Duru, Pozitif, Eğlenceli Burcu Kıratlı
Ailesinden gizli Müjdat Gezen Sanat Merkezi seçmelerine girerek kadrolu oyuncu olup hayatının dönüm noktasını yaşayan Burcu Kıratlı, “Diriliş Ertuğrul” dizisi ile dikkatleri üzerine çekmişti. Tiyatro ve kamera önündeki ilk deneyim heyecanının hâlâ kendisiyle olduğunu belirten güzel oyuncu; setlerde başına gelen unutulmaz anları, annesi ile olan ilişkisini, beğendiği ve değiştirmek istediği yönlerini, hayat felsefesini ve merak edilen daha pek çok konuyu MAG Okurlarıyla paylaştı…
Oyunculuk kariyerinize nasıl başlamıştınız? İlk deneyiminizi hatırlıyor musunuz?
Profesyonel anlamda ilk deneyimim tiyatro sahnesinde oldu. Heyecanı hâlâ kalbimde… Kısa bir süre sonra da ilk kamera deneyimimi yaşadım ve hâlâ aynı heyecan benimle. Her sahneye çıkışımda, her kamera önüne geçtiğimde o küçük kız sevinci ve heyecanını kalbimde hissediyorum.
Unutulmaz bir set anınız oldu mu?
O kadar çok var ki… “Diriliş Ertuğrul” setinde atımın bir başka ata sinirlenip beni kaçırmasını mı desem; “Aşk ve Mavi” setinde, -30 derece soğukta uyuşmuş dilimi çayla yumuşatmaya çalışırkenki hallerimiz mi; köpeğim Mira’nın bir anda hazırlık odasından kaçıp tam ağlama sahnemin ortasına baskın yapması mı… İnanılmaz duygusal bir ortam, bir anda gülmeye dönüştü tabii.
Bir araba kazası sahnesinde gerçekten araba kaydı ve gerçekten büyük bir kaza atlattık, hâlâ o arabayı nasıl kontrolüm altında tuttuğumu bilmiyorum! İndiğimizde set ekibinin, bir ralliciymişim gibi, şok olmuş, korkulu ve hayran bakışlarını hatırlıyorum…
Bunlar sadece birkaç tanesi ve sadece konu başlıkları; ama sette her başımıza gelen olayda -komik veya dramatik- her defasında o ekip ruhunu hissetmek, birlikte sevinmek, eğlenmek veya üzülmek muazzam bir duygu…
Projelerinizdeki karakterlerin size neler kattığını söyleyebilirsiniz?
Oynadığım her karakterin yeri bende çok başka. Hepsi beni büyüttü, hepsi bana birçok şey kattı… O karakteri var etme aşaması çok keyifli. Oynadığım karakterle kendim arasında hep bir bağ oluşturdum. Her karakterin farklı özellikleri, deneyimleri ve duyguları var. Onları oynarken, empati kurmayı, farklı bakış açılarını anlamayı ve derinlemesine karakter analizi yapmayı çok seviyorum. Ayrıca, hepsinin kendine özgü bir hikâyesi olduğu için, projelerimde yer alan her karakter beni insan doğası hakkında daha fazla düşünmeye teşvik eder.
Sosyal medyada hayranlarınızla olan ilişkiniz nasıl? İlginç olaylar yaşıyor musunuz?
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum ve olduğumdan farklı bir profil çizmedim hiçbir zaman. Tamamen filtresiz kendimim. Takipçilerime karşı olabildiğince samimi ve gerçek olmayı seviyorum. Onların sevgi dolu mesajlarını okumak, desteklerini hissetmek harika.
Sizce sosyal medya ve dijital platformlar oyunculuk kariyerinizi nasıl etkiliyor?
Sosyal medya ve dijital platformlar, kariyeri büyük ölçüde etkiliyor bence. Sanatçıların kendilerini tanıtabilecekleri, çalışmalarını sergileyebilecekleri ve tüm dünyada kitlelere erişebilecekleri önemli araçlar haline geldi. Tabii bu kolay ulaşılabilir olmanın zor durumları da var. Bu platformlarla gelen baskı ve eleştirilere karşı da hazırlıklı ve güçlü olmak çok önemli.
Annenizle olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
O benim en yakın dostum, sırdaşım, yol arkadaşım, arkamdaki dağ, yanımdaki dost, önümdeki yol… Kendi ayakları üstünde duran, sürekli kendini geliştiren ve inanılmaz bir vizyona sahip, hem çok saygı duyduğum hem de hayata karşı sağlam duruşunu örnek aldığım ilham kaynağım.
Annenizle olan en güzel anılarınızdan birini paylaşır mısınız?
Annemle her şeyimiz o kadar eğlenceli oluyor ki! Annem zaten enerjisi çok yüksek biri olduğu için (Ben de ona çekmişim.) mod yükseltmekte mükemmel. Onunla her anım paha biçilemez.
Anneler Günü’nü genellikle nasıl geçirmeyi tercih edersiniz?
Biz anne ve kız bir ekip olup anneannemi yemeği çıkarıyoruz genelde. Üç nesil bir arada çok keyifli!
Moda ve stil konusunda nasıl bir yaklaşım benimsediğinizi söyleyebilirsiniz? Annenize de danıştığınız oluyor mu?
Her şeyimi ona sorarım. Genelde alışverişe beraber çıkarız. Onun gözüne çok güveniyorum.
Moda ve stil konusunda kendimi rahat ve özgün hissettiğim şeyleri tercih ediyorum genelde. Benim için rahatlık ve kişisel ifade ön planda. Kot, tişört veya eşofmanı çokça tercih ederim ancak, zaman zaman cesur ve dikkat çekici giyindiğim yerler de oluyor tabii ki. Yerine göre… Stilimde de öne çıkan unsurlar arasında sadelik, zarafet ve özgünlük bulunuyor.
Şu anda sizi hayatınızda en çok tatmin eden şeyler neler?
Benim her zaman en tatmin olduğum alan, aktif olduğum zamanlar oldu. Sette, sahnede, işimle ilgili sahada olmak… Tabii ki sürekli olarak öğrenmek, gelişmek de benim için büyük bir tatmin kaynağıdır. Yeni bilgiler edinmek ve kendimi sürekli olarak yenilemek isterim.
Peki, ya geliştirmek veya değiştirmek istediğiniz yönleriniz?
Çok sabırsızım, tez canlıyım yani! Bunu biraz törpülesem iyi olacak sanki… Duygularımla anlık hareket ederim, biraz durup düşünüp planlı hareket etmek pek bana göre değil. Bunun da üstüne çalışmalıyım sanırım.
Zaten öğrenmek ve kendini geliştirmek hiçbir zaman son bulmaması gereken bir durum. Her zaman kendine dönüp, performansını değerlendirip, nerelerde eksik olduğunla yüzleşmelisin. Eksik gördüğün yerlerini, eksiklik ya da bir kusur gibi değil, üstüne çalışırsan değiştirebileceğin bir şey gibi görmelisin.
Hayatınızın dönüm noktası olarak tanımladığınız anlar hangileriydi?
Hayatımın dönüm noktalarından biri, ailemden gizli Müjdat Gezen Sanat Merkezi seçmelerine girişim ve kazanıp kadrolu oyuncusu olmam oldu! Bu durum hem âşık olduğum oyunculuğu yapmam için kendi yeteneğimle açılan bir kapıydı hem de aileme ve kendime oyunculukla nefes aldığımı kanıtlamış oldum. Tabii ki bu, çalışmaya da başladığım andır. Benim için; sorumluluk almayı ve kendi başıma ayakta durmayı öğrenme süreciydi.
Yalnız kalmak mı, kalabalıkta olmak mı?
Ruh halime göre değişiyor. Evimde arkadaşlarımı, ailemi ağırlamayı çok seviyorum. Yemekler yensin, oyunlar oynansın, derin sohbetler edilsin… Kalabalık bir ailede büyüdüğüm için sürekli kalabalıkta olmayı seviyorum; ama tabii bazen günlerce kendi kendimle kalmaya da ihtiyaç duyuyorum ve kendime zaman ayırıyorum; köpeklerimle beraber tabii ki.
Pek bilinmeyen bir yeteneğiniz var mı?
Resim yapmak beni çok rahatlatıyor. Müziğimi açıp saatlerce resim yapabilirim; ama bilinmeyen olarak söylemek gerekirse, senaryo yazıyorum.
Kötü hissettiğiniz bir anda, daha iyi hissedebilmek için neler yaparsınız?
Hiçbir şey… O duygumun üstüne giderim. Dibine kadar onu yaşar, tüketirim.
Gelecekte hayranlarınızı heyecanlandıracak yeni proje ya da iş birlikleriniz olacak mı?
Evet.
RÖPORTAJ: GÖZDE YILMAZ
FOTOĞRAF: KAAN TÜRKER
STYLING: SEDA SOLMAZ
SAÇ: RAMAZAN BATAK
MAKYAJ: ERKAN ULUÇ
MEKÂN: THE RITZ-CARLTON, ISTANBUL