Dr. Özge Banu Öztürk Kök ve Cilt Hücre Tedavisi
Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Banu Öztürk; anti-aging amaçlı ve saç dökülmeleri, yara, sivilce, yanık izleri, çatlak, sarkma, iyileşmeyen yaralar gibi cilt problemlerinde uygulanan Alloblast, Fibrocell ve mezenşimal kök hücre transferi tedavilerini MAG Okurları için açıklıyor…
Kök hücre ve cilt hücre transferinin, gelişen kök hücre bankaları ve doku mühendisliği laboratuvarları sayesinde mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Öncelikle, mezenşimal kök hücre transferi ne demek, otolog cilt hücresi-fibroblast transferi (Fibrocell) ve allojenik cilt hücresi transferi (Alloblast) ne demek açıklayalım.
Mezenşimal kök hücreler; çok sayıda farklı son hücreye dönüşebilme ve rejenerasyon kapasitesine sahip ana kök hücrelerdir. Kişiye özel olarak kemik iliği, yağ dokusu, tendonlar, diş, plasenta, kordon kanı gibi pek çok yerden elde edilebilen mezenşimal kök hücreler damar yolu ile verildiğinde, seçici olarak hasarlı dokulara ve organlara yönelirler; orada onarım, rejenerasyon ile inflamasyonu azaltıcı etki gösterirler. Bağışıklık sisteminin davranışını düzenlerler. Özellikle kronik inflamatuar ve dejeneratif hastalıklarda, Covid19 sonrası onarım ve yenilenme ile anti-aging amaçlı kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Mezenşimal kök hücreler, ciltte yara iyileşmesini ve iz onarımını desteklerler ve yüz, boyun, dekolte, eller, yanık izleri, sivilce izleri, çatlaklara lokal enjekte edilebilirler. Tek seansta mucizevi gençleşme için mezenşimal kök hücre transferi tercih edilebilir.
Fibrocell; kulak arkasından alınan doku örneğinden üretilen otolog fibroblast, yani cilt hücresi transferi olup son on yılda, menopoz öncesi kadınlarda tercih ettiğimiz, güvenliğinden ve etkinliğinden dolayı memnuniyeti yüksek bir hücre transferi tedavisidir. Bu tedavide alınan hücrelerin yaşı, sizin kronolojik yaşınızda olup çoğalma potansiyeli ve işlevselliği kişinin inflamasyon yükü, toksinlere maruziyeti ile yakından ilişkilidir. Yani çok toksik maddeler kullanan, şekerden zengin beslenen ve kronik inflamasyonu olan bir kişiden çoğaltılan fibroblast hücreler, transfer sonrası yüksek işlevsellik gösteremeyebilir, çünkü kişinin üretme kapasitesi bahsettiğim olumsuzlukların etkisi altında olabilir. Bu sebeple damardan detoks tedavileri ile eş zamanlı uygulama yapılması gerekebilir.
Cilt hücresi transferinde son yenilik ise Alloblast transferidir. Yeni doğmuş, ilk bir ay içinde sünnet olmuş bebeklerin sünnet derisinden elde edilen allojenik fibroblastların cilde transfer edildiği yeni bir uygulamadır. Alloblast, Sağlık Bakanlığından onay almış ve ülkemizde de uygulanmaya başlanmıştır. Yeni doğan bebeklerin sünnet derisindeki cilt hücreleri sıfır yaşta ve kimliksiz hücrelerdir. Kendilerini yenileme, dönüşme, onarma, iyileştirme kapasiteleri maksimum düzeydedir. Kimliksiz olmaları, bu fibroblastların başka kişilere reddedilmeden transfer edilebilmelerine imkân vermektedir. Anti-aging amaçlı, istenildiği kadar yapılabilir. Ayrıca onarımın gerek duyulduğu yara ve yanık izlerine, çatlak alanlarına, yüz, boyun, dekolte, eller ve saçlı deriye transfer edilebilirler. Alloblast, allojenik fibroblast tedavisinin Fibrocell tedavisine göre avantajları vardır. Örneğin; kişiden doku alınmasına gerek yoktur.
İlk seanstan itibaren çok daha kısa sürede, yaklaşık bir ay içerisinde ve Fibrocell tedavisine göre dört kat daha fazla etkisini gösterir, çünkü allojenik fibroblastlar sıfır yaşta, hiç hastalanmamış, hiçbir olumsuz çevresel faktöre maruz kalmamış olduklarından, DNA telomer kırılması yaşamamış süper rejenerasyon kapasitesine sahip hücrelerdir. Karsinojenik, teratojenik değildir ve FDA tarafından onaylanmıştır. Bebek sünnet derisi Müslüman ülke oluşumuzdan dolayı tıbbi atık olarak kabul edildiğinden, etik bir sorun teşkil etmemektedir. Kişiler isterlerse kendi çocuklarının sünnet derisini ileride kullanmak üzere bankacılık kapsamında muhafaza edebilirler.
Telomerler, DNA’mızın uçlarında bulunan ve hücrelerimiz bölünüp çoğaldıkça/yenilendikçe yıllar içinde kısalan, bittiğinde de artık yaşlanma belirtilerinin arttığı, en sonunda da doku/organ yetmezliği ile sonuçlanan sürecin, anahtarı tam çözülememiş genetik yapılardır.
Telomerlerimizi ne kadar uzun tutarsak, o kadar genç kalır, sağlıklı ve uzun yaşarız. Telomer kısalmasını önlemek mümkün değildir. Mümkün olduğu gün, insanoğlunun ölümsüzlüğü keşfettiği gün olacaktır.
Hücre transfer tedavileri kanser hastalarında ve kanser öyküsü olan kişilere uygulanamaz. Alloblast, Fibrocell ve mezenşimal kök hücre transferleri anti-aging amaçlı ve saç dökülmeleri, yara, sivilce, yanık izleri, çatlak, sarkma, iyileşmeyen yaralar gibi cilt problemlerinde tek seans veya çoklu seanslar uygulanabilir.