Başarıyı Prestijle İşleyen Bir İsim
Move İç Mimarlık’ın kurucusu Barış Küpçü sektörün içerisinde yetişen, yürüttüğü proaktif stratejilerle Move İç Mimarlık’ı daima ileriye götüren başarılı bir iş insanı. Bu başarıyı getiren süreç ve iş hayatına kazandırdığı özgün yaklaşım ile ilgili yönelttiğimiz soruları MAG okurları için yanıtladı.
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?
Günlük yaşamımda nasıl birisi olduğumu bilenler iş hayatımda gösterdiğim efora hayret ediyorlar. Çünkü iş söz konusu olduğu zaman karşılığı olmasa dahi emek vermekten kaçınmıyorum. Bunun yanında iş hayatında çok emek sarf etmek de her zaman yeterli olmuyor. Öngörülerinizin de kuvvetli olması gerekiyor ki beklentileriniz karşılanabilsin. Bu noktada sezgileriniz ve hisleriniz çok önemli. Bu konularda iyi olmam beni kariyerimde daima bir adım öne taşıdı. Yine sizi insanların gözünde güvenilir kılacak değerlere sahip olmanız gerekiyor. Hangi işi yaparsanız yapın dürüst ve verdiğiniz sözü zamanında yerine getirme konusunda tavizsiz olmanız gerekiyor. Bu nedenle ürettiğim hiçbir çözümün anlık ya da şimdiki zamana göre olmamasına özen gösteririm. Planlarımı hep bir adım ilerisini görmek üzerine yapar, bu sayede doğabilecek aksaklıkları da henüz gerçekleşmeden önlemeye çalışırım. Sanırım bu da yaptığım işlerdeki kaliteyi, arkasından da başarıyı getiren bir husus oldu. Bunların dışında, her ne kadar sektörde göz önünde olsam bile, iş dışında sade yaşamayı seven, sıradan birisiyim.
Move İç Mimarlık nasıl kuruldu? Move İç Mimarlık’ı bugünlere getiren süreç ve şu an sahip olduğu konum hakkında bilgi verebilir misiniz?
Move Mimarlık’ı anlatmak biraz zor aslında. Hayatımda “İşte bu benim eserim” diyerek övündüğüm, hayatımın tamamını adadığım ve kesinlikle sadece bir meslekten çok daha fazlası. Bu yüzden şu anki başarısı, Ankara’nın en büyük ve prestijli iç mimarlık firması olması benim için oldukça gurur verici.
İnşaatçı bir babanın en küçük evladı olarak sektörü tanımaya çok erken yaşlarda başladım. Haliyle de birçok şeyi daha kariyerime başlamadan görmüş oldum. Bu sayede de odağımı en başından beri var olmayan üzerine kurdum. “Odağınız ne?” diye soracak olursanız da maalesef söyleyemeyeceğim. Çünkü bu gibi noktalar sizin yaptığınız her işi diğerlerinden farklılaştıran size özel nüanslar.
Beni Move’u kurmaya götüren süreç, sektörün durumuna baktığımda gidişatıyla ilgili birtakım eksiklikler olduğunu fark etmemle başladı. Bunların üstesinden gelebilmek için de sahip olduğum farklı bakış açılarını hayata geçirmem gerektiğini düşündüm. Sonrasında en dipten başlayarak hayallerimi gerçekleştirmek adına uzun süre günde üç mesai olmak üzere çalıştım. Bir arada düşünüldüğünde bu benim için de ağır bir çalışma temposuydu. Ancak sonunda çalışmalarımız karşılığını bulduğunda Move da hak ettiği yere gelmeye başladı. Sonrasında kazandığımız ivme ise tamamen takım çalışmasının gücü.
Hayata geçirdiğiniz projelerden bahsedebilir misiniz? Move Mimarlık’ın imzası, ustalık eseri diyebileceğiniz çalışmalarınız hangileri?
Senede 80-110 arası büyüklü küçüklü uygulamalı proje yapan bir firmayız. Haliyle tüm projelerimiz özel ve bizim için anlamlı. Tabii ki günden güne üzerine koyarak gidiyoruz. Son beş senemiz gayet gurur verici. Proje ayıramayacağım. Zaten eğer bu sektörde üretilenleri takip ediyorsanız, sizler de sosyal medya vb. yerlerde görüyorsunuzdur. Birçoğunun açılış partilerini de MAG Medya yaptı zaten. Şahsımın ustalık eserini soruyorsanız o bir proje değil, bir hissiyat: ekibim!..
Teknolojinin her alanda kendisini gösterdiği bir dönüşüm süreci yaşıyoruz. Siz bu dönüşümden sektörel bazda nasıl etkilendiniz?
Daha önce bahsettiğim gibi kişilik olarak zaten ilerisini hedefleyen birisiyim. Bu yüzden biz bu dönüşüme iki sene önce geçmiştik zaten. Bu anlamda bizi etkileyen bir husus olmadı.
Hedef kitleniz ve müşterilerinizle yürüttüğünüz iletişim hakkında bilgi verebilir misiniz?
Hedef kitle belirtmenin doğru olacağını düşünmüyorum, ama bu ifadeyi şu şekilde değiştirebiliriz: sanata ve sanatçıya saygısı olup kendisini seven, şıklığı önemseyen kitle… Müşteri kelimesini de çok çirkin buluyorum açıkçası. Çözüm ortağı olduğumuz insanların birçoğu arkadaşım, dostum ya da değerli büyüklerim… Ve yine büyük bir çoğunluğu uzun senelerdir tanıdığım kişiler. Dostluklarımız bakidir.
Projelerinizi hayata geçiren ekibinizle alakalı neler söylemek istersiniz?
En iyi yaptığımız iş; takım çalışması. Ekibimdeki herkes inanılmaz yetenekli ve benim için çok özeller. Gelişime açık, yenilikçi ve analitik düşünüp çözüm odaklı projeler üreten tecrübeli bir ekibimiz var. Çözüm ortaklarımız olan firmaların kurumsal değerlerini özümseyerek onlara zaten özümsedikleri değerlere uygun, kendilerini ait hissedecekleri projeler üretiyoruz. Bu da bize karşı olan beklentilerini daima yüksek tutuyor. İşte yakaladığımız bu yüksek kalite çıtasının sırrı çalışanlarımızın kalitesinde. Move İç Mimarlık’ın en büyük sermayesi sahip olduğu bu yetenekli insan kaynağı. Ekibimizin mümkün kıldığı insan merkezli projeler, iş ve yaşam alanlarını bize emanet edenlerin olduğu kadar bizim de hayallerimizi gerçekleştiriyor.
Son zamanlarda insanlık olarak doğaya karşı olan sorumluluklarımızı hatırladığımız süreçler yaşadık. Sizin işlerinizde bu hassasiyet ne ölçüde kendini gösteriyor?
Şöyle söyleyeyim; biz zaten bu konuda duyarlı bir firmaydık, bugün de bir şeyler değişmedi.
MAG okurlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip ederlerse mutlu olurlar.