NSK Mimarlık Sürdürülebilir Eşsiz Mimari
Malikane, villa, restoran ve kafe projelerinde uzman olan NSK Mimarlık’ın kurucusu Nur Kuzu, tasarımlarında benimsediği prensipleri ve tarzını MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Biraz kendinizden bahseder misiniz? NSK Mimarlık nasıl kuruldu?
Uluslararası tanınan bir müteahhit ailede büyüdüğüm için mimarlık benim en başarılı olacağım noktaydı. Bu yüzden mimarlık okudum fakat her alanda tasarım ilgimi çekiyor; dolayısıyla yüksek lisansımı da mimari tasarım üzerine yaptım. Daha sonrasında sektörel gelişimim için, başarılı bulduğum firmalarda çalıştım. Yeterli bilgi ve deneyimi kazandıktan sonra kendi zamanımın geldiğini anladım ve 2023 ocakta firmamı kurdum.
Tasarımlarınızda iddialı parçalara yer verdiğiniz görülüyor. Bu parçaları kullanırken projelerinizde zamansızlığı nasıl dengeliyorsunuz?
Her mekânın bir ruhu vardır. Bu ruhu özellikle çevresindeki doğal unsurlardan kazanıyorlar. Zamansızlığın ise en büyük cevabı; sürdürülebilir olması. Doğal malzemelerle sürdürebilirliği kazanıp gerekli desteklemelerle zamansız ve eşsiz tasarımlar oluşturuyoruz. Firma vizyonum da bu yönde; her proje ve her tasarım eşsiz ve özel olmalıdır.
Kafe ve otel gibi farklı sektörlerde de projeleriniz bulunuyor. Farklı alanlarda uyguladığınız projelerde ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Bu zamana kadar, uygulamada hiçbir sıkıntı yaşamadım. Sahayı ve malzemeyi iyi bildikten sonra uzun süreli oturumda oluşabilecek sıkıntıları da ön görüp ona göre müdahalede bulunuyoruz. Yıkmamız gerekiyorsa yıkıp daha sağlıklı inşa ediyoruz. Ayrıca her firmanın da bir uzmanlık alanı olduğunu düşünüyorum. Kimi otellerde, kimi hastanelerde, kimi de restoranlarda… Biz ise malikane, villa, restoran ve kafelerde uzmanlığımızı sürdürüyoruz.
Tasarım sürecinden bahsedebilir misiniz? Başlangıçtan sonuna kadar nelere dikkat ediyorsunuz?
Benim için mesleğin en eğlenceli kısmı en başı. İlk olarak mekâna keşif için gittiğimizde ve müşteriyle tanıştığımızda tüm tasarım benim için bitmiş oluyor. Geriye sadece mimari programlarda çizmek kalıyor. Her zaman müşterinin istekleri ve değerlerini öne koyuyoruz, çünkü biz teslim ettikten sonra orada onlara yeni bir hayat başlamış olacak. İçlerine sinmeyen hiçbir projeye start vermiyoruz. Tasarımlar bittikten sonra şantiye sürecimiz başlıyor ve verdiğimiz zamandan hiç sarkmadan sorunsuz şekilde teslim ediyoruz.
Tasarım tarzınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kendi hayat tarzımda da zamansız ve modern olmayı esas alırım. Tüm projelerimde bunu barındırır ve tabii ki müşterin isteklerine göre eklentiler yapıp dengelerim. Şahsi düşüncemle, tasarım her zaman yeniyi ya da gösterişliyi bolca koyarak olmaz. Bunu piyasada çok görüyoruz maalesef. Her mekânın yıldız bir parçası olmalı ve diğerleri onu desteklemeli; kesinlikle önüne geçmemelidir. Bu şekilde, insan gözünü yormayan, zevk veren tasarımlar ortaya çıkar.