İlişkilerde Yeni Dinamikler
Dünya değişiyor ve yaşamın özünü oluşturan ilişkiler de bu değişimden etkileniyor. İşin ilginç yanı ise değişimin çok hızlı olması; sadece on yıllık bir süreçte neredeyse yüz yılda olabilecek değişimleri görüyoruz. Bu yazımda maddeler halinde, değişen dinamikleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kontrol tamamen kadınların elinde. Kesinlikle bundan emin olabilirsiniz. Öncelikle ilişki öncesi flörtü başlatan, yani ilk hamleyi yapan kesinlikle kadınlar. Örneğin; sosyal medyada “DM” üzerinden ilk mesajı gönderen genelde kadın oluyor ve flörtü başlatıyor. Elbette buna ayak uyduramayan ve “Neden bu adam bana yazmıyor?” diye hayıflanan kadınların sayısı az değil ancak, bir erkeğin adım atmasını bekleyenlere sabırlar diliyorum. Artık o dönem sona erdi ve bunun temel sebebini ikinci maddede açıklıyor olacağım. İlk adımı kadınlar atıyor fakat dahası var, buluşmaları ve hatta mekânları kadınlar ayarlıyor, erkek genelde sadece buna uyum göstermeye çalışan taraf oluyor. Buluşma kararını kimin aldığı, bir ilişkide iplerin kimde olduğunu gösteren etkenlerden biridir ve bu konuda kadınları günümüzde bir adım önde görüyorum. Özellikle “Adil’e Sor” uygulamasından bana ulaşan binlerce ilişki sorusu bunu gösteriyor. İlişkinin altı ayı geride kaldıktan sonra ve işler ciddileşince aileler ile tanışma teklifini artık kadınlar yapıyorlar, evet yanlış okumadınız, genelde durum böyle. Nihayetinde evlilik teklifi yapan kadınların sayısı da hiç az değil. Dolayısıyla, özellikle bugün yirmili yaşlarında olan ve Z Kuşağı olarak adlandırılan nesilde erkekler edilgen bir rol almayı kabul ediyorlar, kızlar ise dominant, baskın karakter olmayı seviyorlar.
Rekabet erkekler arasında değil, kadınlar arasında dönüyor. Doksanlı yılları yaşamış bir erkek olarak bir kızla flört edebilmek için yaşanan rekabeti sizlere anlatmakta zorlanırım, oldukça zor günlerdi açıkçası. Öte yandan günümüzde aynı rekabeti kadınlar yaşıyorlar. “Ekmek aslanın ağzında.” sözünü biraz değiştirelim; “Erkek aslanın ağzında”! Önceki maddede belirtmiştim, bir erkekten mesaj bekleyerek yaşlanan kadınlar var, çünkü sosyal medya üzerinden aynı erkeğe yüzlerce “DM” geliyor ve adam hangisine dönüş yapacağını bilemiyor. Erkeklere inanılmaz bir talep var. Bunun iki sebebi var. Birinci sebep: Kadınlar üzerinde halen toplumsal olarak evlenme baskısı var. Ya annesinden ya akrabalardan kaynaklı evlenmesini isteyen insanlar kadını baskı altına alıyorlar. İkinci sebep ise, kadınlar arasındaki kıyaslamanın onları tetikliyor olması. Örneğin; bir arkadaş grubunda yer alan herkesin evlenmesi, diğer kadını baskı altına alıyor ve o da birini bulup evlilik yoluna girmek istiyor. Bu sefer sosyal medyada birçok adama mesaj atmaya başlıyor, çünkü panik atak geçiriyor: “Ben niye yalnızım?” Güzel bir söz vardır; “Erkekler kadınlar için, kadınlar ise birbirlerine hava atmak için güzel giyinirler”. Dikkat edecek olursanız sokakta kadınlar birbirlerinin yanından geçerken giyim kuşamlarına bakarlar, hatta kimi zaman diğer kadını sokakta durdurup “Pardon, bu kabanı nereden aldınız?” diye soran kadınlar vardır. Kadınlar arası rekabet böyle devam ederse, bundan yirmi yıl sonra bir erkeğin peşinde binlerce kadın olacak.
Maddiyat artık erkeklere bağlı değil. Eskiden genel bir kural vardı: Evi erkek geçindirir, gibi bir söylem kabul edilirdi. Oysa devir tamamen değişti. Artık kadınlar çalışıyor ve kendi paralarını kazanıyorlar. Bu durumda maddi anlamda da sosyal anlamda da bir erkeğe bağlı olmak zorunda değiller, hatta çok sayıda iş kadını danışanım bana şöyle söyler: “Hesabı erkeğin ödemesinden nefret ediyorum. Ben güçlü bir kadınım ve hesabı kendim öderim. Erkeğin hesabı ödemeyi teklif etmesi bile midemi bulandırıyor!” Bunu söyleyen kadınların sayısı az değildir. Dolayısıyla aslında bu söylemler de ilişki dinamiklerinin ne kadar değiştiğini gösteriyor. Peki, bu duruma erkekler ne diyorlar? Elbette herkes memnun diyebilirim, çünkü erkek için maddiyat konusu zorlu ekonomik koşullarda ağır bir yük olmaya başladı, dolayısıyla para yemeyi kim sevmez? Hesap ödemenin ötesinde erkeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayan, faturalarını ödeyen ve adamın üstüne başına alışveriş yapan kadınların sayısı artıyor. Bu manzaraya baktığımız zaman aslında temelinde şunu görüyoruz: İlişkilerde erkek rolünü oynamayı seven kadınların sayısı artıyor. Artık yönetimin kendilerinde olmasını istiyorlar ve erkeğin evde kalıp ev işlerini yapmasını isteyenler de var. Bu duruma uyum gösterebilen erkekler olduğu gibi “Kesinlikle böyle yaşamak istemiyorum.” diyenler de var.
Dünya değiştikçe dünyaya ait her şey değişir, buna ilişkiler de dahildir, önemli olan her bireyin nasıl bir ilişki yaşamak istediğini kendine dürüstçe itiraf etmesi ve buna uyumlu bir partner bulmasıdır. Örneğin; ilişkiyi yönetmek ve baskın karakter olmak isteyen bir kadının, dominant olduğunu kabul ederek ve kendisine uyumlu, söz dinleyen bir erkek bularak işe başlaması gerekir, çünkü hiçbir ilişkide iki dominant karakter uzun süreli birlikte ve mutlu olamazlar.