İtalyan Lezzetlerine Türk Dokunuşu
Yıllardır kurduğu restoran hayalini Rossetti ile gerçeğe dönüştüren Selbin Dinçtürk Rossetti, mutfak yolculuğunu anlatırken, restoranlarında bulunan özel lezzetleri hakkında da bizleri bilgilendiriyor…
Öncelikle sizi tanıyalım… Neden gıda sektörü?
Endüstri mühendisiyim ve uzun yıllar çimento, madencilik ve mühendislik gibi ağır sanayi sektörlerinde Fransa, İtalya ve Türkiye’de üst düzey yöneticilik yaptım, ancak yemek her zaman benim en büyük hobim ve merakım oldu… Bolulu olmamın mutfağa düşkünlüğümde etkisi sanırım çok. Farklı ülke ve şehirlere yaptığım iş seyahatlerimde bile yeni tat ve lezzetlerin peşinde koştum ve döner dönmez kendimi mutfağa atıp o lezzetleri hemen ailem ve dostlarıma tattırdım. Evimde ağırladığım bütün misafirlerim benim mutlaka bir restoran açmam gerektiğini yıllardır tavsiye ediyorlardı ve nihayet bu yolculuğa çıktım.
Rossetti ilk restoran deneyiminiz mi?
Evet, sonunda arkadaşlarımın tavsiyelerinden cesaret aldım ve restoranımı açtım. Aslında eşimin ailesinin Roma’da üç nesildir işlettikleri ünlü bir restoranları var. Roma’da oturduğum on yıl boyunca profesyonel iş hayatımın yoğunluğundan fırsat bulduğum her anda kendimi restoranın mutfağında buldum ve yemek yaparken çok mutlu olduğumu fark ettim. İnsanın mutlu olduğu işi yapması kadar güzel ne olabilir ki?
Rossetti’yi açacağınız yere, mutfak türüne neleri göz önünde bulundurarak karar verdiniz?
Ben aslında başta Türk yemekleri olmak üzere birçok ülkenin yemeklerini yapmaya meraklıyım, ancak tabii ki Türk ağız tadını göz önüne aldığımızda ilk öne çıkan İtalyan mutfağı oldu. Benim de sanırım en keyif alarak yaptığım yemekler İtalyan yemekleri. Rossetti’nin hikayesi ise, yemeklerimi seven arkadaşlarımın böyle bir yer olduğunu duyduklarında akıllarına benim gelmemle başladı.
Sektörünüzde her gün birçok yeni marka ortaya çıkıyor, bazısı çok yükseliyor bazısı kısa zamanda yok olup gidiyor… Sizce yükselen ve süregelen bir başarı için olmazsa olmaz prensipler nelerdir?
Tabii ki asıl olan öncelikle lezzet, ödün vermediğimiz malzeme kalitesi ve hijyen. Ancak keyifli ve zarif bir ortamda güler yüzlü hizmeti korumak ve kalite/fiyat oranı lezzetin yanında olmazsa olmazlar. Misafirlerimiz her zaman en özel şekilde ağırlandıklarını hissetmeli. Hedefimiz bir klasik olmak, ancak sürprizlerle ve yeniliklerle de herkesişaşırtmak.
Mutfak ekibinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?İyi bir aşçının mutlaka sahip olması gereken özellikleri nelerdir sizce?
Benim için en önemli unsur, ekip ruhuna sahip ve kendini devamlı geliştiren bir yapıya sahip olmaları. İtalyan mutfağında uzman bir ekibiz ve birlikte yemek yaparken çok eğleniyoruz. Mutfakta hijyen, kaliteli malzeme, öğrenme ve yenilik devam ettiği sürece başarı kaçınılmaz. Tabii ki iyi bir aşçı en lezzetli yemeğin en iyi malzemeyi kullanarak yapıldığını bilir. Biz kullandığımız zeytinyağından, peynire, kuşkonmaza kadar malzemelerin çoğunu doğrudan üreticilerden ve en kaliteli ürünleri seçerek tedarik ediyoruz.
Menüyü neleri göz önünde bulundurarak oluşturuyorsunuz? Hangi mutfaklardan lezzetleri menünüzde bulabiliyoruz?
Mutfağımız tamamen İtalyan. Arzumuz, misafirlerimizin müzik ve ambiyansla bir bütünlük içinde geleneksel İtalyan lezzetlerini tadarken, kendilerini İtalya’da bir restoranda yemek yiyor gibi hissetmeleri…
Mutfağınızın baskın tatları ve öne çıkacak lezzetleri neler olacak? İddialı olduğunuz yemeğiniz hangisi?
Ben, bütün yemeklerimiz çok lezzetli diyeceğim tabi ki… Ancak misafirlerimiz kuşkonmaz ızgaramızı, günlük gelen manda sütü burrata peynirimizi, deniz mahsullü makarnamızı, porçini mantarlı risotto ve günlük yapılan lazanyamızı, demi-glas sosla hazırlanan ossobuco (dana incik) jumbo karides ve kalamar ızgaramızı, tatlı olarak da karamel soslu profiterol ile tiramisumuzu çok beğeniyor. Şimdiden müdavimiz olan misafirlerimizin olması bize büyük motivasyon sağlıyor.
Dünya mutfakları arasından en çok beğendiğiniz hangi mutfak?
Elbette Türk ve İtalyan mutfakları.