Gurme Turların Gizemli Takipçisi: Blogger Oburcan
Ankaralı lezzet düşkünlerinin ilgiyle takip ettiği, özel, yöresel lezzetleri sayfalarına taşıyan fakat hiçbir yerde kendi fotoğrafını göremediğimiz gizemli blogger Oburcan ile tatlı bir röportaj gerçekleştirdik…
Oburcan kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1971 yılında Mudanya’da doğdum. Kimya mühendisiyim ama hiç mühendislik yapmadım. On beş yıl özel sektörde yurt içi ve yurtdışında, satış ve pazarlama pozisyonlarında çalıştım. İki yıl önce ayrılarak kendi firmamı kurdum ve Ankara’da yaşamaya devam ediyorum.
“Oburcan” macerası nasıl başladı, sitenizin hikayesi nedir?
2009 yılında yoğun iş seyahatleri yapıyordum. Takdir edersiniz ki o zamanlar sosyal medya bu kadar gelişmiş değildi. Foursquare yeni kurulmuştu, Instagram yoktu. Televizyonlarda yemek programları bu kadar revaçta değildi. Gittiğim illerde yöresel yemek yiyebileceğim yerleri ararken kaynak sıkıntısı çekiyordum. Takip ettiğim tek blog “Ağzımın Tadı” isminde Hakkı Arıkan’ın blogu idi. Bir sabah Kırıkkale’de Kayadibi’nde kahvaltı ederken -ki bütün satış ekipleri burayı bilirler- birinin burayı yazması lazım, herkesin burayı bilmesi lazım gibi düşünceler aklımdan geçiyordu. Kimse yazmazsa ben yazarım dedim ve fotoğraf çekerek akşam Samsun’da blog açtım ve yazmaya başladım. Zamanla okunmaya başladı, takipçileri arttı, hatta fanatikleri oluştu. Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Yeme içme sektörünü Türkiye’de nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de yeme içme sektörünün bir yanında çok iyi gelişmeler oluyor. Yurt içi ve yurt dışında eğitim alan çok sayıda yemek sevdalısı sektöre giriyor ve çok sıra dışı işler yapıyor. Değişik konseptler, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde ilgi görmeye başladı. Bu da sektöre ayrı bir renk ve canlılık getiriyor. Öte yandan giderek artan yetişmiş personel ihtiyacı, eleman bulunamaması ve bilhassa malzeme tedariğindeki zorluklar ile kaliteli malzemenin azalması sektörü tehdit eden unsurlar.
En çok beğendiğiniz ve farklı olarak nitelendirebileceğiniz yemek nedir?
Yemek konusunda her zaman sadelikten ama doğal malzemelerden gelen lezzetlerin öne çıkmasından yanayım. Bu anlamda İtalyan mutfağını çok beğeniyorum. Ama ne yazık ki ülkemizde kaliteli malzemeye ulaşım günden güne zorlaştığı için seçenekler azalıyor. Türk mutfağı ise apayrı bir konu. Karadeniz tereyağı ile yapılmış bir İspir fasulyesinin, güneyin patlıcanı ile yapılmış patlıcan kebabının, o yörenin yaylalarında yetişmiş hayvanların etlerinden yapılmış yöresel et yemeklerinin, Ege otlarının ve tüm bu saydıklarımın aynı coğrafyada bulunmasının dünyada bir eşi olduğuna inanmıyorum. Bir de Kayseri’de yediğim dananın kuyruk sokumundan yapılan ve fırında on altı saat pişen Pöç kebabını ayrıca belirtmek isterim.
Yemek yemeye düşkün müsünüz?
Yemek yemeyi seviyorum ama çok yemek yediğimi söyleyemem. Takipçilerim, sosyal medyada ve bloğumda yaptığım paylaşımlarda yayınladığım fotoğraflardaki her şeyi yediğimi düşünüyorlar doğal olarak… O kadar büyük performans benim için imkansız. Daha az ama tadına vararak yemeyi tercih ederim. Ama çok sevdiğim bir yemek gelirse de sınırım yoktur
Yemek yapmaya ilginiz var mı?
Yemek yapmanın tamamen bir teknik meselesi olduğunu düşünüyorum. Bir yemek sevdalısı olarak yıllardır bu sektörün içinde yer alıyorum ve gördüğüm kadarıyla bu iş büyük oranda kimya işi. Tekniği bilmek ve denemekten vazgeçmemek lazım. Bende ise bu teknik yok. Denemelerim genelde hüsranla sonuçlanıyor. Bu nedenle işin o tarafının peşini bıraktım.
Dünya lezzetlerinden en ilginç olanları bizimle paylaşır mısınız?
Kişisel tercihlerimden bahsetmek isterim. Dediğim gibi, İtalyan mutfağını listenin başına koyacağım. İyi bir manda mozzarella benim için pek çok lezzetin önünde gelir. Napoli’de margarita ve marinara pizzalar da son derece kayda değer. İspanya’da tapas ve paella, Belçika’da midye… Meksika yemekleri de ilgi alanıma girerler. Et konusunda ise Amerika diyeceğim. Steak ve burger konusunda çok iyiler…
Gelecekte yeme içme sektörü ile ilgili farklı projeleriniz var mı?
Yazdığım yazılar ve takipçilerimin teveccüh göstererek bu mekanlara yoğun ilgi göstermelerinden dolayı zamanla sektördeki pek çok girişimciyi tanır hale geldim. Benim de bir mekan açma konusunda zaman zaman düşüncelerim olsa da bu uzun vadeli bir plan. Yakın zamanda Türkiye ve dünyada ilginç ve kayda değer yemekleri tanıtmaya devam ederek sektörün bu anlamda büyümesine destek vermek istiyorum. Ankara merkezli olmak üzere insanlar değişik yemekler yemek istediğinde akla gelen ilk isim olmaya devam etmek amacındayım.
Hiçbir yerde fotoğrafınızı paylaşmıyorsunuz sebebi nedir öğrenebilir miyiz?
İlk başladığım zaman aldığım bir karardı. Ama zaman içinde takipçilerim merak etmeye ve gittikleri restoranlarda beni sormaya başlayınca bu gizem hoşuma gitmeye başladı ve böyle devam etmesine karar verdim. Genelde karşılarında şişman birini bekleyenlerin beni görünce şaşırmaları da hoşuma gidiyor
İnsanların yeme içme alışkanlıklarını sizce sunumu mu ve yoksa lezzeti mi belirliyor?
Bence doğru bilgi verildiğinde insanlar sunuma ve mekana o kadar da önem vermiyorlar, lezzet öne çıkıyor. Benim en çok ilgi gören yazılarımdan bazıları sanayi bölgelerinde yer alan lokantalardır. Bunun yanında elbette mekanın ambiyansı ve sunumlarıyla öne çıkan yerler de oluyor. İnsanların gözünde bunların hepsinin yeri ve zamanı ayrı. Özel günler, misafirler vs. gibi durumlarda illa ki mekan öne çıkıyor. Ama şehrin köşelerinde, keşfedilmeyi bekleyen lezzet durakları da herkesin ilgisini çekiyor.