Rüştü Onur Atilla ile Babalar Günü Özel
Show Tv ekranlarının sevilen programı Güldür Güldür Show’un başarılı oyuncusu Rüştü Onur Atilla ile baba olmanın hayatına kattıklarını ve oğulları ile yapmaktan en çok keyif aldığı aktiviteleri konuştuk.
Baba olduğunuzda hissettiğiniz ilk şey neydi?
Baba olacağım haberini aldığım an müthiş bir heyecan ve yoğun duygular hissettim. O andan itibaren babaydım bence. Hani derler ya babalık sonradan hissediliyor diye. Bende öyle olmadı. Kemal’i doğumunda gördüğüm o ilk an, asla unutulmayacak bir an oldu benim için. Karşımda neden var olduğumuzu ispatlarcasına bir varlık duruyordu, birkaç dakika sonra da kucağımda… İsteyen herkese nasip olmasını dilerim.
Baba kavramını tek bir cümleyle tanımlayabilir misiniz?
Baba; evladı için kendini hiç düşünmeden feda edebilecek birey.
Genelde birçok erkek, baba olmadan önce baba olmaktan korkar. Sizin çekinceleriniz var mıydı?
Hayatının geri kalanının eskisi gibi olmayacağı fikri ürkütücü gelebilir. Oysa ömrünü kendi parçanla ve en değerli varlığınla paylaşacak olmak hele de uzun, sağlıklı, verimli bir şekilde paylaşabilecek olmak der susarım.
Kendi babanızın size davranışlarıyla sizin çocuklarınıza karşı davranışlarınızı kıyasladığınızda gördüğünüz en büyük fark nedir?
Babamla aramda yirmi bir yaş var, annemle de. Birlikte büyüdük diyebilirim. Bana hep arkadaş oldular. Babamın dürüstlüğüne, cesaretine, dünya görüşüne, çocuklarına olan düşkünlüğüne öykünürüm. Ben daha olgun bir yaşta baba oldum. Bence babama göre daha çok hazırdım babalığa. Maddi olarak da kafa olarak da daha oturmuş haldeydim. Hataları olmuş olsa da annemle babamın büyüttüğü ben olarak baba oldum. Demek ki iyi büyütmüşler bizleri.
Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu?
Daha planlı olduk. Aklımıza estiği gibi hareket edemiyoruz. Ama köle de olmadık. Çocuğumuz var deyip kendimizi sosyal hayatımızdan soyutlamadık. Kemal’i kendi yaşantımıza dahil ettik. Eve kapanmadık, nereye gidiyorsak onunla gittik. Misafir de kabul ettik. Şimdi Uygar da katıldı aramıza, başarabilirsek “İki çocuğumuz var aman gitmeyelim etmeyelim” diye üşenmeyip hayatımızı onlarla birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Kazancımızı da geleceklerini sağlama alabilmek adına değerlendiriyoruz. Bir de baba olunca daha duyarlı ve anlayışlı oluyorsun. Çevreye, tüm çocuklara, ülkede ve dünyada olup bitenlere… Çocuklar iyi yetişsin, huzurlu olsunlar diye manevra alıyorsun sürekli.
Çocuklarınızla yapmakta en keyif aldığınız aktivite nedir?
Uyutmak… Şaka tabii. Her şakada bir gerçek payı olduğu kadar şaka. Kemal’le daha çok zaman geçirebiliyorum. İyice iletişim kurabiliyoruz artık. Bebekti, çocuk bebek oldu. Uygar annesiyle mesaide henüz malum. Kemal’le koşturmak, dans etmek, saklambaç oynamak, dışarıda yürüyüp etrafla ilgili konuşmak, kitap okumak, yeni bir şey öğrendiğine, uyguladığına, söylediğine şahit olmak eğlenceli. Uygar’ı da kucağımda uyutmak, banyosunu yaptırmak, ağlarken sakinleştirebilmek kendimi iyi hissettiriyor.
Çocuklarınızla arkadaş gibi mi yoksa baba-çocuk çizgisinin keskin olduğu bir iletişimi mi tercih ediyorsunuz? İlişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Çocuğun ihtiyacı neyse öyle davranmak gerekiyor. Her zaman otoriter veya her zaman yaşıtı gibi davranırsam bu samimi değil. Ben de bir insanım ayrıca, her gün her türlü duyguyu yaşıyoruz. Çocuklara rol yapmak yerine olduğum gibi davranırsam daha faydalı olacağıma inanıyorum. Yorgunken yorgun değil gibi, mutsuzken neşeli gibi yaparsam inanın onlar bunu anlarlar… Halbuki ben ne kadar açık olursam onlar da öyle olacaklardır. Diğer yandan çocuğun bazen bir yol gösterici lidere bazen de dertleşebileceği arkadaşa ihtiyacı olacaktır. Bazen otoriter anne&baba, bazen arkadaş anne&baba… Ben de Sinem de elimizden geldiği kadar bu ihtiyaçları için yanlarındayız.
Çocuğunuzun kariyerini oluşturma sürecinde nasıl bir etkiniz var? Tercihlerini tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?
Kemal üç yaşına basmak üzere, Uygar iki aylık. Kariyer sorusu cevaplamak için ileride yine konuşalım. Ben tiyatrocu olmak istediğimde ailem hiç bir baskı kurmadı, asla karşı gelmedi, destekledi. Doğrusu da bu diye düşünüyorum. Bu onların hayatı. Olmadık bir yol çizmemeleri için zaten onları iyi yetiştirmeye çalışacağız. Sonradan başımız ağrımasın.
Bugüne kadar aldığınız en güzel Babalar Günü hediyesi nedir?
Burası yeri mi bilemiyorum ama genelleştirilmiş bu günlere pek önem vermiyorum. Epeydir de bu günlerde hediye alıp vermeyi tercih etmiyorum. Ben üç yıldır her gün babayım. Çocuklarım sağlıklı, keyifli ve huzurluysa her günleri bir hediye bana.
Babalar Günü için iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Bir gün baba olacak tüm çocuklara babalarıyla keyifli bir ömür, babalara da çocuklarıyla geçirdikleri her anlarını dolu dolu geçirmelerini dilerim. İçinden geçtiğimiz zorlu pandemi döneminde, evlere kapanmak zorunda kaldığımız bu uzun zamanda tahammüller zorlanıyor olabilir, hem çalışıp hem de evde çocuklarıyla ilgilenmeleri gereken babalara ayrıca sabır ve enerji diliyorum.