Pınar Eczacıbaşı’ndan Kadınlara Özel Röportaj
Vizyoner bakış açısı ile kadınların ekonomik özgürlükleri için neler yapabileceklerini, nerelerden destek alabileceklerini ve iş hayatındaki düşüncelerini paylaşıyor.
Kendinizden bahseder misiniz?
Babam ve ailesi İzmir, ben İstanbul doğumluyum. Liseyi Türkiye’de, üniversiteyi ABD’de okudum. Lise yıllarında hem fen hem de edebiyat dallarında başarılıydım. Işık Lisesi’nden mezun olduğum sene biraz da aile büyüklerini örnek alarak, kimya ve o zaman çok popüler olan işletme dallarında eğitim görmek konusunda kararsızdım. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanmış olmama rağmen, yurt dışında eğitim almam üzerine karar kılınınca ben de Amerika’da hem kimya hem ekonomi dalında lisans eğitimimi sürdürdüm.
Yurda gelince de Boğaziçi Üniversitesi Finans dalında yüksek ihtisas yaptım. Bu iki üniversite eğitimim arasında Eczacıbaşı İlaç’ta Kalite Kontrol Laboratuvarı ve İlaç Pazarlama bölümlerinde çalıştım. Master eğitimimi tamamladığım yaşlarda, çocukluktan beri içimde taşıdığım mücadeleci yapımla, kendi kanatlarımla uçmak ve kendi yolumu çizmek istedim ve aile dışında iş aradım. Nitekim o yıllarda Türkiye’ye yeni giriş yapmış olan çok önemli birkaç Amerikan bankası vardı; iki tanesinden teklif aldım ve bugün birleşmeler neticesinde JP Morgan olan, Manufacturers’ Hanover Trust’ta işe başladım. Uzunca bir profesyonel hayattan sonra şimdi kendi finansal yönetim ve danışmanlık şirketim var. Ayrıca Avrupa Yatırım Fonu bünyesinde kurulu bir fonun yatırım komitesi üyesiyim.
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Çok detaycıyımdır. “Şeytan ayrıntılarda gizlidir.” sözüne inanırım ve bu yüzden de yüzeysel iş yapılmasına tahammülüm yoktur. Kolay pes etmem ve hemen havlu atanları tasvip etmem. Yalana tahammülüm yoktur. Disiplin, iş hayatında olmazsa olmaz; işine saygı duymayan başarılı olamaz.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Kadın çalışan sayısı gün geçtikçe artmasına rağmen maalesef cinsiyetçi ayrımlar nedeniyle hâlâ olması gereken düzeyde değil. En eğitimli kadınların bile, sektörlerinde tepe noktaya ulaşabilmiş olanlarının sayısı çok az. Bu yurt dışında da böyle keza.
İş hayatına yeni atılan kadınlara tavsiyem, hayallerinin peşinden koşsunlar. Para yoksa da, destek yoksa da yola çıksınlar bir şekilde. Fikir çok önemli bir unsur. İyi fikir her zaman para getirir, su yolunu bulur. İş fikrine dönüşebilecek yaratıcı fikirler üretsinler ve masaya koysunlar. Her fikir değerlidir ancak, her fikir o gün için iş fikrine dönüşemeyebilir. Bunu ancak fikri masaya koyarak anlayacaklar. Cesaret çok önemli bir unsur. Kalplerinin, ideallerinin peşinden gitsinler. Türkiye’de girişimcilikle ilgili çok ciddi çalışmalar var. Bizler zamanında GYİAD olarak bu konuda ilk tohumları attık. KOSGEB destekli eğitim programları ile genç girişimcilerimize destek olduk. Üniversitelerimizde girişimcilik yarışmaları yaptık. Girişimcilik kültürünü aşılamak için GYİAD Akademi’yi kurduk ve gönüllü dersler verdik. Anadolu’daki üniversitelerimize gittik. Bu tür STK’larla çalışmak çok önemlidir, mutlaka katılsınlar.
Çağdaş kadını tanımlar mısınız? Çağdaş kadın hangi özelliklere sahip olmalı?
Kadın kendi ayakları üzerinde durabilmeli, hür iradesini kullanarak yaşamına kendi tercihleri doğrultusunda devam edebilmeli, kendisine biçilen toplumsal rollerin dışında da bir birey olarak var olmalı. Ancak o zaman bir çağdaşlıktan söz edebiliriz.
Türkiye’de kadının bulunduğu yer ve özellikle gördüğü şiddet içler acısı. Kız çocuklarının iyi eğitim alması şart. Bu konuda büyük bir seferberlik olması lazım. Bu şiddete, bu haksızlığa dur demenin en güzel yolu kendi ayakları üzerinde durabilmek, kendi geçimini sağlayabileceği ortamı yaratmak.
Kadın girişimciliği konusunda çok çaba vermek lazım. Hem finans kurumlarımız mikro kredi dediğimiz yöntemlerle hem sivil toplum kuruluşlarımız kadın hakları konusunda hem KOSGEB gibi kurumlarımız eğitim konusunda seferberlik başlatmalı. Başkasını değiştiremeyebiliriz ancak, kendimizi değiştireceğiz. Biz değişince diğerleri değişecek.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahsedebilir misiniz?
Türkiye’de halen iş gücüne katılan kadın sayısı çok yetersiz. Eğitim yetersizliği, kadınlarımızı vasıfsız konuma sokuyor. Bu yüzden, bu kesim kadınlarımıza hangi yaşta olursa olsun, beceri kazandıracak eğitimleri vermek çok önemli. Eğitimli kesim ise erkek çalışanlarla bir tutulmuyor her zaman. Maalesef cinsiyet önem kazanabiliyor.
Finans sektörü, Türkiye’de kadın çalışanın yoğun olduğu bir sektör. Ben erkeklerle çalışmayı sevdim ve iyi anlaştım. Ancak, bu kadar kadın çalışanı yoğun bir sektörde bile bakın, tepe noktaya ulaşabilmiş kadın sayısı çok az. Bu yurt dışında da böyle. Birçok üst düzey toplantıya tek kadın olarak katılmışlığım var. Tabii bir noktadan sonra cinsiyet değil, akıl, iş yapabilme kabiliyeti, olaylara bakışınız ve vizyonerliğiniz ile oradasınız.
İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Aktif bir sosyal hayatım var. Bazen de iş ve sosyal hayat iç içe geçmiş oluyor. Ama ben kendime de boş zaman yaratmaya ve dinlenmeye dikkat ediyorum, verimli olabilmek için bu gerekli. Elektronik her türlü ortamdan uzak kalmak, kendimi rahatlatabildiğim hobilerle uğraşmak oldukça dinlendirici oluyor. Spor yapmaya çalışıyorum, çok seyahat ediyorum, yoga yapıyorum, kitap okuyorum. Açıkçası ben çalışırken de dinleniyorum. İnsan üretirken, yeni bir şeyler ortaya koyarken de dinlenebiliyor.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Çalışmak, üretmek insana öz güven, disiplin ve verimli bir yaşam tarzını sağlıyor. Çalışmak yaratıcılığı da besliyor. Kendi ayaklarınız üzerinde durmak, size her koşulda dayanıklı ve becerikli olmayı öğretiyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor? Sizin bugün için özel bir mesajınız var mı?
Kadınlara yılda bir gün yerine keşke her gün aynı ilgi ve saygı gösterilebilse. Yine de bu gün, farkındalık oluşturmak açısından hiç yoktan iyidir diye düşünüyorum. Tüm kadınların bu kutsal gününü kutluyor ve güven içinde, özgürce ve hak ettiklerimize ulaşmış olarak yaşadığımız günlere kavuşmamızı diliyorum.