Etel Baler ile Türk Tasarımcılar
Herkese merhaba. Bu ay sizleri Ankaralı bir tasarımcıyla tanıştırmak istiyorum… Benim gibi ülkesinin her köşesine aşık biri için, farklı şehirlerimizden cevherler çıktığını görmenin ne kadar büyük bir zevk olduğunu tahmin edemezsiniz. Ece Salıcı’yı benim kadar çok seveceğinize inanıyorum.
İtalya’da Marangoni’de okudun, orada öğrendiğin en önemli ders ne oldu?
Marangoni çok prestijli bir okul, mezunlarının arasında Domenico Dolce, Franco Moschino gibi isimler var… Bu ismi korumak için de çok disiplinli bir eğitim veriyorlar. Bana koleksiyonlarımı hazırlarken çok ayrıntılı düşünmeyi öğrettiler, bugünkü vizyon ve disiplinimi verdiler diyebilirim. Bir de etrafınızda dünyanın dört bir yanından gelmiş, yetenekli insanlarla beraber öğrenim görüyorsunuz. Aslında bu işin ne kadar zor ve rekabetli olduğunu görüyor, her tasarımınızda kendinizi biraz daha aşmanız gerektiğini, daha da şaşırtıcı ve farklı olmanız gerektiğini görüyorsunuz.
Beklenmedik koleksiyonlar yapıyorsun, bu kış için neler hazırladın ?
Bu kış koleksiyonumda asimetrik parçalar, deri detaylar, farklı kumaşların bir arada kullanımı, şalvar pantolonlar, kalem etekler, fermuar ayarlarıyla farklı şekillerde giyilebilen etekler, pepluma farklı bir yorum, buz mavisi ve siyahın beraber kullanıldığı gotik esintili parçalar, biraz preppy’e kaçan esprili sweatshirt ve baskılı t-shirtler ile kazayağı deseni var. Renk olarak da siyah, gri, buz mavisi, bordo, lacivert ve ördek başı yeşilini kullandım.
Okuyucularımızın özel olarak abiye kıyafet yaptırma şansları var mı? Abiye kıyafetlerde tarzın nasıl ?
Evet, tabii… Kişiye özel abiye kıyafetler de tasarlıyoruz. Müşterimizin istekleri doğrultusunda ama kendi tarzımdan ödün vermeden tasarımımızı gerçekleştiriyoruz. Tarzım biraz daha genç ve gotik. Organze, tüy ve şifon detaylara ağırlık veriyorum, farklı dekolteler yaratmayı seviyorum. Asimetrik kesimler, romantik olmayan volanlar hatta ince deri detaylarla seksi bir kadın yaratmayı da seviyorum.
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” ve “Lale Devri” gibi dizilerde kıyafetlerin giyiliyor. En çok hangi karakterlerle tasarımlarını özdeşleştiriyorsun? Giydirmek istediğin bir karakter var mı ?
Geçen sezon izleyici Ece Salıcı tasarımlarını “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinde Meltem karakterinde, “Kuzey Güney”de Zeynep karakterinde, “Lale Devri”nde Yeşim karakterinde ve birkaç kez de “Bugün Ne Giysem?” programında Ivana Sert’in üzerinde gördüler. Tasarımlarımı giyen bütün bu karakterlerde benim yaratmak istediğim kadının bir parçasını gördüm diyebilirim. Yeni sezonda da izleyici, yine Ece Salıcı tasarımlarını dizilerde görmeye devam edecek. Annie Hall filmi yeniden çekilse Diane Keaton’ı giydirmeyi çok isterdim. Onun o maskulen ve feminen, şehirli kadın stilini yeniden yaratmak çok keyifli olurdu.
Sen tasarlarken hangi kadını gözünde canlandırıyorsun? Senin kadının çalışan bir kadın mı mesela?
Benim kadınım şehirli, güçlü ve çalışan bir kadın. Farklılığı detaylarda yakalayan, gün içerisinde rahatlıkla giyilebilecek, tavırlı kıyafetler yarattığımı düşünüyorum. Benim kadınım çok romantik değil; daha güçlü, daha keskin, renkleri karıştırmayı seven, maskulen ve feminen detayları karıştırmayı seven, tam olarak bugüne ait bir kadın.
Satışlarının büyük bir kısmını online yapıyorsun. Fakat sanal ortamda müşterilerinin çok önem verdiğin detayların güzelliğini anlamaları mümkün değil. Bu bir çelişki değil mi?
Çok doğru, maalesef Türkiye’de online satış tam olarak oturmuş değil. Müşteri daha çok indirimli ürünleri almayı tercih ediyor. Kalitesiz ve iyi yapılmamış bir ürünle, kaliteli bir ürünü ayırt etmek mümkün olmuyor. Ben sektöre ilk girdiğimde internet satışım hiç yoktu. Ama müşteri beni satış yaptığım mağazalardan satın alıp tanıdıkça, memnun kaldıkça, ismim duyuldukça satışlarım arttı. En güzel şey ise, mağaza satışımın olmadığı şehirlerden düzenli olarak alışveriş yapan müşterilerimin oluşması. Bir kez kalitemizi, iyi işçiliğimizi görünce müşterilerimiz mutlaka bize geri dönüyorlar. Bir de kendi internet satış sitemiz olduğu için müşteri ile birebir irtibatta olabiliyoruz, olmayan bir bedeni hemen değiştirip, yollayabiliyoruz. Bu da müşteri için büyük kolaylık oluyor.
Paçası uzun kalmış pantolonların ve elbiselerin seni çok rahatsız ettiğini biliyoruz. Bizi de çok rahatsız ediyor. Fakat ayakkabıların topuk boyları çok farklı oluyor. Bu konuda nasıl bir çözüm önerebilirsin ?
Evet, bence bütün stili yok eden bir durum bu. Bunun tek çözümü her pantolonu her ayakkabıyla giymemek. Yani duble paça pantolonlar için en yüksek topukluları ayırabilir, belki birkaç pantolonun boyunu daha orta boy topuklulara göre yaptırabilirler. Chino ve sigaret pantolonlar içinse düzleri tercih edebilirler. Bence paça boyu hem kadın hem de erkeklerin en dikkat etmesi gereken nokta.
Ankara’da butik açmayı planlıyorsun. Aklında bir yer ve tarih var mı ?
Çok yakında diyebilirim! Hatta bu kış sezonunu yakalayacağız. Maalesef henüz açıklayamıyorum ama bir alışveriş merkezinin içinde olacak. Ankara’da müşteri genellikle alışveriş merkezlerine gitmeyi tercih ediyor. İstanbul’daki gibi çok oturmuş caddelerimiz yok.