BE More Bir Okuldan Fazlası
Çocukların kendi kendilerine öğrenebilmeleri, öğrendiklerini sentezleyebilmeleri ve becerilerini geliştirebilmeleri için, alternatif bir eğitim programı sunan 2BE Learning Center kurucu ortakları Elif Özmenek Çarmıklı ile Burcu Haboğlu Baba, kurdukları platforma dair eğitim felsefeleri ve hedeflerini MAG Okurlarına aktarıyor…
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Burcu Haboğlu Baba: 1980 yılında Bursa’da doğdum. Babamın işi nedeniyle ilkokulu Bolu Sakarya İlkokulunda tamamladım. Ortaokul ve lise eğitimime Koç Özel Lisesinde devam ettim. Ortaokul ve lise yıllarında atletizm takımındaydım. Eğitimimi Ankara Üniversitesi Matematik bölümünde tamamladım. Üniversitenin son yılında, Hacettepe Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezinde borsa eğitimi aldım. En çok keyif aldığım alanın, matematik sevgisini ve ilgisini aktarmak olduğuna karar verip, matematik öğretmenliğine başladım. “Annem Bir Sihirbaz” adında bir de çocuk kitabım var.
Elif Özmenek Çarmıklı: 1974 yılında Ankara’da doğdum. TED Ankara Kolejini bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra değişim öğrencisi olarak ABD’ye gittim. ODTÜ Sosyoloji bölümünü bitirdim. Bilkent Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Columbia Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisanslarımı tamamladım. The New School Üniversitesinde Siyaset Bilimi doktora yeterliliğimi verdim. İltica ve Göç Araştırma Merkezinde (İGAM) Göç Gündemi Programı’na katkı vermeye devam etmekteyim. “Mita ve Gizemli İnci”, “Dedemin Zaman Kapsülü”, “Lemur Lemi – Mirket Ari ve Diğerleri” ve “Hep Yarını Düşünen Baykuş” adında, basılmış dört çocuk kitabım var.
BE More Anaokulunun hikâyesi nedir?
2BE Learning Center, ayrı yollardan giderek aynı noktada buluşan iki kadın eğitimcinin yolculuğunun ürünü aslında. K12 yöneticiliği yaparken Burcu Haboğlu Baba, öğretmenlerin lise son sınıf öğrencilerinin özellikle matematik konusunda temellerinin eksik olduğu şikâyetleri üzerine alt sınıfları incelemeye başlar. Bir matematikçi olarak, bunun üzerine erken çocuklukta matematiksel dilin gelişmesi için kafa yormaya başlar. Elif Özmenek Çarmıklı ise gençlerin güçlü soru soramadıklarını, öğrendiklerini sentezleyemediklerini, araştırma yapmayı bilmediklerini görünce bir sosyal bilimci olarak erken yaştaki çocukları incelemeye başlar. Dört ila beş yaş grubundaki çocukların, istedikleri her an onlarca soru sorabilme yetisini ve öğrenme merakını gördükçe, erken yaşta bilimsel süreçlerin öğrenilmesi; yani gözlem, sınıflama, tahmin, ölçme, çıkarım, iletişim becerilerinin kazanılması konusuna eğilir. Her ikisinin de eğitime bu şekildeki farklı yaklaşımı, Burcu ve Elif’in yollarını kesiştirir. İki yaş ve üzeri, öğrenmek isteyen, meraklı, ilgili her bireye alternatif bir eğitim platformunda rehber olabilmek için 2BE Learning Center’ı kurarlar ve bu çatı altında BE More Anaokulunu ve BE Mimir Proje Okulunu tasarlarlar.
Eğitim felsefeniz nedir?
BE More Anaokulu olarak “Bir Okuldan Fazlası” sloganıyla yola çıkarken ana felsefemiz, çocuklara öğrenmeyi öğrenmelerinde, kendi gibi olmanın değerini özümsemelerinde, kendi hızlarında öğrenmekten çekinmemelerinde, farklılıkların zenginlik olduğunu görmelerinde, öğrenmenin değişik yolları olduğunu keşfetmelerinde, güçlü yanlarının farkına varmalarında, mutluluğun asıl kaynağının vücutlarına, beyinlerine ve doğaya özen göstermek olduğunu anlamalarında rehberlik etmektir. Bu sebeple, BE More Anaokulunun eğitim anlayışı, öğrenme süreçlerinde öğretmenlerin ve çocukların denk olduğu, her çocuğun kendine özgü yaradılışıyla rehberini ileri taşıdığı fikri üzerine şekillenir. Rehber olma anlayışımızda okulumuzun, ailelerimizin ve çocuklarımızın iş birliği birbirinden ayrılamaz, ayrışamaz; çünkü çocuklarımıza kazandırmak istediklerimiz “bir okuldan fazlası”nı gerektirir.
Öğrencilerinize sunduğunuz ayrıcalıklar neler?
BE More Anaokulu, üç bin metrekare bahçenin içinde kurulu bir “forest farm school”dur. Orman pedagojisiyle birlikte üretimin de olduğu bir kurumuz. Biliyoruz ki üretim varsa sorumluluk da vardır. Çocuklarımız güne iş bölümü yaparak başlıyor ve bu sayede günlerini planlayabiliyor, üretim sürecindeki aksaklıkları tespit edip çözüm önerisi sunabiliyorlar. Tabii ki buna ek olarak doğanın en büyük laboratuvar, en zengin sanat atölyesi olduğunu da içselleştiriyorlar. Çocukların hâlihazırda sahip oldukları beden, zihin ve doğa bağlarını daha da güçlendirmeyi, sahip olduğumuz fiziksel imkâna ek olarak uyguladığımız “body intelligence” programımızla da sağlamış oluyoruz.
Veliler neden BE More Anaokulunu tercih etmeliler?
BE More Anaokulunda bizler programı tasarlarken günümüz çocuklarının şimdiki ve sonraki yaşamındaki ihtiyaçlarını göz önünde bulundurularak, mevcut ekollerin güçlü yönlerinden de faydalanarak, öğrenmeyi öğrenen, sorumluluk alabilen ve aktif vatandaşlık anlayışını benimseyen çocuklar yetiştirmeye olanak sağlayan “yaşayan okul” modelini geliştirdik. Çocukların bu sihirli yıllarında zihinsel gelişimlerinin çok kıymetli olduğunu biliyor ve bu bilinçle beyin gelişimini de odağımıza alıyoruz. Aktif vatandaşlık kavramını yüzeysel değil derinlemesine kavrayan çocuklarımız dünyadaki iyi haberleri takip ediyorlar. Uyguladığımız; yarım gün Türkçe, yarım gün İngilizce programıyla hem çocuklarımızın kavramsal öğrenmesini güçlendiriyor hem de ana dil ve yabancı dili eşit özenle güçlü bir şekilde edinmelerini sağlıyoruz.
BE Mimir adında bir proje okulunuz var. Bu platform ile amaçladıklarınız ve hedefleriniz neler?
BE Mimir Proje Okulunda yaratıcılığını kullanırsın, risk alırsın, iletişim ağını genişletirsin, girişimciliğine destek bulursun, akademik yol haritanı belirlersin, kariyerini planlarsın. Erken yaştan itibaren, sevdiğin ve ilgi duyduğun alanlarla ilgili projelere katılarak hem sosyal ve duygusal becerilerini geliştirir, hem de toplumsal fayda sağlarsın. BE Wise programına katılarak, sahip olduğun bilgi ve becerileri geliştirir, bunları en etkili biçimde hayatının bir parçası haline getirirsin. BE Edu programında ise geleceğinin ve akademik hayatının planlamasını yapar, uzmanlardan destek alırsın.
Be Mimir Proje Okulunda düzenlediğiniz atölye ve etkinliklerden bahseder misiniz?
BE the Project programında; on dört hafta boyunca bir projenin parçası olursun. Bu süreçte, proje genel süreçlerini, projelerin nasıl yönetildiğini ve proje çıktılarının nasıl paylaşılacağını öğrenirsin. BE Mimir projelerinin temel prensipleri şöyledir: Her projede, üzerinde çalışılan konunun derinlemesine anlaşılması önemlidir. Bunun için yurt dışındaki ve Türkiye’deki uzmanlarla, sivil toplum örgütleriyle, farklı kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilir. Her proje, tespit edilen sorunların kalıcı çözümlerine katkıda bulunmak için önce gerekli bireysel becerilerin kazanılmasını hedefler. Her proje, toplumsal faydayı önceler. Mümkün olan her proje, politika üretmeye katkıda bulunur.
Proje yapmak ne kazandırır?
Projeler; problem çözme, sorumluluk alma, liderlik vasıflarını geliştirme, sosyal ve kültürler arası iletişim becerilerini ilerletme açısından çok önemlidir. Deneyim kazanarak, daha sonra başka projelerde mentorluk yapabilirsin. Sosyal çevren ve bağlantıların genişler. Topluluk önünde konuşma ve sunum yapma becerilerin gelişir. Sosyal medyayı etkin kullanmayı öğrenirsin. Organizasyon tecrübesi kazanırsın. Her proje için ayrı portfolyo hazırlarsın.Toplumsal bazı sorunların kalıcı çözümlerine katkıda bulunacağın için, ileride akademik veya iş hayatında kullanacağın önemli referanslara sahip olursun. Projeler aracılığıyla geliştirdiğin becerilerini, yaşam boyu kullanabilirsin.