Zerrin Işık Tüfekçi – Yeni Yılda Yenilenmek
Yeni yılın dönüştürücü enerjisini anlatan yazar, hikâye anlatıcısı, Erickson koçu ve Diş Hekimi Zerrin Işık Tüfekçi, içsel yenilenmenin anlamını ve yaşamı tazeleyen o güçlü başlangıç hissini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Yeni yıl ruhu sizce neden bu kadar dönüştürücü bir etki yaratıyor?
Yeni yıl ruhu, insanların zihninde hem bir kapanış hem de bir başlangıç ritüeli yaratıyor. Günlük hayatın yoğunluğunda zaman zaman kendi içimize dönmekte zorlanıyoruz; fakat yılbaşı, zihnimizde doğal bir durak görevi görüyor. Takvim değiştiğinde sanki evrensel bir nefes alma imkânı doğuyor. Bu duygu insana hem umut veriyor hem de içsel bir tazelenme sağlıyor. Sosyolojik olarak, tüm dünyanın aynı anda bir şeyin başlangıcını kutlaması güçlü bir aidiyet hissi uyandırıyor. Psikolojik açıdan ise bir sayfanın kapanıp yenisinin açıldığı fikri, beynin “yenilenme” ihtiyacına hitap ediyor. Bu yüzden yeni yıl, sadece bir tarih değil; bir duygu, bir tazelenme ve umutla yeniden kalibre olma fırsatı. Ayrıca yeni yıl, insanın içindeki değişim arzusunu da besliyor, çünkü herkesin aynı anda bir yenilenme duygusunu yaşaması, güçlü bir kolektif enerji yaratıyor. Bu enerji, dönüşüm için itici bir güç hâline geliyor.
Her yılbaşında “yeni bir ben” mottosu yükselir. Gerçekten “yeni bir ben” mümkün mü, yoksa mesele kendini hatırlamak mı?
Bence “yeni bir ben” aslında unutulan benliği hatırlamakla ilgili. İnsan durduk yere kökten değişmiyor; ama yaşamın içinde bazen kendine yabancılaşıyor. Koşturmaca, sorumluluklar, zaman baskısı derken özünü yavaşça perdeleyebiliyor. Yeni yıl, o perdenin aralanması için güzel bir çağrı niteliği taşıyor. Değişim elbette mümkün; hatta insan isterse cesaret, istek, kararlılık ve inançla yola çıktığında büyük dönüşümler yaşayabiliyor. Tüm dönüşümlerin ilk adımı, kişinin kendine yakınlaşmasıyla oluyor. Diş hekimliğinde de bunu görüyorum: Bir gülüş tasarımında amaç, kişiyi tamamen dönüştürmek değil, ona kendini en iyi hissettiren hâlini sunmak… İnsan da yaşamda aynısını yapıyor; kendi gerçek hâline alan açınca dönüşüm zaten kendiliğinden başlıyor.
Sizce bir insan, hayatının hangi anında “Şimdi yeniden başlayabilirim!” diyebilir?
İnsan yeniden başlamaya hazır olduğu anı genellikle bir kırılmanın içinde buluyor: Bazen büyük bir kayıp, bazen büyük bir fark ediş veya sessiz bir doyum eşiği… Yeniden başlamak için büyük krizler gerekmiyor. Kişi sadece bilincini sadeleştirdiğinde, yani hayatındaki gürültüyü azaltıp odağını belirlediğinde çok güçlü bir dönüşüm alanı açılıyor. Kişi, kendi iç sesini susturamadığı bir noktaya geldiğinde ya da artık mevcut hâlinin ona iyi gelmediğini dürüstçe kabul ettiğinde restart düğmesine basabiliyor. Yeniden başlamak bir anda değil, niyetle başlar, sonra küçük adımlarla büyüyor, çünkü insan odağına neyi koyarsa, hayatı o doğrultuda şekillenmeye başlıyor. Odak bir pusula gibi çalışıyor; düşünce, davranış ve alışkanlıkları yönlendiriyor. Bu yüzden yenilik isteği varsa, yeni yılın sağladığı kolektif enerji müthiş bir fırsat hâline geliyor.
Sizin kendi hayatınızda “yeniden başlamak” dediğiniz bir dönüm noktası oldu mu?
Benim için en büyük dönüm noktalarından biri, hekimlik pratiğimi sadece teknik bir meslek olarak değil, bir iyileştirme yolculuğu olarak görmeye başladığım zamandı. Bir süre sonra fark ettim ki, insanların diş sağlığını düzeltmek aslında hayat kalitelerini düzeltmek demek. Gülüşünden memnun olmayan bir insanın öz güveni, sosyal ilişkileri, kendini ifade edişi bile değişiyor. Mesleğimi sadece teknik bir uzmanlık alanı olarak değil, insanların yaşam kalitesini yükselten bir iyileştirme yolculuğu olarak gördüğüm an, kendimle ilgili de pek çok şeyi yeniden şekillendirdim. Bakış açınız değiştiğinde siz de değişiyorsunuz ve her şey yeniden başlayabiliyor. Mesleğe bakışımı bu bütüncül perspektifle yenilediğim an, sadece işimi değil, kendimi de yeniden yapılandırdığım bir başlangıçtı. İnsanın gelişimi hiçbir zaman bitmiyor; mesleki ve kişisel olarak sürekli evrilen bir süreç içindeyiz.
Yeni yıl kararları genelde birkaç hafta içinde unutulur. Bu dileklerin kalıcı olması için sizce nasıl bir niyet ya da ritürel işe yarar?
Yeni yıl kararlarının kalıcı olabilmesi için hedeflerin yalnızca “yapılacaklar listesi” olmaktan çıkıp bir duyguya, bir amaca bağlanması gerekiyor. “Spor yapacağım.” demekle “Bedenimi hafif hissetmek istiyorum.” demek arasında büyük fark vardır. Hekimliğimde hastalarıma da hep söylerim: “Süreçle bağ kurarsanız sürdürülebilir olur.” Ayrıca bilinci sadeleştirmek çok önemli bir anahtar. Ne kadar çok uyaran varsa, odağı korumak o kadar zorlaşıyor. Düzenli niyet etmek, kendine küçük hatırlatmalar yapmak, küçük ilerlemeleri kutlamak gibi ritüeller bu sadeleşmeyi destekliyor. Cesaret, kararlılık, istek ve inançla atılan adımlar en küçük değişikliği bile sürdürülebilir hâle getiriyor. İnsanın kendi yolunda inançla ve şefkatle yürümesi gerekiyor. Yeni yıl bu seçim için çok güzel bir başlangıç çerçevesi sunuyor; ama aslında yılın herhangi bir günü de insan isterse yeni bir başlangıç olabiliyor. En önemlisi: Kendine karşı şefkatli olmak. Mükemmeliyetçilik, kararları öldürüyor; gerçek değişim ise anlayışla büyüyor.
2026’ya umutla başlamak isteyen biri için bir cümleyle yol gösterici bir mesajınız olsa, ne derdiniz?
2026’ya girerken içindeki o sessiz bilgeliğe güven; odağını iyileştirmek istediğin şeye çevirdiğinde, kalbin hangi yöne niyet ediyorsa evren adımlarını onunla hizalar ve yaşamın, senin için en hayırlı yolu zarifçe açar.