Nurgül Demir: Çocuklarda Diş Travması
Yaşanabilecek diş travmalarını açıklayarak, hekime başvurana kadarki süreçte neler yapılması gerektiğini belirten Çocuk Diş Hekimi Uzman Dr. Nurgül Demir, Uluslararası Dental Travmatoloji Derneğinin hazırlamış olduğu ToothSOS programını ele alıyor.
Okullara dönüş tarihi yaklaştı. Eğitim hayatına yeni başlayacak olan çocuklar biraz endişe, biraz heyecanla; bir üst sınıftan devam edecek olanlar ise hevesle aynı tarihi bekliyor. Tatil süresince birbirlerinden uzak kalıp görüşememiş olan çocukların arkadaş özlemi okullar açıldığı zamanki coşkuyla birleşince, düşme, çarpışma, sert bir yüzeye çarpma gibi küçük kazaları daha fazla görmeye başlayacağız. Bu da diş travmaları ile kliniklerimize başvuran hastalarımızın artması anlamına geliyor.
Ağız bölgesine gelen travmanın yönü ve şiddetine göre; diş, dişi çevreleyen yumuşak ve sert dokularda farklı hasarlar oluşabilir. Daimi dişleri henüz sürmemiş olan küçük yaştaki hastalarımızda, sadece süt dişlenmede tedavi gerektirmeyecek minör bir hasar oluşabileceği gibi, süt dişi köklerinin komşuluğunda bulunan daimi diş tomurcuklarının gelişimini etkileyebilecek majör problemlerle de karşılaşabiliriz. Eğer hastamız kalıcı dişlerinin de ağızda bulunduğu karma veya daimi dişlenme döneminde ise, travma; direkt olarak, ağızda bulunan daimi dişleri de etkileyebilir. Zamanında ve doğru tedavi yapılmadığı durumlarda, küçük olarak değerlendirilebilecek talihsiz bir kaza, hastamızın daimi dişlerini kaybetmesine dahi sebep olabilir.
Travmaya bağlı olarak oluşabilecek diş kırığı, travma bölgesindeki kemik ve yumuşak doku bütünlüğünün bozulması veya dişin tamamen yerinden çıkması gibi acil durumlarda asıl önemli olan, bir çocuk diş hekimine gidene kadar geçen süreçte, acil olarak yapılması gereken müdahaleyi bilmek ve hatasız uygulamaktır. Hızlı ve doğru müdahale, travmaya bağlı olarak oluşabilecek diş kaybı riskini azaltacağı gibi, diş hekiminin uygulayacağı tedavinin başarı şansını da yükseltir.
ToothSOS
Uluslararası Dental Travmatoloji Derneği (IADT), ağız bölgesine gelen travmaların oluşturabileceği hasarı en aza indirmek için, çocuk veya genç yetişkin hastaların travmaya ilk maruz kaldıkları anda yapabilecekleri acil müdahalelerde yönlendirici olması amacıyla, herhangi bir ticari kaygı güdülmeksizin, bir telefon uygulaması geliştirdi. “ToothSOS” isimli bu uygulamada, hastalar ve hekimler için ayrı ayrı bilgilendirme linkleri yer alıyor. IADT yönergeleri doğrultusunda uygulama düzenli olarak güncelleniyor.
Uygulamaya giriş yapıldığında kullanıcıların karşısına “Dişim Yaralandı” ve “Diş Yaralanmaları Nasıl Önlenebilir” seçenekleri çıkıyor.
“Dişim Yaralandı” linkine giriş yapıldığında ebeveynleri, travma kaynaklı oluşabilecek hasarları fotoğraflarla açıklayan bir ekran karşılıyor. Mevcut travma görüntüsüne benzer olduğu düşünülen travma linkine giriş yapıldığında ise, çocuk diş hekimine gidene kadar geçecek olan süreçte yapılması gereken acil müdahaleler için bilgilendirmeler yer alıyor.
“Diş Yaralanmaları Nasıl Önlenebilir” linkinde ise; travma riski yüksek olan çocuk ve genç yetişkin hastalar için gerekli olan bilgilendirmeler ve alınabilecek önlemler yer alıyor.
Aktif spor hayatı olan bireyler, dişleri normale göre daha önde konumlanan hastalarımız veya ağzına kalem, oyuncak alma gibi alışkanlıkları olan çocuklarda diş travması riski daha fazladır. Diş hekiminin muayenesinden sonra, hastaya özel olarak yapılacak olan koruyucu tedavi planlaması doğrultusunda, dişlik kullanımı önerilebilir veya hasta diş diziliminin düzeltilmesi için ortodontik tedaviye yönlendirilebilir.
Ağız bölgesine gelen travmalarda ebeveynlerin bilmesi gereken en önemli şey; dişin tamamen yerinden çıkması veya diş sert dokularında kırık oluşması halinde, dış ortamda kalan dişin veya kırık diş parçasının, su veya sütte muhafaza edilerek, en kısa sürede diş hekimine götürülmesi durumunda, yerinden çıkan kalıcı bir dişin eski konumuna yerleştirilebileceği, kırık diş parçasının ise yapıştırılabileceğidir. Travma anı ile diş hekimine gidilen süreç arasında harcanan zaman ne kadar kısa olursa, uygulanacak olan tedavinin başarı oranı o kadar yükselir.