Türkiye’den İngiltere’ye Uzanan Başarı Öyküsü
Londra’nın en hızlı büyüyen mimarlık ofisi Urbanist Architecture’un kurucusu Ufuk Bahar ile başarı dolu meslek kariyeri üzerine konuştuk. Başarısının sırlarını açıklayan Ufuk Bahar gelecek planlarını ve Londra serüvenini anlattı.
İşinizi Londra’da genişletmeye karar vermenizdeki etken neydi?
Mimarlık eğitimime Bilkent Üniversitesi’nde başlayıp daha sonra İtalya La Sapienza ve İngiltere Westminster üniversitelerde tahsilimi sürdürerek bu disiplini üç farklı üniversitede öğrendim. Westminster Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmak üzere Londra’ya taşındığım zaman şehrin çarpıcı mimari kimliğine ve zengin kültürüne aşık oldum ve yüksek lisansımı tamamladıktan sonra hayatıma Londra’da devam etmeye karar kıldım.
Londra’da çeşitli mimarlık firmalarında çalıştıktan sonra mimari, tasarım ve gayrimenkul geliştirme alanlarındaki deneyim ve bilgi birikimimi sektördeki eksiklere çözümler bulmaya yönelik olarak kullanmak gayesiyle Urbanist Architecture isimli mimarlık büromu kurdum. Bundan yedi yıl önce küçük bir ofis olarak faaliyete başlayan Urbanist Architecture, Londra’nın en hızlı büyüyen mimarlık şirketlerinden biri oldu ve bu süreçte İngiltere’de 500’den fazla projeye imza attık.
İleride İngiltere dışında da faaliyet göstermeyi planlıyor musunuz?
Zaten İngiltere dışında devam eden projelerimiz var; özellikle Dubai ve Katar’da konut ve iş merkezi projeleri yürütmekteyiz. Bunun dışında İstanbul’da hayata geçirilmesi planlanan prestijli bir konut projesinde danışmanlık hizmeti vermemiz söz konusu; bunun için Türkiye’den gayrimenkul lideri bir firma ile görüşmelerimiz sürüyor.
Bize gelen tüm danışmanlık taleplerine yanıt verebilmeyi isterdik. Çok fazla talep var, başka bir deyişle kapasite problemi yaşıyoruz. İlerleyen günlerde üçüncü ve dördüncü ofisimizi açarak bu sorunu çözmeyi hedefliyoruz.
Londra’nın en iyi 10 mimarlık şirketi arasındasınız. Bu başarınızı neye borçlusunuz?
Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak yerine, bir alana yoğunlaştım. Üç farklı üniversitede mimarlık ile ilgili konularda eğitim aldığım için özellikle imar izni uygulamalarındaki soruları kolayca çözebilecek stratejiler formüle etme bilgi ve becerisine sahibim. Araştırma yapmayı, yeni olasılıkları keşfetmeyi, yeni beceri ve teknikler edinmeyi seviyorum. Bir girişimci ve mimar olarak hedefim her zaman fark yaratmak oldu. Bir nebze de olsa bunu başardığım için şanslıyım.
Bu sektörde başarılı olmak isteyenlerin hedeflere, özellikle de büyük hedeflere ulaşmak için zamana ihtiyaç duyulduğunu ve bu durumun sabırlı olmak, sorumluluk almak ve disiplinli çalışmak gibi çeşitli gereklilikleri olduğunu anlaması gerekir. Bir tasarımcı olarak başarıyı yakalamak, gerçekten dünyadaki en tatmin edici duygulardan biri. İnsanların çevrelerini ve dolayısıyla yaşam kalitelerini geliştirmelerine yardımcı olan alanlar inşa ediyoruz. Yaptığınız şeyin insanlara sağladığı faydaları gördüğünüz zaman bundan ilham alıyorsunuz. Mimarlığın zarafetine, güzelliğine ve zenginliğine katkıda bulunmayı seviyorum.
Benimle aynı değerleri taşıyan, birinci sınıf mimar ve tasarımcılarla birlikte çalıştığım için de gurur duyuyorum. Projelerimizi gerçekleştirirken, bir binayı canlandıran ve ona hayat veren tüm öğelerin uyumlu olması için çaba gösteriyoruz; verimli olduğu kadar görsel olarak da etkileyici mekanlar tasarlamayı hedefliyoruz. Her zaman yenilikçi, yaratıcı ve sıra dışı tasarımlara yöneliyoruz ve asla bundan daha azıyla yetinmiyoruz.
Şirketiniz dahilinde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Odaklandığımız projelerin kapsamı ev genişletme ve yenileme projelerinden, yeni inşa edilen evlere ve nazım imar planlarına kadar uzanıyor; bunlar arasında konut geliştirme projeleri de var, ofis ve eğlence alanlarına yönelik planlar da. Profesyonel bir dikkat ve büyük bir özenle, iç tasarım, mimari tasarım ve kentsel tasarımın tüm alanlarında hizmet veriyoruz denebilir.
Gayretlerimiz ve sahip olduğumuz güçlü vizyon sayesinde, Urbanist Architecture yedi yıllık bir süreç içerisinde küçük bir mimarlık ofisinden Londra’nın en en hızlı büyüyen mimarlık bürolarından birine, son derece köklü ve çok-disiplinli bir firmaya dönüştü. İç tasarımcılar, mimarlar, peyzaj mimarları ve şehir planlamacılarından oluşan çok-disiplinli bir şirket olduğumuz için de, ister lojistikle isterse de inşaat yönetmelikleri ile ilgili olsun, sürecin herhangi bir aşamasında karşılaşabileceğimiz herhangi bir zorluğun üstesinden gelebilme yeteneğine sahibiz.
Tamamen danışanınızın isteklerine göre mi hareket ediyorsunuz yoksa istek doğrultusunda önergeler yapan bir ekiple mi çalışıyorsunuz?
Her projenin kendine has özellikleri olduğuna ve her müşterimizin benzersiz bir yaklaşımı hak ettiğine inandığımız için her projeye taze gözlerle ve özgün fikirlerle yaklaşıyoruz. Bu felsefe insanların çalışabileceği ve yaşayabileceği, gerçekten eşsiz ve yaşam kalitesini artıran mekanlar yaratmamızı sağlıyor. Her aşamayı titizlikle planlıyor, olası sorunları öngörüyor ve ortaya çıkan fırsatları değerlendiriyoruz. Projelerimizi sorun çözme, sanatsal yaratıcılık ve yenilikçi mühendisliği bir araya getirerek hayata geçiriyoruz.
İyi bir mimarın görevi yalnızca başarılı bir tasarıma imza atmak değildir. İyi bir mimarın mimarın görevi, danışanlarıyla beraber hayal gücünün sınırlarını aşan fikirler üretip, bambaşka dünyalara yolculuk etmelerini sağlamaktır. Bunun için hem verdiğimiz hizmet hem de vizyonunuz insanlarda bir yankı uyandırmalı ve duygulara da hitap etmeli.
Mimarideki mevcut trendlere uymanın ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz? Mevcut trendler neler ve sizce önümüzdeki trendler nasıl görünüyor?
İyi tasarım zamandan münezzehtir; bu yüzden trendlere inanmıyorum. Ancak illa bir seçim yapmam gerekiyorsa, İtalyan konforunun başlı başına bir trende dönüştüğünü ve tüm dünyada tasarımlara ilham verdiğini düşünüyorum. İtalya söz konusu olunca, her köşe başında karşınıza çıkan farklı şekiller, boyutlar ve temalarla, ülkenin bütünü ilham açısından adeta bir hazine. Her yerde tasarımın izleriyle karşılaşıyorsunuz: Sokaklarda, mimaride, yaşam tarzında ve modada. İtalyan konforu ise detaylara verilen önemle öne çıkıyor. Cesur barok desenler, çok miktarda ayna, bolca güneş ışığı, ortam ışıklandırmasıyla eşleştirilmiş bitkiler, özel olarak yapılmış mobilyalar bu trendin parçaları.
Öte yandan, gelişen teknolojiyle birlikte her şey gibi mimarlık ve tasarım sektörü de gelişim ve değişim gösteriyor. Birçok mimar, tasarımlarına teknolojiyi dahil etme eğiliminde. Örneğin akıllı binalar, parametrik mimari ve sanal gerçeklik teknolojisi gelecekteki olası trendler arasında yer alabilir. Biz de Urbanist Architecture olarak, trendlere yön verme gayesiyle geliştirdiğimiz ‘Urbanist 4D Sanal Gerçeklik’ projesi ile birlikte mimari tasarım süreçlerinde VR teknolojisini Londra’da kullanan ilk mimarlık ofislerinden biri olduk.
En sevdiğiniz ya da üzerinde çalıştığınız en başarılı proje hangisiydi? Onu özel yapan neydi?
Urbanist Architecture, Londra’da çoğunlukla eski binaların iç ve dış mimari projelerinin geliştirilmesi ile restorasyon ve renovasyon çalışmalarına yönelik hizmetler sunuyor. Mayfair, Belgravia ve Knightsbridge bölgelerinin oluşturduğu ve Londra’nın ‘platinium üçgeni’ olarak da bilinen bölge, son derece etkileyici mimari kimliklere sahip binalara, meydanlara ve sokaklara ev sahipliği yapıyor.
Bu binaların ön ve arka cephelerini koruyarak, evleri tepeden tırnağa yeniden tasarlıyoruz. Geçmişteki tasarımlardan etkilenen, çağdaş tasarımlardan ilham alan ve gelecekteki uygulamalarımız üzerinde etkisi olacak, modern tasarımlar sunuyoruz. Burada yürüttüğümüz ve tarihi dokuyu korumaya yönelik projeler benim için özel bir öneme sahip.
Efe
Avrupa’daki kardeşlerimiz bizim temsilcilerimizsiniz. Bizler sizlerin başarılarıyla her daim gurur duyuyoruz.