönük başka projeler olacak mı?
Bizi şu an en çok heyecanlandıran proje Zorlu Mağazası. Zaten dergi çıktığında da Zorlu mağazamızın açılışı da gerçekleşmiş olacaktır. 3000 metre karelik, full konsept bir alan, İstanbul’un merkezinde olacaktır.

Biraz Zorlu mağazasından bahseder misiniz?
İstanbul’daki ilk ve en büyük konsept mağazamız olacak. Kadın, erkek, çocuk, kozmetik, aksesuar ve yan ürün gruplarıyla çok iddialı bir mağaza açmış oluyoruz o yüzden bu açılış bizim için çok büyük bir proje. Onun haricinde İstiklal Caddesi’nde yine çok büyük bir mağaza açılışımız gerçekleşecek. Sonbahar sezonu içerisinde onunla ilgili yoğun olarak çalışmalarımız gerçekleşmektedir. İstiklal Caddesi’nin çok değerli bir orta noktasında tarihi bir binada çok güzel ve farklı bir deneyimin yaşandığı ve yaşatılacağı bir mağaza olacak. Taurus mağazamız açılmış olacak… Onun haricinde Türkiye pazarında hızla devam ediyoruz. Yeni sezonda yine 14 Kasım’da İstanbul’da İstinye Park mağazamızda satışa sunacağımız, tamamen kendisinin ikon parçalarından oluşan bir koleksiyon hazırladı. Erkeklere de sonrasında bir müjdemiz olacak. Onun haricinde “Thin Boy Thin Girl” dediğimiz daha gençler için bir ürün grubu da olacak. Isabel Marant da Sonbahar döneminde yoğun olarak bu koleksiyonlarda yer alıyor ve sosyal sorumluluk projelerimiz de hızla devam ediyor. All for Children adı altında Uniceff ile ortak gerçekleştirdiğimiz bir çocuk koleksiyonumuz olacak. Çok farklı projeler, kampanyalar ve sürprizler var…

Peki gardırobunuzda en sevdiğiniz yıllanmış parça hangisidir?
Trençkot uzun yıllardır sevdiğim, klasik bir parça olarak devam ediyor. Çantalarım değerlidir benim için. Biraz da zamansız parçaları tercih ediyorum. Sezonun hit parçaları değil de uzun zaman kullanabileceğim parçalar. Bir de klasik saatim var…