İstanbul On My Mind
Son yıllarda birçok Avrupa şehrini geride bırakacak kadar popüler bir cazibe merkezi haline geldi İstanbul… 15 milyon insanın yaşadığı bu şehir, Türkiye’den bağımsız, “ayrı bir ülke” gibi algılanıyor adeta. Bu algı o kadar sağlam yer etmiş ki akıllara, İstanbul denildiğinde akan sular duruyor. Şehirde kar yağsa, haber bültenlerine konu oluyor; İstanbul’un gecesine gündüzüne doyum olmuyor, fırtınalı aşklar İstanbul’da yaşanıyor, sanat İstanbul’da icra ediliyor; sanki ülkenin kalbi İstanbul’da atıyor.
Bir Yeni Türkü şarkısından alıntı yaparak, “denizi ayrı deniz, havası ayrı hava” sözleriyle tasvir edebileceğimiz bu şehir; gördüğü ilgiyi hakediyor. Bağımlılık yaratan yaşam ritüelleri, hareketli şehir hayatı, her biri ayrı ruha sahip semtleri, sınırsız eğlenceleri ve dillere destan Boğaz atmosferi ile İstanbul; hakkında yazmaya, çizmeye, konuşmaya değer; “özel” bir şehir.
Yıllardır yüzlerce şarkıya, şiire, romana konu olan bu şehrin, şimdi de filmi yapılıyor. “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” çalışmaları arasında yer alan “İstanbul On My Mind” isimli uzun metraj film projesi, şehrin ruhunu yansıtan ve kent kültürünü beyazperdeye taşıyan birbirinden farklı kısa hikayelerden oluşacak.
Hollywood filmlerinin afiş tasarımcısı olarak isim yapan ve şu anda Amerikan yapımı birçok filmin görsel tasarım ve pazarlama çalışmalarını yürüten Emrah Yücel’in yöneticiliğini üstlendiği proje, 20. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde izleme fırsatı bulduğumuz “Tokyo!” ve bu yıl içinde vizyona girecek olan “New York, I Love You” gibi filmler ile konsept açısından benzerlik taşıyor.
Bu projenin en heyecan verici tarafı ise, dünyaca ünlü yönetmenlerden oluşan çekim ekibi. “İstanbul On My Mind” filmi için farklı ülkelerden 19 yönetmene teklif götürülmüş. Filmdeki her bir kısa hikayeyi, başka bir yönetmenin çekmesi planlanıyor. İstanbul’un kültürel değerlerini, uluslararası bir dille sinemaya aktaracak yönetmen kadrosunda, tüm dünyanın hayranlıkla takip ettiği isimler de var.
Yönetmenler Listesi
Almanya: Wim Wenders, Werner Herzog
Meksika: Guillermo Arriaga, Alejandro Gonzales Inarritu
Danimarka: Lars von Trier
İsveç: Lukas Moodysson
İran: Samira Makhmalbaf
Rusya: Timur Bekmambetov
İngiltere: Jonathan Glazer, Mike Leigh, Alan Parker
ABD: David Lynch, Spike Lee, Kimberly Peirce
İrlanda: Stuart Townsend
İspanya: Pedro Almadovar
Japonya: Takeshi Kitano
Malezya: Tsai Ming Liang
Çin: Wong Kar Wai
Listedeki yönetmenlerin bir kısmı ile görüşülmüş ve onay alınmış ancak proje henüz onay aşamasında olduğu için; yönetmenler, oyuncular ya da senaryo hakkında resmi bir açıklama yapılmıyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, projeyi onayladıktan sonra derhal bir basın toplantısı düzenleyerek merakımızı giderecektir eminim.
“İstanbul On My Mind” projesi kapsamında çekilecek kısa filmler için önerilecek semtler ise şöyle:
Haliç (Cibal – Fener – Balat – Ayvansaray – Eyüp)
Topkapı Sarayı – Sultanahmet
Boğaz (Ortaköy – Arnavutköy – Bebek – Rumelihisarı – Emirgan)
Cihangir
Karaköy – Galata
Beyoğlu – İstiklal Caddesi
Üsküdar – Kadıköy
Kapalı Çarşı
Yedikule
Beyazıt – Laleli – Aksaray
Modern İstanbul (Nişantaşı, Maçka, Şişli, Levent)
18 milyon dolarlık bir bütçe ile hayata geçirilmesi planlanan “İstanbul On My Mind” projesi için İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ndan ve Amerika’daki dağıtımcı ve yatırımcılardan destek alınacak.
Ünlü yönetmenlerin varlığı nedeniyle, dünya çapında ses getireceği düşünülen filmin gişe ve DVD satışlarından yüksek gelir elde edilmesi bekleniyor. Amaç sadece para kazanmak değil elbette.
Projenin başındaki isim Emrah Yücel, “İstanbul On My Mind” filminin İstanbul’a ve ülkemize sağlayacağı katkıları şöyle anlatıyor:
“Sinema filmleri ve TV dizileri bir ülkenin marka değerini artırmada kullanılabilecek en önemli güç olarak tanımlanıyor.
İnsanlar dizilerde gördükleri, sinemada izledikleri yerlere gitmek istiyorlar. Bu yüzden Hawaii’de “Lost” dizisi çekilsin diye uğraşıyorlar. Bu yüzden New York’ta “Sex and the City” turları düzenleniyor.
Bu film, bu anlamda bir ilke imza atacak!
Uluslararası piyasada dolaşan, insanların izleyeceği, dünya yönetmenlerinin dilinden İstanbul’umuzun anlatıldığı bir film olacak. Sadece bu film sayesinde değil, yönetmenlerin sayesinde de İstanbul’un bir kültür şehri olduğu mesajı, tüm dünyaya iletilecek.
Öte yandan bu filmin üretimi sırasında İstanbul’da sinema sektörü çalışanları için oluşacak iş imkanları ve tecrübe aktarımı da çok önemli bir katkı bence.”