Sinan Köseoğlu Accor’da Yeni Dönem
Kısa bir süre önce Accor Türkiye operasyonları başkan yardımcılığı görevine getirilen Sinan Köseoğlu, yeni pozisyonuna dair düşüncelerini, izleyeceği stratejileri ve büyüme hedeflerini MAG Business Okurları ile paylaştı.
Accor’un Türkiye operasyonlarının başkan yardımcılığı görevine getirildiniz. Düşünceleriniz neler?
Accor Türkiye operasyon başkan yardımcısı olarak göreve başlamaktan ötürü büyük bir heyecan duyuyorum. Dünyanın öncü otelcilik grubu ve bu bölgedeki etkileyici portföyüne katılmak ve her geçen gün büyümeye devam eden bir oyuncu olarak geri dönmek beni mutlu ve gururlu hissettiriyor. Operasyonel hizmetlerimizi geliştirmek ve misafirlerimize mükemmel deneyimler sağlamak için büyük adımlar atacağımıza inanıyorum. Tüm ekiplerimizle birlikte çalışarak, Accor markasının başarısını daha da ileriye taşımak için çabalayacağım.
Turizm ve otelcilik sektöründe otuz yılı aşkın bir tecrübeye sahipsiniz. Yeni görevinizle getireceğiniz yenilikler neler olacak? İzleyeceğiniz stratejilerden biraz bahseder misiniz?
Yeniliklerimizden biri, yatırımcı ilişkileri konusunda daha etkili bir yaklaşım benimsemek. Yatırımcılarımızın, performansımızı daha iyi anlayabilmeleri için daha fazla bilgi ve iletişim sunacağız.
Ayrıca, operasyonlarımızı geliştirmek amacıyla yeni adreslerde yeni oteller açmaya devam edeceğiz. Bu sayede daha geniş bir ziyaretçi kitlesine hizmet verebilecek ve iş hacmimizi artırabileceğiz. Misafir memnuniyetini daha da geliştirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Sürdürülebilirlik konusunda da önde gelen bir marka olmaya devam edeceğiz. Accor olarak, kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerini benimseyerek çevreye duyarlı, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilen ve etik değerlere uygun projeler geliştireceğiz.
Accor’un gelecek dönem hedefleri ve büyüme stratejileri neler?
Şu anda Türkiye genelinde 63 otel, 13.341 oda sayısı ile hizmet veriyoruz ve 2024 senesine kadar 12 otelin daha grubumuza katılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. İstanbul ve Türkiye genelinde, birbirinden muhteşem projeleri misafirlerimizin hizmetine sunacağız. Çok yakın bir zamanda, misafirlerimizle iki ikonik Swissôtel projemizi tanıştıracağız: Swissôtel Uludağ Bursa ve Swissôtel Çeşme Resort & Spa. Bunlarla birlikte, İstanbul’da şehir otelciliğine önemli katkılar sağlayacak birçok yeni proje geliştiriyoruz; Mövenpick İstanbul Marmara Sea, Mövenpick Living Saklıvadi, Novotel İstanbul Bomonti ve ibis Şişli, projelerimizden sadece bazıları. Ayrıca, şu anda imzalanmış ve başlamış olan birçok farklı otel açılışını da 2024 senesinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Biraz da sizden bahsedecek olursak; turizm ve otelciliğe olan ilginiz ne zaman başlamıştı? Bu sektörde ilerlemeye yönelik motivasyonunuz nelerdi?
Turizm ve otelcilik sektörü çocukluk hayallerim arasında hep yer aldı. Ailemle seyahat etmek ve otellerde konaklamak beni her zaman etkilemiştir. Otel içindeki faaliyetler ve süreçler benim ilgimi çekerdi ve bu da sektöre olan merakımı daha da artırdı. Farklı kültürlerle tanışmak ve insanlarla doğrudan etkileşime geçmek benim için oldukça cazip ve heyecan verici bir düşünce.
Mezun olduğum okul olan Altunizade Özel Otelcilik Lisesinde okurken yaptığım stajlar ile ilk deneyimlerimi kazandım. Hacettepe Üniversitesi Turizm bölümünü kazanmamın ardından Ankara’ya yerleştim ve Hilton Ankara’da 6 yıl boyunca çeşitli departmanlarda çalışma imkânım oldu.
Bu süre zarfında yurt dışından Türkiye’ye gelen çalışanlar dikkatimi çekmeye başladı ve yurt dışında çalışma hayalim doğdu.
Hilton Ankara’daki 6 yıllık deneyimimin ardından F&B müdürü olarak Azerbaycan’da bulunan Radisson Bakü otelindeki ilk yurt dışı görevimi gerçekleştirdim. Bu deneyimimden sonra Accor ailesinin bir parçası olan Grand Mercure Bahrain ile tanıştım. Ardından Sofitel Hannoi Vietnam, Sofitel Bangkok ve Bali, Novotel Yaketerumburg ve Sofitel Kahire gibi harika otellerde çalışma fırsatı buldum. Daha sonra Sofitel JBL Dubai, Sofitel Marsellia, Moskova Mariott Grand, Moskova Grand Marriott Aurora gibi birçok otelde yaklaşık 6 yıl boyunca deneyim kazandım.
Rusya’daki altı yıllık tecrübemden sonra Türkiye’ye geri dönerek Ankara Sheraton Luxury Collection, JWM Bosphorus & Sheraton City Center gibi otellerde genel müdür olarak görev yaptım. Bu otellerdeki yöneticilik deneyimim, liderlik becerilerimi geliştirmeme ve bir otelin tüm işleyişini yönetebilme yeteneğimi keşfetmeme yardımcı oldu.
Otelcilik sektöründe edindiğim deneyimler, beni her geçen gün daha da büyülemekte ve bu alanda başarılı bir kariyerin mümkün olduğunu göstermektedir. Turizm sektörü, sürekli değişen ve gelişen bir sektör olması sebebiyle beni her zaman heyecanlandırmaktadır. Geçmişteki çalışmalarım ve deneyimlerim sayesinde farklı kültürleri, yeni insanları tanımak ve onlarla etkileşimde bulunmak benim için büyük bir zenginlik.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Bir günüm genellikle portfolyodaki otellerimizin yatırımcıları ile görüşmelerle başlar. Bu görüşmelerde, otellerin performansını değerlendirir, gelişim alanlarını belirler ve yeni projeler için fikir alışverişinde bulunuruz. Ardından, otel portfolyomuzu genişletmek ve yeni iş birlikleri kurmak için yeni yatırımcılarımızla bir araya gelerek pazarlama stratejilerimizi paylaşır, potansiyel getiri ve riske ilişkin görüşmeler yaparız.
Öğleden sonra, genel müdürlerimiz ve otel ekiplerimiz ile potansiyel performansı değerlendirmek ve artırmak üzerine toplantılar düzenleriz. Ayrıca, Accor merkez ofisi olarak haftalık strateji toplantıları düzenler, bu toplantılarda da Accor’un genel stratejik yönelimlerini belirler ve bu doğrultuda otellerimizin yönetimine rehberlik ederiz.
Fırsat buldukça, ekip olarak kendi alanlarımızdaki “networking” davetlerine katılırız. Bu etkinlikler, sektördeki güncel trendleri takip etmemizi sağlar ve yeni iş bağlantıları kurmamıza imkân tanır.