Alışveriş GünlüğüKubilay Sakarya, Fulya Sezen
Genç, enerjik ve samimi iki blogger… Renkli serüvenlerinde binlerce takipçiye ulaşmış, dünyaca ünlü markalarla birlikte çalışma imkanı bulmuş ve modayı yakından takip eden Fulya Sezen ve Kubilay Sakarya ile yeni bir yıla sayılı günler kala, Ankamall Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz eğlenceli alışveriş gününden renkli kareleri ve keyifli sohbetimizi sizlerle buluşturuyoruz…
Blogger olma serüvenin nasıl gelişti? Nasıl bir hedefle başladın bu işe?
Blogu açmaya 2011 yılında karar verdim. Aslında, sevdiğim şeyleri paylaşmak dışında hiçbir hedefim yoktu… Ancak, işimi her zaman severek ve en başarılı şekilde yapmaya çalıştım. Bu sebeple, zaman içinde blogum ve hedeflerim de benimle birlikte büyüdü.
Hedeflediğin noktaya geldiğini düşünüyor musun?
Hedeflediğim noktalar gün geçtikçe değişip büyüyor, o sebeple hedeflerimin tamamını gerçekleştirdim, demek için henüz çok erken diye düşünüyorum.
Nasıl kazandın bu kadar takipçiyi?
Zaman ve sabırla. Yaklaşık 6 yıldır her gün, yeni bir kombin, yemek veya seyahat görseli oluşturmak ve bunları en özenli şekilde takipçilerimle paylaşmak zamanla beni seven ve benden ilham alan bir kitlenin de oluşmasını sağladı.
Hangi markaların yüzü oldun?
Bugün çalıştığım ve iş birliği içinde olduğum markalar sayamayacağım kadar çok… Ancak, blogum sayesinde Burberry, Hogan, Armani gibi dünya markalarıyla çok özel projelerde yer almak benim için oldukça keyifli deneyimler oldu diyebilirim.
Moda senin için ne ifade ediyor?
Moda benim için, her sezon yenilenen ve moda haftalarında görücüye çıkan geçici bir kavram. Çünkü, sezon eskidikçe moda da değişiyor ve geriye sadece sizin seçimleriniz, yani kişisel stiliniz kalıyor. O sebeple tarz sahibi olabilmek; sezonda doğru ve zamansız parçaları bir araya getirmek demek.
Tarzını nasıl tanımlarsın? Dolabındaki vazgeçilmez parçaların neler?
Dolabım aslında, hemen hemen her ortama uyum sağlayabileceğim parçalardan oluşan, klasiğe bir parça daha yatkın spor şık bir tarz. Dolabımdaki hiçbir şeyden vazgeçememek gibi kötü bir huyum var. Fakat sanıyorum ki, kaşe paltolarım ve sneakerlarımı diğerlerine göre daha çok seviyorum. Bazı star parçaların yeri de daha farklı oluyor.
Bugün giydiğin kombinlerden seni en çok yansıtan hangisiydi?
Bugün giydiğim kombinlerin hepsi oldukça şıktı. Bu güzel seçimleriniz için öncelikle size teşekkür ederim. Sanırım beni en çok yansıtan kombin yeşil yelekli kombin… Çünkü, giydiğim kazak yeni yıl ruhuna oldukça uygun bir parça…
Fulya Sezen
Blogger olma serüvenin nasıl gelişti? Nasıl bir hedefle başladın bu işe?
Blogger olma serüvenimin yaklaşık 4 yıl önce Kubilay’ın ısrarı ve desteği ile başladığımı söyleyebilirim. O dönemler zaten televizyonda moda programı yapıyordum. Gerek moda programından gerekse günlük hayatımda trendleri takip ediyor olmamdan ve giydiğim kıyafetlerin çevremde sıklıkla soruluyor olmasından dolayı, bunu daha geniş kitlere yaymak ve başkalarına da ilham olmak adına blog sayfası açmaya karar verdim. Şu an fulyasezen.com.tr üzerinden ve @fulyasezen instagram hesabım üzerinden paylaşımlarıma aktif olarak devam ediyorum.
Hedeflediğin noktaya geldiğini düşünüyor musun?
Her sene gelişiyor ve biz de farklılaşıyoruz. Dolayısıyla ben blogger olmanın bir varış noktası veya bir top noktası olduğuna inanmıyorum. Sürekli ürettikçe bir öncekini beğenmemeye başlıyorsunuz ve bu da sizi zamanla geliştiriyor, diğerlerinden farklı olmanızı sağlıyor. Yeni şeyler üretmeye açık olduğum sürece, hatta yeni yerlere gittikçe, gördükçe, yazdıkça, moda sürekli kendini yeniledikçe ve benim de bunları yapma ve paylaşma enerjim olduğu sürece daha çok yolum olduğunu düşünüyorum.
Nasıl kazandın bu kadar takipçiyi?
Televizyon programlarımdan dolayı belli bir kitleye ve zümreye zaten hitap ediyordum. Fakat blog ve instagram benim çok daha farklı kitlelere ulaşmamı ve ilham olmamı sağladı. Şu an Türkiye dışında, Azerbeycan, İtalya ve Amerika başta olmak üzere yurt dışında da birçok takipçim var. Sosyal medya var oldukça ve siz yepyeni kitlelere ulaşmaya başladıkça dünya küçülmeye başladı, ne dersiniz?
Hangi markaların yüzü oldun?
Yurt içinde ve yurt dışında olmak üzere birçok marka ile kreatif proje gerçekleştirdim ve hala da gerçekleştirmeye devam ediyorum. Global markalarla yaptığım projelerden söz etmek gerekirse; bunların başında, Avon, Braun, LG, Nike, Tommy Hilfiger, Hogan, Burberry, Victoria’s Secret, Corona, Create&Barrel gibi markalar geliyor. Türkiye’de ise; Divarese, Network, Que, Oleg Cassini, Ülker, Uno gibi markalarla çalıştım ve bazılarıyla hala iş birliklerim devam ediyor.
Moda senin için ne ifade ediyor?
Moda benim için, her şey demek. Farlı olmayı, farlı giyinmeyi hatta tam kelimesiyle iddialı olmayı ve bazen kimsenin giymeyeceği parçaları giymeyi ve onları taşımayı seviyorum. Zaten Blogger olmak da bazen bunu gerektiriyor. Herkesten bir adım önde olmak ve trendleri takip etmek sizi takip edilmeye değer kılıyor. Fakat tabii, modayı takip etmekle moda kurbanı olmak arasında da çok ince bir çizgi var. Ben o ayarı kaçırmadığımı düşünüyorum. Başka bir deyişle; moda diye kendime yakışmayan bir parçayı dolabıma asla sokmuyorum.
Tarzını nasıl tanımlarsın? Dolabındaki vazgeçilmez parçaların neler?
Açıkçası, şık ve feminen parçaları seviyorum. Çok sportif biri olduğumu ve bu parçalara yatırım yaptığımı düşünmüyorum. Tabii, günlük hayatın koşturmasında her ne kadar spor giyiniyor olsam da bu içimde bir ‘Femme Fatale’ yattığı gerçeğini değiştirmez. Son dönemlerde ise, dolabımda zamansız parçalara yatırım yapmaya çalışıyorum. Mesela şık bir trençkot, şık bir siyah palto, kalıbı güzel bir skinny jean, tek parça şık elbiseler dolabımın vazgeçilmezleri gibi görünüyor.
Bugün giydiğin kombinlerden seni en çok yansıtan hangisiydi?
Bugün giydiğim elbiselerden beni yansıtan tabii ki Oleg Cassini tuvalet ve Forever New bordo elbise oldu. Sevdiğim ve kendime yakışan kıyafetlerin içinde fark ettiyseniz duruşum bile değişiyor.