Emel Uslu Atik, anneliğe dair değerlerini ve düşüncelerini anlattı.
Disiplin, sadakat, mutlu ekip çalışması ve koordinasyonun, hem aile yaşamında hem iş yaşamında başarıyı getiren önemli unsurlar olduğunu belirten; sorumluluk projeleri ve vakıf etkinlikleriyle de adından sıkça söz ettiren Emel Uslu Atik, anneliğe dair değerlerini ve düşüncelerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Her insanın, beşikten mezara kadar en çok ihtiyaç duyduğu kişi annesidir. Onun varlığı güven verirken yokluğu da doldurulamayan bir boşluk bırakır içimizde. Siz de çok çalışan ve yoğun bir annesiniz. İş insanı olmanızın yanı sıra annelik gömleğini de çok iyi taşıyorsunuz. Anne olduğunuzda neler hissettiniz?
Annelik benim içimdeki merhamet duygusunu tüm canlılar için ortaya çıkaran yegâne unsur oldu. İlk günkü hazla da o duygu hep arttı, hiç eksilmedi.
Sizce anneliğin simgesi nedir? Bu simgeyi bir nesneyle veya resimle yansıtsanız, bu ne olurdu?
Karşılıksız sevmenin adıdır anne. Bir simgesi olsa melek kanadı çizerdim sanırım.
Bir kadın kendini anneliğe hazırlayabilir mi?
Anneliğin hazırlığı olmaz, bence içgüdüsel bir olay. Koşulsuz sevgiden oluşuyor annelik.
Çocuklarınızı yetiştirirken nelere önem veriyorsunuz? Onlara aktarmak istediğiniz en önemli değerler nelerdir?
Kendi değerlerine sahip çıkarak, karşılarındaki kişinin de değerlerine saygı gösteren bireyler olmaları konusunda çaba gösteriyorum. Her ne işi yaparlarsa yapsınlar, sevgiyle yapsınlar istiyorum ve insanlarla yüreklerinden konuşsunlar. Vicdanlı olsunlar; bir çocuğa bırakılacak en büyük miras vicdandır.
Zamanında “Ben annem gibi yapmam.” deyip de kendinizi aynısını yaparken bulduğunuz şeyler var mı?
Evet, ben de kendi kendime bazen soruyorum ve içimden annemin çıktığının farkına varıyorum çoğu zaman. Temizlik ve düzen konusunda sanırım annem kadar hassasım.
Annelerin çocuklarına verebileceği en güzel şey nedir?
Dengeli sevgi.
Çocukların annelerine verebileceği en güzel şey nedir?
Sevgi ile harmanlanmış kıymet.
Sizce anneler ve çocukları arkadaş olmalı mı? Sizin çocuklarınızla aranızdaki ilişkinin temeli nedir?
Ben biraz geleneksel aile yapısına önem veren bir insanım, anne ya da babanın çocuklarla arkadaş olmasını doğru bulmuyorum. Anne, annedir; baba, babadır; çocuk da çocuk. Çocuklarla rahat iletişim kurabilmenin adı “arkadaş gibi” olmamalı.
Başarılı ve çok çalışan bir annesiniz. Sizi izlemeye zaman yetmiyor. Bu yoğunluğun arasında çocuklarınıza nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Çocuklarım benim hayatımda kırmızı çizgimdir; bunu bütün yakın çevrem, iş çevrem, herkes bilir. Çocuklarımla beraber olduğum altın saatler vardır. O saat diliminde ne iş, ne arkadaş, ne çevre; hiçbir şey ile ilgilenmem, çocuklarımla olan o saati değerlendiririm. Hatta bir gün oğlumun ilkokul öğretmenin bir proje sunumu sırasında gelen telefonuyla, toplantıyı yarıda kesip, şehir dışından gelen misafirlerin otele yerleştirilmesini sağlayıp, oğluma koştuğum olmuştur. Hiçbir şey onların önüne geçemez.
Anneliğinize dair “Şimdiki aklım olsa asla yapmam.” dediğiniz bir şey var mı?
Asla yapmam dediğim şey olmadı ama keşke daha fazla yapsaydım dediğim şeyler oldu. Mesela onlar çok küçükken onları temizledikten sonra boyunlarından öperdim, o bebek kokusunu içime çekerdim, keşke biraz daha fazla biraz daha çekseymişim.
Anneler ve çocukları arasında özel bir dil gelişiyor çoğunlukla. Sizin çocuklarınızla aranızda birbirinize hitap ettiğiniz özel sözcükler var mı?
Elbette var, olmaz olur mu? Sözcükler dışında bakışlar var, mimikler var…
Çocuklarınızın size öğrettiği en önemli üç şey nedir?
Büyüdüğümü öğrettiler, trafikte yavaş gitmemi ve elbette ki karşılıksız sevgiyi.
Geleceğe, anneanne ya da babaanne olduğunuz zamana mesaj gönderme imkânınız olsaydı kendinize veya kızınıza nasıl bir mesaj gönderirdiniz?
Her anın tadını çıkar.
Evlat nedir, tarif eder misiniz?
Tarifi pek mümkün müdür bilemedim; ama bir gül serası düşünün, bütün yetiştirdiğiniz güllerin özünü minicik bir şişeye bıraktığınızı. Ne kadar kıymetlidir, değil mi? Değer biçilemez. İşte, o “öz”dür evlat.