Duygu Kızılkaya Seray Çakar Sergilerle Devam Eden Dostluk
Küçük yaşlarda başlayan dostluklarının ardından güçlü ortak yönlere sahip olarak kariyerlerinde ilerleyen Duygu Kızılkaya ile Seray Çakar, yıllar sonra yeniden bir sergide birlikte yer almanın kendilerine neler hissettirdiğini ve gelecek projelerini paylaşıyor.
Sanat yolculuklarınız ve dostluğunuz nasıl başladı?
Duygu Kızılkaya: Bizim dostluğumuz, dokuz yaşımıza dayanıyor. Sanat yolculuğumuz da bu dostlukla paralel gelişti. İlk birlikte sergimizi 2006 yılında Ankara Şehir Kulübü’nde açtık. O sergi bizim için dönüm noktası oldu; çok büyük ilgi gördü ve bizi motive etti.
Seray Çakar: Duygu ile ortak yönlerimiz hep güçlü oldu. Sanatla iç içe büyüdük diyebilirim. 2006 yılında Ankara’daki sergiyle başlayan bu yolculuk, yıllar içinde bizi farklı şehirlerde ve farklı stillerde buluşturdu. Duygu, İstanbul’a taşındıktan sonra bile dostluğumuz ve sanat bağımız hiç kopmadı.
2024 yılında İstanbul Antika ve Sanat Fuarı’nda (IAAF) tekrar bir araya geldiniz. Bu süreç sizin için ne ifade ediyordu?
Duygu Kızılkaya: Yıllar sonra birlikte bir sergide yer almak bizim için çok anlamlıydı. Sanat yolculuğumuzda farklı alanlara yönelmiş olsak da yine aynı çatı altında buluştuk. Herkesin kendi dünyasını yansıttığı işlerimizi yan yana görmek beni çok mutlu etti.
Seray Çakar: IAAF’de yan yana olmak bana eski günlerimizi hatırlattı. Duygu’nun enerjisi ve eserlerindeki özgün tarzı her zaman beni etkiler. Sanat yolculuğumuzda birbirimize hep destek olduk. Birbirimize hep bir şeyler katıp kendimizi geliştirdik.
Şu an, Pera Palas’taki karma bir sergide berabersiniz. Bu sergideki eserlerinizden bahseder misiniz?
Duygu Kızılkaya: Ben, daha önce pop art tarzında işler yapıyordum. Şimdi empresyonist bir yaklaşımla çalışmalarımı genişletiyorum. Bu sergide, pop art ile empresyonizmi sentezleyen bir başlangıç yaptım diyebilirim. Yeni koleksiyonumda bu iki tarzı harmanlamayı hedefliyorum.
Seray Çakar: Kendi tarzımı kübizm etkisi altında fakat sürrealistlikten de etkilenen bir yerde buluyorum. Tablolarımda; sonsuzluk, uzay ve dünyanın dışındaki farklı, çok sayıda âlemleri sorguluyorum. Şekilleri, insanı derin bir boyuta çeken kapılar ya da anahtarlar gibi kullanıyorum. İzleyiciyi, eserlerimdeki bu soyut dünyada bir yolculuğa davet ediyorum.
Gelecekteki projeleriniz neler olacak?
Duygu Kızılkaya: Öncelikli hedefimiz Art Contact İstanbul’da tekrar bir araya gelmek. Ayrıca Paris’te Carousel de Louvre’da düzenlenecek olan Art Shopping Fuarı’na katılmayı planlıyoruz.
Seray Çakar: Bunun yanı sıra, Venedik’te düzenlenecek Venice International Art Fuarı’nda da yer almayı hedefliyoruz. Ayrıca Miami’de düzenlenecek olan, dünyanın en büyük fuarlarından biri, Art Basel’e katılma planımız var. Hem bireysel olarak hem de beraber ortak projelerde yer almak bizi motive ediyor.
Birbirinizden nasıl etkileniyorsunuz?
Duygu Kızılkaya: Seray’ın eserlerindeki derin anlamlar ve semboller beni çok etkiliyor. Onun her rengin arkasında bir hikâye barındırması, benim de renklerime ve anlatılarıma daha farklı bir gözle bakmamı sağladı. Birbirimize hem dost hem de ilham kaynağıyız.
Seray Çakar: Duygu’nun enerjisi ve renkleri kullanmadaki cesareti bana her zaman ilham veriyor. Onun pop arttan empresyonizme geçişindeki öz güveni, beni etkiliyor. Sonuçta değişmeyen tek şey değişimdir.
Eserlerinizle, izleyicilere vermek istediğiniz mesaj nedir?
Duygu Kızılkaya: Sanat, birleştirici bir güç. Stiller farklı olsa da duygular evrensel. İzleyicilere kendi hikâyelerini bulabilecekleri bir alan sunmak, en büyük hedefim.
Seray Çakar: Sanat, hayata açılan farklı bir pencere. İzleyicilerin eserlerimdeki sonsuzluğu ve derinliği keşfetmelerini, kendi hayal dünyalarında yeni boyutlara ulaşmalarını istiyorum.