© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Gerçekçi, Kararlı, Cesur Ceyda Ateş Toplusoy

Gerçekçi, Kararlı, Cesur Ceyda Ateş Toplusoy

Çocuk yaşta başlayan oyunculuk kariyerini yıllar içinde istikrarlı, bilinçli ve cesur adımlarla büyüten Ceyda Ateş Toplusoy; bugün Florida’da doğayla iç içe bir yaşam sürerken Türkiye’deki projelerle de bağını koruyor. Zamanla oyunculuğunu daha içsel, daha gerçekçi ve daha rafine bir çizgiye taşıyan Ateş, 2026 hedeflerini ve kariyeriyle hayatına dair içgörülerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

 

Oyunculuk serüveniniz çocuk yaşlarda başladı. Bugünden geriye baktığınızda bu yolculuğun sizde en çok değiştirdiği şey ne oldu?

Çocuk yaşta başlayan bu yolculuk bana en çok sabrı ve kendimi tanımayı öğretti. Küçük yaşta sorumluluk almak, disiplinle çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Bugünden geriye baktığımda, yaşadığım her deneyimin beni hem mesleki hem de kişisel olarak daha güçlü kıldığını görüyorum.

 

Sektörde uzun yıllardır varsınız. Türkiye’de oyunculuk anlamında en büyük dönüşümün ne olduğunu düşünüyorsunuz?

En büyük dönüşüm, hikâye anlatımında ve karakter derinliğinde yaşandı. Eskiden daha kalıplaşmış karakterler varken, bugün çok daha katmanlı, gri alanları olan roller görüyoruz. Ayrıca dijital platformların etkisiyle oyunculuk dili de daha doğal ve cesur bir hâl aldı.

 

“Adını Feriha Koydum”, kariyerinizde güçlü bir etki yaratmıştı. Bugün bile halen tekrar tekrar izlenmeye devam ediyor. Peki, Hande karakterine yeniden dönme şansınız olsa, farklı oynayacağınız bir yönü olur muydu?

Hande’ye bugün yeniden dönme şansım olsaydı, onun kırılgan taraflarını biraz daha görünür kılmak isterdim. O dönem daha keskin çizgilerle yazılmıştı ama yaş aldıkça karakterin motivasyonlarını daha içsel bir yerden ele almak isterdim.

 

Hande, izleyicilerde güçlü duygular uyandırmıştı. Karakterin negatif algılanması sizi kişisel olarak nasıl etkilemişti? Bu algıyı yönetmek zor muydu?

Hande’nin yarattığı negatif algı zaman zaman zorlayıcıydı ama bu aynı zamanda karakterin ne kadar etkili olduğunun da göstergesiydi. İnsanların sizi oynadığınız rolle özdeşleştirmesi ilk başta şaşırtıyor ama zamanla bunu yönetmeyi öğreniyorsunuz.

 

Kitle tepkisi ile nasıl baş ediyorsunuz? Bir karakter üzerinden gerçek hayatta da yargılanmak sizi etkiliyor mu?

Kitle tepkisiyle baş etmenin en sağlıklı yolu, rol ile gerçek hayat arasına net bir çizgi koymak. Elbette etkilediği zamanlar oluyor ama bunu kişisel algılamamayı öğrendim. Oyunculuğun doğasında bu var.

 

Dizideki sosyal sınıf çatışması ve toplumsal ayrımlar, günümüzde hâlâ güncelliğini koruyor. Sizce “Adını Feriha Koydum” bu meseleleri nasıl ele aldı?

“Adını Feriha Koydum”, sınıf çatışmasını çok yalın ama çarpıcı bir dille ele aldı. Kimseyi tamamen haklı ya da haksız göstermeden, sistemin yarattığı eşitsizlikleri karakterler üzerinden anlatmayı başardı. Bu yüzden hâlâ güncelliğini koruyor.

 

Önümüze bakacak olursak; 2026 sizin için nasıl bir proje yılı olacak? Şu an üzerinde çalıştığınız ya da heyecan duyduğunuz yeni projelerden bahsedebilir misiniz?

2025 yılı iş ve yaşam açısından oldukça yoğun geçti; ancak, 2026’nın, çok daha üretken ve aynı zamanda daha seçici olacağım bir yıl olacağı şimdiden kendini belli ediyor. Yeni yıla, halen seti devam eden bir dijital diziyle giriyorum. Hemen ardından, daha önce yer almadığım farklı bir türdeki sinema filminin setine çıkacağım. Sonrasında ise sezonu devam edecek projeler ve okuduğum yeni işlerle ilerleyeceğim gibi duruyor.

 

Dijitalde çıkacak olan diziniz “Benim Adım Aylamaz”da sizi en çok cezbeden şey neydi?

“Benim Adım Aylamaz”da beni en çok cezbeden şey, hikâyenin sert ama gerçekçi tonu, karakterlerin çok yaşayan, çok bizden hissettiren karakterler olmasıydı. Seyirciyle güçlü bir bağ kuracağına inandım.

 

Dizinin konusundan, kadrosundan ve karakteriniz Mevlüde’den biraz bahseder misiniz?

Dizi; kimlik, geçmiş ve yüzleşme temalarını merkezine alıyor. Kadrosu çok güçlü ve uyumlu. Mevlüde eşini kaybetmiş ve hamile bir karakter. Onu canlandırmak benim için çok besleyici bir süreç.

 

Dijital platformların yükselişiyle birlikte içerik tüketim alışkanlıkları da hızla değişti. Siz bu dönüşümü bir oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dijital platformlar oyuncular için büyük bir alan açtı. Daha özgür anlatılar, daha kısa ama yoğun projeler var. Bu da oyunculuğu daha rafine bir noktaya taşıyor.

 

Televizyon projeleriyle dijital platform yapımları arasında oyunculuk açısından sizce ne gibi farklar var?

Televizyonda süre uzun olduğu için karakterler zamanla evriliyor. Dijitalde ise daha sinematografik, daha yoğun bir oyunculuk gerekiyor. İkisinin de ayrı disiplinleri var.

 

Global platformlarda yer alan yerli yapımlar dünya çapında izleniyor. Uluslararası bir projede yer alma hedefiniz var mı?

Elbette uluslararası bir projede yer almak isterim. Farklı kültürlerde, farklı dillerde hikâye anlatmak oyuncu için çok geliştirici bir deneyim olur.

 

2025 sizin için nasıl geçti? 2026 yılından beklentileriniz neler?

2025, iç sesime daha çok kulak verdiğim; ne istediğimi, beni neyin gerçekten heyecanlandırdığını fark ettiğim ve planladığım birçok hedefi hayata geçirmeyi başardığım bir yıl oldu. 2026’dan beklentim ise üretimin merkezinde olduğum, sahada daha aktif yer aldığım; oyunculuğun yanı sıra sektörün farklı alanlarında da var olma isteğiyle attığım yeni adımların beni beslediği bir dönem olması. 2026’nın, daha cesur, daha özgür ve yaratıcılığımı tüm yönleriyle ortaya koyabildiğim bir yıl olmasını diliyorum.

 

Florida gibi doğayla iç içe bölgelerde yaşamanın beklenmedik yönleriyle karşılaşıyor musunuz? Örneğin; bir keresinde bir timsah ile göz göze gelmiştiniz.

Florida, doğayla iç içe olmayı öğretiyor. Evet, timsah gibi beklenmedik karşılaşmalar olabiliyor ama bu da yaşamın bir parçası. Doğaya saygı duymayı öğreniyorsunuz.

 

Türkiye’den Amerika’ya taşınırken “Keşke bunu bilseydim.” dediğiniz bir şey oldu mu? Türkiye’nin en çok nesini özlüyorsunuz?

Amerika’ya taşınırken ülke bürokrasisinin her alanda bu kadar yavaş ilerlediğini hayal etmemiştim. Önceden bilmemin bir etkisi olmazdı ama en azından süreci biliyor olurdum! Türkiye’de en çok ailemi, dostlarımı ve o spontane hayat enerjisini özlüyorum.

 

Türkiye’ye projeler için gelip gitmek yorucu olsa da size üretim anlamında bir avantaj sağlıyor mu?

Yorucu olsa da iki ülke arasında gidip gelmek bana farklı bakış açıları kazandırıyor. Bu da üretim anlamında kesinlikle bir avantaj.

 

Ülkeye her gelişinizde, burada sizi en çok şaşırtan ya da değişmiş bulduğunuz şey ne oluyor?

Her gelişimde hız beni şaşırtıyor. Her şey çok çabuk değişiyor; mekânlar, alışkanlıklar, gündem… ama o tanıdık duygular hep aynı kalıyor.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.