Doğal Taşların Tasarımla Bütünleşmesi Manus In Mano
Gösterişli ve zamansız şıklığı bir araya getirerek öne çıkan tasarımlar sunan Manus In Mano’nun kurucusu Tilbe Kartal; markanın hikâyesini, gelecek koleksiyonunu, doğal taşlarla çalışmanın zorluklarını ve tasarımlarında dikkat ettiği noktaları MAG Okurları ile paylaşıyor.
Kendinizden ve markanızın doğuş hikâyesinden bahsedebilir misiniz? Manus in Mano ismi nereden geliyor?
Saint Benoit Fransız Lisesi ardından Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldum. Aslında hayalim medya sektöründe ilerlemekti. Mezun olduktan sonra Paris’te yüksek lisans yaparken kendimi daha fazla keşfetmeye ve “Beni mesleki anlamda ne mutlu eder?” diye düşünmeye başladım. Modaya ve sanata olan ilgim, beni içinde tasarım olan, her zaman kendimi yenileyebileceğim ve en önemlisi kendimden bir parça katabileceğim bir meslek arayışına yöneltti. Bu noktada kendimi en iyi ifade edebileceğim ve fark yaratabileceğim alan olan takı ve aksesuar üzerine ilerlemeye karar verdim ve markalaşma yolculuğumuz başlamış oldu.
Tamamen yabancı olduğumuz bir sektör olduğu için ilk iki yılımız keşfetmekle ve süreçleri anlamakla geçti. Üretimden paketlemeye, satıştan müşteri ilişkilerine kadar bir markaya dair tüm konu başlıklarına aynı derecede hâkim olmak hem keyifli hem de oldukça öğreticiydi. Son bir buçuk yıldır marka tam anlamıyla kendini buldu diyebilirim. İsmi Latincede “el ele” anlamına gelen Manus in Mano, aslında kendi tarzını güçlü parçalarla öne çıkaran ve fark yaratmayı seven kadınlara hitap eden bir marka. İlhamını İstanbul’dan alan, tüm üretim süreçlerinin Kapalıçarşı’da tamamlandığı, el emeğinin ön planda tutulduğu, doğal taşların tasarımla bütünleştiği, gösterişli ve zamansız şıklığı savunan niteliklerimiz bizi öne çıkarıyor. Tasarımlarımızda ağırlıklı olarak çeşitli doğal taşların kullanılması ise markayı ayrıştıran bir özellik olmasının yanı sıra estetik olarak da göz doyuruyor.
Gelecek koleksiyonunuz hakkında biraz ipucu verebilir misiniz?
Manus in Mano çizgisini koruyarak, renkli ve enerjisi yüksek doğal taşları tasarımlarımıza adapte ederek, sadece tek başına değil, birlikte kullanıldığında da hem cool hem de dikkat çekici parçalardan oluşan bir koleksiyon hazırlığındayız.
Ürünlerinizin tamamı el yapımı. Peki, bir tasarımı hayata geçirirken karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?
Hiçbir doğal taş ne renk ne de şekil olarak birbirinin aynısı; bunun için bazı durumlarda üretim tarafında zorluklar yaşayabiliyoruz. Benzer taşları bulmak ve aynı şekilde tasarıma uyarlamak, bu işin en zor kısımlarından biri. Aynı şekilde, tüm ürünlerimiz el yapımı olduğu için atölye aşaması da bazen tahminimizden uzun sürebiliyor. Özellikle birçok tasarım, sipariş üzerine hazırlanıyor ve bu noktada zanaatın titizliği kadar hızı da önem taşıyor. Temiz ve hızlı işçilik için doğru atölyeyle çalışmak büyük fark yaratıyor.
Tasarımlarınızda estetik ve fonksiyonellik arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Tasarımlarımızın çoğu taşlarla harmanlandığı için ağırlığı olan ürünler. Bunu dengelemek adına özellikle kullandığımız materyallerde hafifliğe çok dikkat ediyoruz. Zincir seçimlerinde özellikle dayanıklılığa ve ağırlık dengesine önem veriyoruz. Bu şekilde tasarımlarımız, günlük hayatın koşturmacası içinde kolay kolay yıpranmıyor ve rahatlıkla günlük stile adapte edilebilir hâle geliyor. Özellikle tek bir parça takıp gündüzden geceye rahatça kombinlemek isteyenler için Manus in Mano tasarımları, beklenen estetik ve fonksiyonelliği en iyi şekilde sağlayacaktır.
