Belki De Şimdi Tam Zamanı
Geçtiğimiz ay içinde, 2017 yılı “TÜSİAV Eğitimin Çınarları ve Eğitime Destek Verenler” ödül töreninde TÜSİAV Yönetim Kurulu “Yılın İletişimcisi ve İletişim Eğitmeni” ödülüne “Özgür Aksuna” yı layık gördü ve bana çok büyük bir mutluluk yaşattı, teşekkürü bir borç biliyorum. Daha çok çalışmak için itici güç veren ödüllere minnettarım.
Bir yılı daha geride bırakırken, “Bu yıl da geride kaldı, ne kadar verimliydi?”, “Hayallerime beni ne kadar yaklaştırdı ya da ulaştırdı?”, “Bu yıl ne kazandım?” gibi birçok soruyu kendinize sormaya başlıyorsunuz. Ama kendinize fazla yüklenmeyin lütfen, çünkü belki de kırılmanın ve değişimin olması için şimdi doğru noktadasınızdır. Bu yıl bir bambu gibi uzun olgunlaşma sürecinden sonra birden boy atacağınız ya da şeftali çekirdeği gibi dışarıdan kırması çok zor ancak içeriden değişimle yeni bir hayata dönüşeceğiniz yıl olabilir.
Bununla ilgili doğa bize öyle güzel dersler veriyor ki sadece kulak vermek bile hayatımızı değiştirebiliyor.
Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir. Çinliler bu ağacı söyle yetiştirir: Önce ağacın tohumunu toprağa eker, sular ve gübreler. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz, tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur: Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik? Bir başarının şartları her zaman çok basittir. Bir süre için çalışın, bir süre tahammül edin, her zaman inanın ve hiçbir zaman geri dönmeyin.
Değişim ve başarı bazen sabırla ya da sebat ile olamayabiliyor bazen de değişim içeriden olmak zorunda. Yumurta dışarıdan kırıldığında hayatı sonlandırır, ancak içeriden kırıldığında yeni bir hayat başlar. Buna benzer bir örnek de şeftali çekirdeğidir.
Bununla ilgili yaşanmış harika bir hikâye vardır:
Küçük çocuk, şeftali çekirdeğini dişiyle kırmak için zorlanıyordu.
Babası ona dedi ki: “Oğlum!.. Şeftali çekirdeğini dişinle kıramazsın!”
Çocuk, dişiyle yeniden zorladı. Şeftali çekirdeğinin traktör lastiklerini anımsatan pütürlü sert kabuğu dişlerinin yüzeyini eriterek çıtırdattı. Elini acıyan dişine götürdü çocuk, dişi sallanıyordu. “Oğlum!” dedi babası yeniden. “Şeftalinin çekirdeği serttir, yazık edersin dişlerine. Çocuk inat ediyordu, illa kıracaktı bu sert çekirdeği. Yere koydu ve ayakkabısının topuğuyla üzerine bastırdı, kırılmıyordu çekirdek. “Sen inatçıysan, ben senden daha inatçıyım.” dedi çocuk. Bu kez bir taş aldı eline; taşla kırmayı denedi. Her vuruşta bir yana fırlıyordu çekirdek. “Şeftali çekirdeği çok serttir oğlum.” dedi babası. “O küçük taşla kıramazsın!” Çocuk öfkeyle çekirdeği tekmeledi. Çekirdek, tulumbanın yanındaki toprağa düştü. Çocuk öfkeyle bastı üzerine, iyice toprağa gömdü.
Aradan günler geçti. Çocuk şeftali çekirdeğini unutmuştu. Babası çağırdı onu.
“Bu ne oğlum?” dedi. Çocuk babasının parmağıyla gösterdiği yana baktı. Küçük, iki yeşil yapraklı bir ot gördü.
“Ot.” dedi.
“Ot değil.” dedi baba. “Dişlerinle ve taşla kıramadığın şeftali çekirdeğinden çıkan şeftali ağacının fidanı.”
Çocuk, inatçı sert çekirdeği anımsadı. Dişiyle kıramadığı, taşla kıramadığı, tekmeyle kıramadığı çekirdek fidana dönüşmüştü işte. Bu fidan büyüyecek ve ağaç olacaktı; çiçek açacaktı, şeftali verecekti. Şaşırdı…
Babası ona dedi ki: “Oğlum… Ne zaman, hangi koşullarda olursan ol, dara düştüğünde şeftali çekirdeğini anımsa… Dişinle kıramadın o çekirdeği, taşla kıramadın ama uygun toprağa düşen çekirdek, günü gelince o sert kabuğu parçalar, toprağı deler ve yeşerir. Nedir o çekirdeğe bu gücü veren, güzel oğlum? Çekirdek, kabuğunu parçalayan gücünü kendi içindeki çelişmelerden alır oğlum. Her şey kendi içinde zıtlarını taşır. Her şey kendi içinde, kendini değiştirecek, baş kaldıracak özü taşır.” Çocuk dikkatle babasını dinliyordu.
Baba gülerek dedi ki: “Şeftali çekirdeğine inan. Kendi gücüne güven!”
Belki de bir fesleğensinizdir farkında olmadığınız… Fesleğen, dokunulmadıkça kokusunu hissettirmeyen bir bitki türüdür. Fesleğen gibi dokunulmadıkça varlığındaki cevherleri, yetenekleri ve pozitif yönleri göstermeyen insanlar vardır.
Görünürde herkes gibidirler; herkes gibi giyinirler, herkes gibi yaşarlar, herkes gibi çalışırlar, herkes gibi konuşurlar ama dokunduğunda bir midye gibi açılırlar ve o an içindeki inciyi görürsün. Daima başkası sizi sarstığında kokusunu çıkaran bir fesleğen değil, kokusunu çıkarmak için kendini toprağı sallayan bir fesleğen olun.
Bizim de yeni yıla girerken içimizdeki güce inanarak ve sabrımızı kaybetmeyerek hareket etmemiz, yeniliklerle ve gerçekleşmesini istediğimiz hayallerlee sıkı sıkıya sarılmamız gerekli… 2018 sizin yılınız olacak! Buna kim engel olabilir ki?..