Prof. Dr. Şenol Babuşcu: Finansal Geleceğe Yön Veren Faktörler
Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, Türkiye’nin finansal sektördeki değişimlerini, gelecekteki yönelimlerini, risk faktörünü ve fintech gelişmelerini ele alıyor.
Türkiye’nin finansal sektöründeki değişimleri ve gelecekteki yönelimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Finansal sektör, Türkiye’nin ekonomik dinamiklerinin merkezinde yer almaktadır. Bu çerçevede, sektörün son yıllarda önemli evrimler geçirdiğine şahit olduk. Dünya genelindeki küresel trendlerden ve ekonomik dalgalanmalardan etkilenen sektör, buna paralel olarak birtakım yenilik ve adaptasyon süreçlerine tanıklık etti. Bu süreçlerin başında, regülasyonlar ve denetimlerin arttırılması geliyor. Nitekim 2000 kasım ve 2001 şubat krizlerinden sonra getirilen yasal düzenlemeler sektörün başta risk yönetimi olmak üzere birçok temel konuda daha rekabetçi, uluslararası normlara uygun şekilde hareketini sağlayan bir yapıya ulaşması için zemin oluşturdu. Daha şeffaf, adil ve güvenilir bir finansal ortamın tesisi için atılan bu adımlar, sektörün sağlığı için büyük önem taşımaktadır.
Öte yandan, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu, tüketicilerin finansal hizmetlere erişim ve kullanım alışkanlıklarında yeniliklere açık bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda sektör, tüketicilere sunacağı ürün ve hizmet yelpazesini her geçen gün çeşitlendirmektedir.
Ayrıca, sektördeki rekabetin giderek daha da arttığına şahit oluyoruz. Bu, hem tüketiciler için daha iyi hizmetler, hem de sektör için sürekli bir yenilik ve gelişim anlamına geliyor. Gelecekte, finansal sektörün, küresel arenada daha etkin bir rol oynamasını ve finansal inovasyonlarda öncü bir pozisyon almasını bekliyorum. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir finansman modellerinin ve yeşil finansmanın öneminin artacağını düşünüyorum. Bu da sektörün, toplumsal ve çevresel sorumluluklarını daha fazla ön planda tutacağı anlamına gelmekte.
Finansal teknoloji alanındaki gelişmelerin bankacılık sektörüne etkileri hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Finansal teknoloji, yani yaygın adıyla fintech, birçok sektörü etkilemekle birlikte bankacılık sektörünü daha da derinden etkileyen ve dönüştüren bir güç haline gelmiştir. Fintech’in yükselişi, bankacılıkta iş yapış şekillerini, süreçleri, riskleri, müşteri ilişkilerini ve hizmet sunum modellerini yeniden tanımlamıştır. Bu alandaki inovasyon, özellikle ödeme sistemleri, mobil bankacılık ve otomatik finansal danışmanlık gibi alanlarda kendini göstermektedir. Bankalar, teknolojiye yapılan yatırımlar sayesinde, müşterilere daha hızlı, daha kolay ve daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunabilmektedir. Ayrıca gelişen teknoloji; bankaların, işlem maliyetlerini düşürme ve operasyonel verimliliklerini artırma fırsatı da sunmaktadır.
Fintech, ayrıca bankacılık sektöründe rekabeti de yeniden şekillendirmekte. Geleneksel bankaların yanı sıra, fintech start-up’ları ve dijital bankalar da piyasada etkin bir rol oynamaya başlamışlardır. Nitekim halen altı adet dijital banka Türkiye’de kuruluş izni almıştır. Şubesi olan bankalarda her geçen gün uzaktan müşteri edinimi sayıları hızlanmaktadır. Bu durum, tüketicilere daha geniş bir hizmet yelpazesi ve daha uygun fiyatlar sunulmasını sağlayarak, tüketiciler için pozitif bir etki yaratmaktadır.
Fintech’in bankacılık sektörüne etkileri sadece pozitif yönde olmamakta, yeni risk ve zorlukları da beraberinde getirmektedir. Örneğin; siber güvenlik ve veri koruma, fintech’in yükselişiyle daha da önemli hale gelmiştir. Bankaların, müşteri verilerini korumak ve güvenli bir hizmet sunabilmek adına daha fazla yatırım yapmaları gerekmektedir.
Sonuç olarak; fintech, bankacılık sektöründe dinamizmi ve inovasyonu tetikleyen bir katalizör rol oynamakta. Bu değişim, sektörün daha müşteri odaklı, daha etkin ve daha rekabetçi hale gelmesine katkıda bulunmaktadır.
Risk yönetimi alanında Türkiye’nin geldiği nokta ve gelecekteki zorluklar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Risk yönetimi, finansal sektörün temel taşlarından biridir ve bu alandaki uygulamalar, bir ülkenin ekonomik sağlamlığı ve finansal istikrarı için kritik öneme sahiptir. Özellikle finansal sektörün, risk yönetimi anlamında attığı adımlar ve bu alanda gösterdiği gelişim uluslararası standartlardadır.
Türkiye, finansal regülasyonlar ve risk yönetimi uygulamalarında global standartları benimseme konusunda özellikle 2000 ve 2001 krizlerinden sonra, devamında da 2008 küresel krizinin etkisiyle kararlı adımlar atmıştır.
Bankacılık sektörü başta olmak üzere, finansal kurumlar daha sağlam, şeffaf ve hesap verebilir yapılar inşa etmekte ve risk yönetimi konusunda daha bilinçli ve proaktif stratejiler geliştirmektedirler.
Gelecekte ise, birkaç ana zorlukla karşılaşmayı bekleyebiliriz. Birincisi; küresel ekonomideki belirsizlikler ve volatilitenin yüksek olmasıdır. Özellikle döviz kuru, faiz oranları ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, risk yönetim stratejilerinin sürekli olarak gözden geçirilmesini ve güncellenmesini gerektirecektir. İkincisi; teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmeyle beraber gelen siber risklerdir. Finansal kurumlar, siber güvenlik konusunda daha fazla önlem almak ve bu alanda yatırım yapmak zorunda kalacaklardır. Üçüncüsü; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerinin öneminin artmasıdır. Sürdürülebilir finansman modellerinin benimsenmesi ve iklim değişikliği gibi global risklere karşı stratejiler geliştirmek, önümüzdeki dönemin odak noktalarından biri olacaktır.
Son olarak, regülasyonların ve denetimlerin sürekli olarak değişen doğası, finansal kurumların adaptasyon ve uyum yeteneklerini sınamaya devam edecektir. Kurumların, bu değişikliklere hızlı ve etkili bir şekilde ayak uydurabilmesi gerekecektir. Tüm bu faktörler, Türkiye’nin risk yönetimi uygulamalarını ve stratejilerini şekillendirecek ve sektörün bu zorluklara uyum sağlama kabiliyetini belirleyecektir.
Gençler için, finansal planlama ve yatırım konularında önemli tavsiyeleriniz var mı?
Gençler, finansal bağımsızlık ve sağlamlık yolunda atacakları adımlar konusunda dikkatli ve bilinçli olmalıdırlar. Bu yolda, finansal planlama ve yatırım kritik bir rol oynamaktadır. Gençlere yönelik bazı temel tavsiyelerim:
Erken başlayın: Zaman, finansal hedeflere ulaşmada en güçlü müttefikinizdir. Erken yaşta yatırım yapmaya başlamak, faizlerin bileşik etkisinden yararlanmanıza ve varlıklarınızı büyütmenize olanak tanır.
Hedef belirleyin: Finansal hedefleriniz ne olursa olsun, onları belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak için bir plan yapmak önemlidir. Hedefler, tasarruf ve yatırım stratejilerinizi şekillendirmenize yardımcı olacaktır.
Bütçe yapın: Gelirinizi ve giderlerinizi takip etmek, tasarruf etmek ve finansal hedeflerinize ulaşmak için bütçe yapmak önemlidir. Bütçe, finansal disiplini sürdürmenize ve gereksiz harcamalardan kaçınmanıza yardımcı olur.
Risk toleransınızı anlayın: Yatırım yaparken risk toleransınızı anlamak önemlidir. Risk toleransınız, yatırım seçeneklerinizi ve stratejilerinizi belirlemenizde önemli bir rol oynar.
Çeşitlendirme yapın: Yatırımlarınızı çeşitlendirmek, riski yönetmenize ve potansiyel getirileri optimize etmenize yardımcı olabilir. Farklı varlık sınıfları ve sektörlere yatırım yapmayı düşünün.
Sürekli öğrenin: Finansal piyasalar ve yatırım araçları sürekli değişmektedir. Güncel kalmak ve bilgilerinizi tazelemek için sürekli öğrenmeye önem verin.
Uzun vadeli düşünün: Yatırımlarınızı değerlendirirken sabırlı olun ve kısa vadeli piyasa dalgalanmalarından etkilenmemeye çalışın. Uzun vadeli hedeflerinize odaklanın.
Profesyonel danışmanlık alın: Finansal planlama ve yatırım konusunda kendinizi yeterli görmüyorsanız, profesyonel danışmanlardan yardım almak da faydalı olabilir.
Finansal geleceğinizi şekillendirme konusunda proaktif ve bilinçli olmak, sizi finansal olarak daha sağlam ve bağımsız kılacaktır.