Bir Günlük Kaçamak

Hadi hazırlanın, bugün çok önemli bir randevumuz var.  Hayatımızdaki en değerli, en sevdiğimiz, en neşeli, en tatlı, en güzel insanla…  Kendimizle! Evet, bugün tamamen kendimizle olacağız.  Söz veriyorum; günün sonunda şayet önerilerime kulak verirseniz, yüzünüzde kocaman bir gülümseme ve şükür duygusuyla uykuya geçeceksiniz.

Sık sık tanıdık tanımadık herkes pek çok konuda önerilerimizi soruyor. Bana da, MAG Ekibi’ne de… E, MAG’ın editörü olunca her şeyin; her restoranın, her butiğin, aklınıza gelebilecek her şeyin en iyisini bilmek lazım, değil mi? (Hatta şaka değil bir ara kardeşime “Danışma Hattı“ kurmayı önermiştim.) Tabii ki her konuda en iyileri ve yenileri takip etmeye çalışıyoruz. Ama ben biraz alışkanlıklarıma bağlıyım. Ya da alıştığım, enerjisini sevdiğim bazı şeyleri kolay kolay değiştirmem diyeyim. Şimdi sizlere “güzellik ve bakım”a dair bazı vazgeçemediklerimden bahsedeceğim.

Swissotel Amrita  Spa & Wellness’a bayılıyorum.. Burası benim en sevdiğim spa. Belki enerjisindendir… Hem çok şık hem çok ferah. Girişte çok güler yüzlü bir ekip karşılıyor sizi. Sonra o günkü bakımlarınıza göre sizi, uygun kişiye emanet ediyorlar. “Amrita”,  sonsuz gençlik iksiri anlamına geliyor. Burada gençleşmeniz, kendinizi yenilemeniz için pek çok seçenek var. Biz bugün tatil öncesi bakımı yapacağız. Ölü derilerimizden kurtulup pırıl pırıl bir ciltle güneşe merhaba demek için hamam sefası yapacağız.  Ardından da masaj olacağız. Hamam bölümü oldukça geniş ve etkileyici… Ayrıca her şey düşünülmüş… Bornozunuz, terliğiniz, bakım ürünlerinize kadar her şey yüksek kalitede sunulmuş. Siz sadece kendinizi bırakıyorsunuz ve bir güzel keselenip sanki kanatlanıyorsunuz. Üstünüzden adeta tonlarca ağırlıktaki bir yük kalkmış gibi rahatlıyorsunuz. Sonra dinlenme odasında birazcık kestirip, bir meyve yiyip, Gülsün Hanım’a masaja giriyorsunuz. (Ben Gülsün Hanım’ın şifalı ellerine alıştım, tahmin ediyorum diğer arkadaşlar da çok iyilerdir.) Masaj odaları da süper… İçinde kendi duşu var. Yedi tane Buda heykelciği, mum ışığı, tatlı bir müzik derken… Başka bir boyuttasınız. Bana son gittiğimde Bernard Cassiere Paris’in içinde parafin olmayan mumuyla masaj yapıldı. İlginç ve çok hoştu. Hakikaten “pamuk” kıvamında çıkıyorsunuz, Amrita’dan…

Pozitif enerjisini almak, şen kahkahasını duymak, bir de yay gibi kaşlara sahip olmak için Duru Güzellik, Mahsuse Abla’ya uğruyoruz.

Derya Çoban Ayak Sağlık Merkezi bence pedikür konusunda mükemmel bir adres. Tırnak deyip geçmeyin, ufacık bir batık hayatınızı kabusa çevirebilir.  Çok şükür benim pek sorunlu değil ayaklarım ama mesela zamanla yanlış pedikür sonucu daralan tırnak şeklim değişti. Derya Çoban konusuna çok hâkim, alanındaki her eğitime katılan (hatta belki şimdi üniversitelerde eğitim verme durumu bile olan), titiz, çalışkan, profesyonel ve çok başarılı bir bayan. Zaten içeri girince kendinizi son derece hijyenik bir yerde ve güvenli ellerde hissediyorsunuz. Derya Hanım, bir sürü (daha önce hiç görmediğiniz) pek çok aletle, ince ince ve çok detaylı çalışıyor. Bu kesinlikle bildiğiniz pedikür olayından çok farklı bir deneyim. Üstüne bir de reflex masajı yapılıyorsunuz. Oh! Daha da başka bir şey demeyeceğim. Bir deneyin, anlayacaksınız.

Sonra kalan bakımlarımız ve saç için Essensuals’e gidiyoruz. Açık saçsa ben genelde Fikret Bey’e, topuzsa Sedat Bey’e başvuruyorum. Ama ikisi de her tip saçta çok iyi. Benim yine alışkanlık nedeniyle böyle bir tercihim oluyor. Victoria’s Secret kızları gibi saçlar için Jaklin Kuaför Serkan Bey’e giderim. Ayrıca Paris Kuaför’den Hakan Bey’in ve Hasan Bey’in, Allegro Kuaför İsmail Acarsoy’un yaptığı saçları da çok beğenirim.
Bir de son dönem Organicum şampuan kullanıyorum. Çok çok memnunum, aradan belirteyim dedim. Saç dökülmesine karşı çok iyi. Parlak yumuşacık saçlar için muhteşem!

Diğer bakımlar için Essensuals’te Sultan yardımcı oluyor. Ve finalde de Zeynep Çal öyle bir makyaj yapıyor ki güzelliğiniz karşısında aynada kendinize hayran kalıyorsunuz. Sanki yeni bir insanla tanışıyorsunuz. İçinizden “iyiyim, hoşum, güzelim ama vay be bu kadar mı güzelim?” diye geçiriyorsunuz. Merak etmeyin görenler de böyle şeyler söylüyor…

Güzellikleri paylaşmak gerek. Artık eşinizle, dostunuzla, ailenizle, sevdiklerinizle bu ışıltıyı paylaşma zamanı geldi… Duyacağınız iltifatların tadını çıkarın ama unutmayın ki nasıl görünürseniz görünün, yaşadığınız her anı içinize sindirerek yaşayın ve hayatın kendisinin çok güzel olduğuna inanın.

Herkese her anlamda güzelliklerle dolu günler diliyorum…