Savaş Simitli
Kendinizden bahseder misiniz?
Savaş Simitli: Ben 1960 yılında İzmir de doğdum. İzmir Atatürk Lisesi mezunuyum. 1983 yılında Jandarma Astsubay okuluna girdim ve 1984 yılında mezun oldum. Askerlik mesleğinin oldukça zor ama bir o kadarda kolaylığını keşfeden bir asker olarak başarılarla dolu meslek yaşamım oldu. Kolaylık derken tamamıyla bunda resim yapmam etken oldu ve hiç zorluk çekmeden görevimi tamamlayarak 2006 yılında emekli oldum. Askerlikteki olması gereken ast, üst ilişkilerini bilirsiniz ve her kademe için oldukça zordur. İşte ben bu zorlukları bir sanatçı olmam nedeniyle çok fazla yaşamadım. Görev yaptığım süre boyunca mesai haricinde sürekli resim yaptım ve hiç kimseden ders almadım. Çünkü konumum ve görev yaptığım yerler buna imkan vermedi. Yani kısacası Amerika’yı yeniden keşfetmek zorunda kaldım. Çok zorluklar altında resim çalışmaları yaptım. Yine de bu zorluklar benim resim yapma arzumu hiç engellemedi.
Bu zorluklardan biraz bahseder misiniz?
S.S: 1984 yılında Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Doğan köyünde Karakol Komutanlığı yapıyordum. Terör olaylarının yeni alevlendiği dönemlerdi. Genelde geceleri ayakta, gündüzleri ise birkaç saatlik uykuyla günümüzü geçiriyorduk. Elektrik yok, su yok, gaz lambası altında çok kitap okudum. Gündüzleri ise oraya götürdüğüm malzemelerle resim yapmaya başladım. Hatta hayatım boyunca unutmayacağım bir olayda yaşadım burada;
Ne gibi bir olay bahseder misiniz?
S.S: Kısaca bahsedeyim, yoksa bu güzel derginizde ki sayfalar yetmeyebilir. 1984 yılı Eylül ayıydı, ‘Renk Renk Türkiyem’ koleksiyonu serisini yapmakta olan büyük usta Rahmi Pehlivanlı köyde tek resim daire olan karakolu ziyaret etti. Bende o sırada makam odamda Atatürk portresi çalışıyordum. Beni o halde görünce çok duygulandı ve ‘Sen bizlerden daha büyük bir ressamsın. Bizler istediğimiz boya, fırça v.s. malzemelerle istediğimiz anda ulaşabiliriz ama sen bu zor şartlarda fırçasız kalsan resmi nasıl tamamlayacaksın. Ama senin gibi azimli biri parmağıyla da olsa bu resmi tamamlar’ diyerek beni yanaklarımdan öptü. Böyle bir ustayı böyle bir yerde tanıma fırsatı bulmam benim için bir şanstı ve benim sanata bakış açımı değiştirdi.
Resimde hangi tarz çalışmayı seviyorsunuz?
S.S: Yukarıda da anlattığım gibi ben zor şartlarda ve eğitim almadan resim yaptım. Her tarzı denedim. Kendi tarzımı 2006 yılında keşfedebildim. Benim yaptığım resimler genelde Kübizm tarzının bir uzantısı. Resimlerimde bütünlük hiç bozulmaz sadece renklerde kübik şekiller yaratıyorum. Buda hoşuma gidiyor.
Şimdiye kadar katıldığınız sergiler nelerdir?
S.S: Emekli olana kadar 13 kişisel sergi açtım. Bu sergilerin çoğu doğu ve güneydoğu Anadolu’da oldu. Siirt, Şırnak, Hakkari, Van buralara dahildir. Sergilerimin çoğunu Mehmetçik Vakfına bağışladım. Emekli olduktan sonra İstanbul Harbiye Askeri Ressamlar Sergilerine katıldım. Yani bugüne kadar 21 sergi açtım.
Nelerden ilham aldınız?
S.S: Ritmik hareket içeren figürler çok hoşuma gidiyor ve benim de tarzıma çok yakışıyor. Dans eden çiftler; tango, salsa, cha cha v.b figürler daha hoş geliyor bana.
Beğendiğiniz Ressamlar kimleridir?
S.S: İster usta olsun ister çırak eli fırça tutan ve resimle uğraşan herkesi çok seviyorum. Yaptıklarının benim için önemi yok. Yeter ki resim yapmayı sevsin. Türk ve yabancı Resim Sanatı hakkında çok fazla araştırma yapmadım. Çünkü etkilenmekten çok korktum. Etkilenirsem ben ben olamam korkusuna kapıldım. Ama illaki birkaç isim veriniz derseniz; Günümüz Ressamlarından Prof. Hasan Pekmezci, Yalçın Gökçebağ, Kayhan Keskinok benim örnek aldığım ve eserlerini çok beğendiğim sanatçılardır.
Atölyeniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
S.S: Ben 2006 yılında emekli olduktan sonra Çayyolu’nda ANTİGONE SANAT EVİ’ni kurdum. Burada çok iyi bir ortamda hem kurs vermekte hem de çalışmalarımı sürdürmekteyim.
Sizi ANKART 9. Sanat Buluşması’nda eserlerinizi izleme olanağı buldum ve edindiğim bilgilere göre de fuarın en renkli sergisi olduğunu gördüm. Başarılarınızın devamını diliyor ve röportajınızın için size teşekkür ediyorum.
Bende Teşekkür ediyorum.
{gallery}roportaj/230609savas/{/gallery}