Buse Arslan
ATV ekranlarının sevilen dizisi “Kuruluş Osman”da Aygül Hatun karakterine hayat veren güzel oyuncu Buse Arslan ile prensiplerinden iş ve sosyal hayat arasındaki dengeye kadar birçok konuyu ele aldık.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Oyuncuyum. Kuruluş Osman dizisinde Aygül Hatun’un hikayesini anlatıyorum. Lise dönemi itibariyle tiyatroya başladım. Ardından dizi sektörüne girdim. Uzun yıllardır emekçi bir kadınım.
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Adil olmayan ortamlarda duramam. Özgürlüğümün kısıtlanmasına katlanamam. Nezaketsiz davranışlar beni üzer.
İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Ayakları yere sağlam basan kadınlar olmalarını öneririm. İş hayatında cinsiyetin varlığını düşünmeden yalnızca iş odaklı olmalıyız. Biz güçlü, güvenli ve net bir enerjide olduğumuzda buna saygı duyulacak ve çalışma arkadaşlarımız bizimle oradan iletişim kuracaklardır. Haliyle verimli çalışan, disiplinli, tutarlı ve olan başarılı bir insanın önünde hiçbir şey duramaz.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçmişten gelen alışkanlıklardan biri erkeğin çalışması kadının ise doğum yapması ve evde olması. Zaman içinde bu durum ne kadar değişirse değişsin aklımıza işleyen bir geçmiş var. Şimdi kadın her anlamda üretken ama omuzlarındaki yük iki kat artmış durumda. Kollektif bilinç dışında kadının görevi çok daha fazla. İşten geldiğinde ev de hala onun sorumluluğunda gibi bakılıyor. İş hayatında tutunmaya çalışan kadın bir de evde geçmişin yükünü taşıyor.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahsedebilir misiniz?
Bizim sektörde kadına kıymet veriliyor. Kadınlar da bilinçli ve dişliler. Bizim sekörün kadını erkeği değil, statülüsü ve statüsüzü var malesef. Umarım bunlara hiç ihtiyaç kalmadığı bir dünyada yaşarız .
İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Açıkçası benim için zor oluyor. Ben iş ile yaşayan bir insanım. Ertesi gün önemli bir sahnem varsa evden çıkmayı tercih etmem. İşi işte bırakabilmek çok önemli. Ben bunun için çaba gösteriyorum. Ama hayatımızın büyük bir zaman dilimini iş yerinde geçirince sosyal hayatın orası gibi oluyor.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Benim varoluşum, beni ben yapan yegane şey.. Üretmek benim kalıcı olma arzumu tatmin ediyor. Dünya için bir şeyler yaptığımı hissediyorum. Çalışma hayatı ise hayatın zorluğunu, rekabeti, insanın zaaflarını ilerlemek ve üretebilmek için asıl ilgilenmem gerekenin ne olduğunu öğretiyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor?
Her yerde farklı etkiler doğuruyor. Kimi bugünü protesto ediyor, görmezden geliyor, kimi kutluyor,. Kök salmış alışkanlıklar yavaş değişir ama değişir. Eşitlik için hepimizin daha iyisini yapma fırsatı var. Farkındalıklarımız artmaya devam ediyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Dünya kadınlar gününü kutlamak zorunda olmadığımız . Cinsiyetsiz düşündüğümüz bir zaman diliyorum.