© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Zerrin Işık Tüfekçi: Diş Çekimi Korkulu Bir Rüya mı?

Zerrin Işık Tüfekçi: Diş Çekimi Korkulu Bir Rüya mı?

Hangi durumlarda dişlerin çekilmesi gerekebileceğini açıklayan Evrensel Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği kurucusu Dt. Zerrin Işık Tüfekçi, diş hekimliğinde kullanılan alet ve yöntemlerin gelişmesiyle birlikte daha kolaylaşan tedavi süreçlerinde dikkat edilmesi gereken hususları MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

Diş kelimesinin ilk çağrışımlarından biri pek çok kişi için “diş çekimi”dir. Bunun nedeni, diş çekiminin hastalarımızda genellikle tedirginlik yaratmasıdır. Dişlerimiz, tüm önemli organ ve dokularımız gibi, bedenimizin vazgeçilmez parçalarındandır. Normal şartlar altında, yani tıbbi bir gereklilik yoksa, çekilmeleri uygun değildir. Kişinin kendi dişlerinin korunup kurtarılmasına yönelik tedaviler en doğru yaklaşımlardır. “Aman, ağrı çekeceğime dişimi çektiririm, ne gerek var tedaviye?” sorusunun yanıtı şudur: Yapılan hiçbir işlem, kendi sağlıklı dişinizin yerini tutmayacaktır; ama mecbur kalındığında, elimizden geleni yaparak dişlerinizin orijinal haline en yakın olanını yakalamaya çalışırız tabii ki. Diş çekimine mecbur kalınan durumlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Büyük miktarda çürük veya tedavi edilemeyecek kadar madde kaybının olduğu durumlarda,
  • Ortodontik tedavi görecek kişilerin dişlerinin düzgün olarak sıralanabilmesi için yer ihtiyacının doğduğu durumlarda,
  • Dişlerde çürük nedeniyle oluşan enfeksiyon, kanal tedavisi ile iyileştirilemediğinde,
  • İlerlemiş diş eti hastalığı sebebiyle oluşan kemik yıkımı sonucunda dişlerdeki sallanma artmışsa ve bu durum hastanın diş eti tedavisine cevap veremeyeceği boyuttaysa,
  • Hastanın, normalinden fazla sayıda dişi varsa ve bunlar dişlerinin dizilişini bozuyorsa,
  • Ağızda doğru şekilde sürememiş ya da pozisyonu gereği sürmesi imkânsız dişler mevcutsa,
  • Ağız içinde meydana gelebilecek tümoral bir oluşuma ya da kiste komşu dişler söz konusuysa,
  • Organ nakli yapılacak kişilerin ağızlarında riskli diş bırakılmaması gerektiği için,
  • Travma sebebiyle kırılan dişlerin tedavi edilemeyecek kadar derin bir noktadan kırılmış olmaları durumunda,
  • Zamanında sürmeyen ve alttan daimi dişin sürmesini engelleyen süt dişleri söz konusuysa,
  • Bazı durumlarda seri çekim yapılarak çocukların ortodontik tedaviye gereksinimleri kalmadan dişlerinin doğru şekilde sürmeleri sağlanabilecekse diş çekiminin yapılması gerekir.

 

Yazımın başında da belirttiğim gibi diş çekimi, hastaların büyük çoğunluğunun korkulu rüyasıdır. Daha önce başından kötü bir diş çekimi hikâyesi geçmiş olan kişilerden dinledikleri olumsuz tecrübeler bu korkularını iyice artırır. Oysa diş hekimliğinde günümüzde kullanılan alet ve tekniklerin gelişkinliği ve lokal anesteziklerin güçlülüğü, diş çekimi esnasında ağrı duymayı veya tedirginlik yaşamayı neredeyse imkânsız hale getirmiştir.

Eğer enfeksiyon nedeniyle diş çekimi yapılacaksa, öncesinde kullanılacak antibiyotik, işlemin hasta için çok daha konforlu geçmesini sağlar. Benzer şekilde, çekim sonrasında dikkat edilecek bazı hususlar ise iyileşme sürecinin daha az ağrılı, konforlu olmasına yardım eder. Örneğin; hekim tarafından verilen tamponların en az yarım saat yara bölgesine hafifçe bastırılması, iki saat boyunca yemek yenmemesi ve bir şey içilmemesi gerekir. İki saat sonra ise yemek için ılık, soğuk ve yumuşak şeyler tercih edilmeli, çekim bölgesine sert bir şeylerin temas etmesi engellenmelidir.

Bu süreçte tütün ve alkol kullanımından da kaçınılması gerekir. Doktorun önereceği bir ağrı kesiciyi kullanmak, operasyon sonrasında oluşacak ağrıyı oldukça azaltır (kanamaya neden olacak Aspirin ve benzeri ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır). Çekim yapılan bölgenin temiz tutulması, ertesi gün tuzlu su (bir bardak suya yarım çay kaşığı tuz) veya önerilecek bir gargara ile çalkalanması, yaranın iyileşme sürecine olumlu katkıda bulunur. Çekim sonrasında tükürülmemesi, ağzın suyla çalkalanmaması, çekim bölgesinin dille kurcalanmaması ve negatif basınç yapılarak emilmemesi gerekir. Eğer çekim zor olmuşsa, bölgeye buz uygulanması yüzün şişmesini azaltır. Uzun süreli kanama, şişlik ve ağrı durumunda ise doktorun haberdar edilmesi gerekir.

Tıbbi müdahalelerin bir kısmı hastalar için birtakım sıkıntıları beraberinde getirebilir. Bu sebeple, sonuçta diş çekimi kaçınılmazsa vakit kaybetmeden ve olay çok büyümeden işinin ehli bir hekimle yola devam etmek gerekir. Güven üzerine ve doğru kurulmuş bir hasta-hekim iletişimi ise bu zorlu süreci kolaylaştıracak ve tedavinin doğru ilerlemesini sağlayacaktır.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.