Macerasever Gezgin Adem Axoi
Türkiye’nin dört bir yanını gezerek ülkemizin güzelliklerini kendi çekimleriyle tanıtan ve sosyal medyada yaptığı dikkat çekici paylaşımlarıyla adından sıkça söz ettiren Gezgin ve Seyahat Yazarı Adem Axoi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken yerler ile konaklamada tercih edilebilecek en iyi oteller hakkında macerasever gezginin fikirlerini aldık.
Türkiye’nin dört bir yanını hem geziyor hem de gezdiriyorsunuz. Hatta @adamaxoi seyahat sayfanızda seyahatlerinizi ölümsüzleştiriyorsunuz. Kendinizden ve bu fikrin nasıl ortaya çıktığından bahseder misiniz?
Hollanda’da doğup büyüdüm. Ama Türkiye sevdam da yine Hollanda’da başladı diyebilirim. Bir online marketing şirketi sahibiyim aslında. Babamın ölümümden sonra -ki bu benim hayatımı derinden etkileyen bir acıydı- bir gün “Ben neden farklı bir şey yapmıyorum?” dedim ve bu sorunun cevabını ararken hep kalbimin sesini dinledim. Dünya turuna çıktım, “@adamaxoi” seyahat sayfasını açtım. Benim hikayem böyle başladı ve @adamaxoi kısa sürede bir milyon takipçiye ulaştı.
Seyahat etmek size neler hissettiriyor? Bu sizin için bir tutku mu?
Seyahat etmek benim için kesinlikle bir tutku. Bana yaşadığımı hissettiriyor. Tam zamanlı bir gezginim ve 7-24 yollardayım. Her hafta en az üç farklı yerde uyanıyorum ve sürekli manzaram değişiyor. Ama seyahatlerimde bana en doyurucu gelen şey; yeni insanlar tanımak ve onların hikâyelerini dinlemek… Çünkü o değerli insanlar ve hikâyelerini paylaştığımda hem onlara faydalı olabiliyorum hem de takipçilerimi bu güzelliklerden haberdar ediyorum. Seyahat halinde olup aynı zamanda işini yapmak, çekim ve içeriklerimle insanlara yararlı olmak, gittiğim yerlere bir fayda sağlamak her şeye değer. Seyahat etmenin tek bir dezavantajı var, o da tatil anlayışının zamanla bozuluyor olması. Tam zamanlı bir gezgin olunca evine gitmek ve kendi yatağında uyanmak tatil gibi geliyor.
Ülkemizde “Mutlaka görmeniz gerek” dediğiniz en iyi yerleri sorsak nereleri önerirsiniz?
Bu soruya cevap vermek çok zor. İlgi alanları ve tatil beklentisi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Mesela ben bir dağın eteğindeki çam ormanını veya denizin yeşil-mavi rengini görünce tatmin olabiliyorum. Çünkü Amsterdam’da böyle güzellikler yok. Denizin rengi çok karanlık hatta dağ bile yok. Ama ülkemin sıradan bir güzergâhında bile büyüleyici manzaralarla karşılaşmak mümkün. Side’deki Apollon Tapınağı beni etkileyebiliyor sonra Karadeniz’e gidiyorum yaylarından etkileniyorum. Ama başlıca önereceğim yerler şöyle: Perşembe Yaylası, Taş Köprü Yaylası, Mardin Merkez., Cunda Adası, Muğla Datça, Kelebekler Vadisi, Kaleköy, Muğla Bördübet, Giresun Kümbet Yaylası ve Side Antik Kenti.
Sizin açınızdan en iyi oteller hangileri? Nedeniyle beraber açıklar mısınız?
Perdue Hotel: Burası Meksika Tulum ve Maldivler gibi destinasyonlarla birebir yarışabilir. Doğanın içinde, yaşam alanı büyük ve kimsenin kimseyi görmediği bir yer.
Kabak Dome Suites: Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir yer. Muhteşem manzarası ve kendine has bir ambiyansı var. Balayı önerisi isteyenler için özel olarak tavsiye ederim.
Birun Kümbet Dağ Evi: Karadeniz’de doğayla iç içe ve oldukça uygun bir destinasyon. Yaylasıyla doğasıyla konaklamanın hakkını veren bir yer.
Olympos Lodge Hotel: Antalya’da pek bilinmeyen ama çok konforlu bir yer. Tayland ve Filipinler’den bitkiler bulunduran bir botanik bahçesi de var.
Club Amazon Bördübet: Karavanda konaklamanın keyfi bir başka. Özellikle karavan almak isteyenlerin almadan önce bunu yaşayıp deneyimlemesi için güzel ve farklı bir yer.
Dionysos Village Hotel: Marmaris’te doğayla iç içe organik bir yer. Temiz havası, meyve bahçeleri ve özellikle misafir anlayışları bambaşka.
Mehtap Kaleköy: Denizin rengine hayran olacağınız bir yer. Trafik yok ve ulaşım tekneyle sağlanıyor. Tam bir kaçış noktası.
Bu yaz tatil planını henüz yapmamış olanlar için nereleri önerirsiniz?
Benden tatil önerisi… En sık karşılaştığım ve bana göre en zor soru bu olabilir. Çünkü sayfamda balayı için, çocuklu aileler için ve daha birçok farklı tercihe yönelik böyle sorular alıyorum. Benim için bu soruya cevap vermek çok güç. Ama şunu söyleyebilirim, pandemi bizi etkilemediği sürece köyümüze bile tatile gidebiliriz. Benim tek tavsiyem bu yaz şehri terk edin ve gittiğiniz yerde kalın.
Gezilerinizi Instagram üzerinden de yayınlıyorsunuz hatta blog yazarısınız. Bu eşsiz deneyimlerinizi kalıcı hale de getiriyorsunuz. Çekimleriniz ve yazılarınız size neler hissettiriyor?
Çok duygusalım ve heyecanlı bir yapım var. Yılda sadece bir ay görebildiğim ve çoğu zaman da gezme fırsatımın olmadığı ülkeme kesin dönüş yaptıktan sonra “İşte zamanı geldi.” dedim. Çünkü ülkemde harika işler yapma isteği taşıyorum ve bu videolarıma da yansıyor. Yerli ve yabancı turistler ülkemde nereleri görmeli? Onlara en güzel seyahat videolarını nasıl sunarım? Nasıl daha fazla merak ve istek uyandırırım? Hep bu düşüncelerle başlayan bir yolculuk benimkisi ve sonuç tüm güzelliğiyle ortada.
Videolarınız çok dikkat çekiyor. Bu kadar beğenilmesinin altında yatan sır nedir? Çekimlerinizin dikkat çekici olması için özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
İşinizi aşkla yaparsanız mutlaka bir yerde takdir ve beğeni alıyorsunuz. Ben bu işi çok iyi yaparım, ciddi paralar da kazanırım diyerek yola çıkarsanız evrende işler ters gidiyor. Aşkla, tutkuyla, can-ı gönülden yapılan işler ise fark yaratıyor, açıklayamadığım bir bağ oluşturuyor. Gerisi ise çok kolay.