Sıcak ve Samimi Bir Buluşma Noktası
Ekranların sevilen yüzlerinden Ceren Akdağ mesleki serüveninde çok farklı tecrübeleri olmuş olsa da içindeki yemek yapma tutkusuna karşı koyamamış… Ortağı Emir Gözüsulu ile birlikte şeflik eğitimi aldıktan sonra Nişantaşı’nda samimi bir mekan yaratarak Jerry’s’i açmaya karar vermiş… Bir yandan özel lezzetlerini tadarken bir yandan da keyifli hikayelerini dinliyoruz…
Ekranların tanınmış yüzlerinden biri iken mutfağa girmeye nasıl karar verdiniz?
Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünü bitirdim. Ama yemek hep tutkum vardı. Hatta okurken çok bilinen bir restoranda mutfağı öğrenmek için bir yaz boyunca aşçı yamaklığı bile yaptım. Hep dileğim şefliğini yaptığım bir mekanım olmasıydı. En son TRT’ye yaptığım “Elçiye Zeval Olmaz” programında, Ankara’da büyükelçilerin rezidanslarında ülkelerini, kültürlerini, alışkanlıklarını konuşup sonra da geleneksel yemeklerini yapmak üzere mutfağa geçiyorduk. Ve bu sayede dünyanın birçok ülkesinden değişik pişirme yöntemlerini, farklı soslar yapmayı öğrendim. Çeşitler çoğaldıkça bunları herkesle paylaşmak istedim. Önce evde davetler verdim, arkadaşlarıma yaptım. Yetmeyince profesyonel olmaya karar verdim. Ve ortağım Emir Gözüsulu ile birlikte şeflik eğitimi aldık. Öğrendiğim dünya yemeklerini soslara dönüştürüp kendi özel reçetelerimizi yarattık. Ekranda konuklarımı ağırlıyorum, mutfağımda da misafirlerimizi. Ekran da yaratıcılık ister, aynı mutfak gibi.
Konseptinizi oluştururken neleri göz önünde bulundurdunuz?
Yurt dışında zevkle yediğimiz farklı hot dog’lardan yola çıktık öncelikle. Ve Jerry’s’de yenilen her şeyin buraya özel olmasını istedik. Sıcak, samimi ve buluşma noktası olması önemliydi. Dekorasyonda mimarlarımız Berrin Gürgenci Yıldız ve Zerrin Gürgenci ile canlı renkler, grafitiler üzerinde durduk. Mekanın küçük olması ve açık mutfak nedeniyle her noktasını değerlendirdik. Eğlenceli ve yaşayan bir mekan olması listemizde ilk sırada yer aldı. Menüyü oluştururken içerikle beraber sunumlar da fark yaratmalıydı. Sıradan olmamak ve şaşırtmak başlıca hedefimizdi. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Nişantaşı’nda oturmanın da avantajını kullanarak burada arayıp da bulamadıklarımızı bir araya getirerek tüketici gözüyle yarattık her şeyi.
Ürün yelpazenizden biraz bahseder misiniz?
Üç farklı tarz buluyor: Hot dog’lar, sandviçler ve yumurta çeşitleri. Sosislilerde, özellikle Güney Amerika yemeklerinden yola çıkarak yarattığımız soslar var ve tabii goralı, coleslaw salatası gibi klasiklere de kattığımız yorumlamalar var. Sandviçlerde ise, et tercih etmeyenleri de düşünerek avokadolu, beyaz peynirli çeşitlere yer verdik. Çırpılmış yumurtalarımızda da otlu, İspanyol ve peynirli seçenekler hem protein severlerin hem de sporcuların gözdesi. Bizim için her şeyin günlük olması büyük önem taşıyor. Sosları günlük hazırlıyoruz ve ekmeklerimiz de bizim verdiğimiz reçeteyle her sabah fırından geliyor.
Kahvelerimiz ise, yine butik bir kahveciden özel çekirdeklerden haftalık olarak geliyor. Ve hayvan dostu olduğunu ısrarla belirtmek istediğim mekanımızda, aylık kahve cirolarının %10’u ile sokak hayvanlarına mama alıyoruz. Pati Food sitesinden Türkiye’nin herhangi bir yerinde sokaktaki hayvanları besleyen ve tek başına yetemeyenlere mamaları gönderiyoruz. Hayvan severleri ve köpekleriyle mekanlara girmeyi özleyenleri de bekliyoruz.
Türklerin yeme-içme kültürünü nasıl özetlersiniz?
Geleneksel yemeklerimizden vazgeçmek zor bizim için. Denemeyi seviyoruz fakat, ilk tercihimiz, bildiğimiz damak tadı. Çünkü onu yapan, diğerlerini de iyi yapar diye düşünüyoruz. Ama bir kez deneyip hoşumuza giderse farklı kültürlerin yemekleri o zaman bizim için klasik olabiliyor. Yani alışkanlıklarımızı seviyoruz. Çocukluk alışkanlıklarımız mesela önem taşıyor. Goralı’yı ve Patso’yu özleyenler hemen onlara yöneliyor. Fakat bizim alışkanlıklarımız yıkılmayacak derecede değil. Yani, yeni tatlara açığız. Bunun en güzel örneklerini Jerry’s’de yaşıyoruz. Meksika fasulyeli ranchero ve ananaslı, acı soslu Kolombiya hot dog tarifimiz en çok satan ürünümüz.
Dünyada en çok sevdiğiniz mutfak hangisi?
Güney Amerika. Mutfaklarını çok yaratıcı buluyorum. Soslar vazgeçilmezim. Acıya çok dayanıklı olmasam da coğrafyalarında yetişen ürünleri yemeklerinde farklı şekilde kullanıyorlar. Tatlı, ekşi ve acının aynı tenceredeki uyumu ilgimi çekiyor. Uzak Doğu’nun ise, pişirme yöntemleri ilgimi çekiyor. Hem sağlık hem de lezzet yönünden öne çıkıyor.
İstanbul’da en çok beğendiğiniz restoranlar hangileri?
Topaz, Sunset, Duble Meze, Cheff Meze, Lacivert, Banyan, Sur Balık, Arnavutköy Balık, Ioki, Cortiletto Pizza, Filibe Köftecisi ve Fasuli
Jerry’s ile ilgili yeni projeleriniz var mı? Şubeleşmek veya yurt dışına açılmak gibi düşünceleriniz var mı?
Nişantaşı’nda açmamızın sebebi, hem bölgeyi çok iyi bilmemizden hem de yeniliğe açık olmasındandı. Jerry’s’in açılmasıyla birlikte bahsettiğiniz teklifler çok geldi. İlk 4 ay gelen teklifleri değerlendirdik. İstanbul’da birçok semtten şube teklifi geliyor. Ankara da yine aynı şekilde sırada yer alıyor. Ancak bir sürpriz yapıp yurt dışında ikinci şubeyi açabiliriz. Kasım ayında değerlendirmek üzere gidiyoruz. Fizibilite çalışması önem taşıyor. 2017 ile birlikte yeni Jerry’s’ler için adım atabiliriz.
Yeme-içme sektöründe neredeyse her gün yeni mekanlar açılırken başarılı olmak ve bir adım öne çıkmak için neler yapmak gerekiyor?
Gıda sektöründe, özen ve samimiyet önem taşıyor. Yaptığınız yemeğe, dekorasyona özen göstermek… Hem göze hem de damağa hizmet ediyorsunuz sonuçta. Mesela dünyanın en basit fast-food yiyeceklerinden biri olarak geçen tost veya sahanda yumurta satarsınız zengin olursunuz, namınız her yerde duyulur. Nasıl mı? Mutfak matematiği ile. Taze tost ekmeğinizin reçetesine göre kaliteli peynirinizi seçersiniz. Yumurtayı servis ederken kullandığınız sahanın farklılığı hem lezzetini arttırır hem de tüketicinin aklında kalır. Veya çok bütçe ayırmadan yaptığınız dekorasyon, insanların iştahını açarak sizi rakiplerinizden bir adım öne çıkarır. Belki de ev yapımı limonatanızın içine portakal kabuğu rendeleyerek kokusuyla bile küçük farklılıklar yaratırsınız. Her şey sevmekle başlıyor. Mutfağı severseniz, yaratıcı fikirlerinizi kullanmaktan çekinmezseniz öne çıkarsınız. Samimiyet ise, yaptığınız işe güvenmekle başlıyor. Ne sattığını bilmeden sadece ukalalıkla iş yapmaya çalışanların hiç şansı yok. Tabii bir de yarattığınız mekanı nerede açtığınız önemli. Doğru lokasyon birinci kural. Bu nedenle hızlı şubeleşmek ve düşünmeden verilen kararlar en yanlış adımlar…