Sevimli Dostlarımız için Mamalar Artık Kapıda
Çok büyük bir hayvan sever olan, sokak hayvanlarıyla yakından ilgilenen ve müşterilerini bir yol arkadaşı olarak gören mamaistiyorum.com’un yaratıcısı Tolga Güngen ile hayvanlar üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Mamaistiyorum.com hakkında kendisinden bilgiler aldık…
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1974 Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nü bitirdikten sonra İngiltere’de Uluslararası İşletme Master’ı yaptım. Hiçbir zaman tek bir alanda çalışmayı istemediğim için Uluslararası İşletme benim için geniş bir yelpaze sunuyordu. Master programını bitirdikten sonra tezimi 1 yıl erteleyerek kardeşimin yanına Amerika Birleşik Devletleri’ne gittim. Kardeşim o sırada bir firmada proje yöneticisi olarak çalışıyordu. Amerikan ekonomisi o sene bir düşüş yaşıyor ve şirketler büyük oranda elemanlarını işten çıkartıyordu. Çalışma iznim olmadığı ve kardeşimin şirketinde de birçok insan işten çıkartıldığı için kardeşimden şirketin CEO’suna beni “Ücretsiz Stajyer” olarak alıp almayacağını sormasını istedim. CEO bu teklifimi olumlu karşıladı ve çalışma hayatıma orada başladım. 1 yıl sonra küçük bir firmada Proje Yöneticisi olarak çalışma iznim çıkartıldı. 2 yıl proje yöneticisi olarak çalıştıktan sonra bir savunma sanayi firması olan General Dynamics şirketinin Türkçe bilen bir Program Yönetim Uzmanı aradığını öğrendim ve başvurum kabul edildikten sonra 4,5 sene görev aldım. Tüm bu süre zarfında Amerika’daki girişimcilere destek olan ve danışmanlık hizmeti veren bir kuruluş olan Amerikan “Small Business Administration” (SBA)’yı yakından takip ediyordum ve hayalimde orada bir şirket kurmak vardı. Amerika’daki olanaklar benim “Girişimci” kişiliğime de çok uygun bir ortam sağlıyordu zaten. Proje yöneticisi olarak çalıştığım 2. yılımda küçük ve orta boy işletmelere şirket kimliği, pazarlama ürünleri ve materyalleri, web siteleri hazırlayan küçük bir şirket kurarak bir ofis açtım. Aldığım projelerin büyük bir kısmını Güney Amerika, Türkiye ve Avrupa’da bulunan taşeron firmalara yaptırırken gündüzleri de full-time işime gidiyordum. 2007 yılında General Dynamics’den istifa ettim, pazarlama şirketi ofisimi kapattım ve Türkiye’ye döndüm. 2 yıl Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na danışmanlık hizmeti veren bir şirkette Sanayileşme Koordinatörü ve Sözleşme Yöneticisi olarak çalıştım. 2010 Yılında ayrıldıktan sonra kendi danışmanlık şirketimi kurarak uluslararası ve yerli şirketlere danışmanlık hizmeti verdim. 2012 yılında da Mamaistiyorum.com’u kurdum.
Böyle bir iş yapma fikri aklınıza nasıl geldi? Ne kadar zamandır bu işi yapıyorsunuz?
Çocukluğumdan beri doğaya aşıktım zaten. Sürekli eve bir köpek, kedi, kuş aslında sokakta yardıma muhtaç olduğunu düşündüğüm hangi hayvanı bulursam getirirdim. Ailem hayvanlara olan düşkünlüğümün farkındaydı ama bir apartman dairesinde, özellikle de Ankara’nın tam orta yerinde bu benim için bir hayalden öteye gidemedi.
Esas olarak hayalimdeki yaşamı yine Amerika’da gerçekleştirdim diyebilirim çünkü şartlar çok müsaitti. Öncelikle şehrin bir hayli dışında müstakil bir evde oturuyordum. Çevremiz orman, yakınımızda bir göl, yani tam bir cennetti hayvanlar için. 3 tane kedim 3 tane de köpeğim vardı. Orada bile aklımın bir köşesinde hayvanlarla ilgili bir iş yapma fikri vardı.
Türkiye’ye döndükten sonra şehrin biraz dışında bir eve taşındım. Eşimle tanıştığımızda oturdukları sokakta bizi sürekli olarak takip eden bir köpekle başladı her şey – Piko. Eşimin Piko’yu bir gün arabayla eve getirmesiyle ilk köpeğimiz oldu. Piko’nun eğitimi için Tarkan’la tanışmamız ve sonrasında gelişen dostluğumuz beni daha da cesaretlendirdi. Amerika’daki yaşantıma benzer bir hayat kurmaya başlamıştım aslında. Piko’yu sırasıyla İrma, Çıt-Çıt, Zeytin, Bambi, Bambam ve Elsa takip etti.
2011 yılında kendi danışmanlık şirketimde çalışırken Tarkan bir gün kahve içmeye geldi. Açıkçası standart çalışma hayatından da bıkmaya başlamıştım. Yemekler, uzun toplantılar, takım elbise giymek, gömlek, kravat takmak, vs. Bunları anlatırken Tarkan bana “Senin ne işin var toplantıydı bilmem neydi… Çok güzel bir sitede oturuyorsun, müstakil evin var, ben senin yerinde olsam site girişindeki dükkanlardan birini tutarım, açarım bir mama dükkanı hem sokak hayvanlarına istediğim gibi yardım ederim, hem de sevdiğim işi yaparım” dedi. Düşündüm, çok haklıydı. Kim istemez ki oturduğu eve yürüyüş mesafesinde bir işi olsun, işine yürüyerek gitsin gelsin ve bu iş de sevdiği iş olsun… Ondan sonra hemen site yönetimiyle konuştum ve buradaki ufak bir dükkanı kiraladım.
Mamaistiyorum.com’un oluşumu hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Mamaistiyorum.com diğer pet shop’lardan farklı olmalıydı. Klasik petshop anlayışından farklı, görüntüsü farklı, duruşu farklı. Bu nedenle hiçbir kurumsal kimlik firmasıyla çalışmadım ve logomuzu kendim tasarladım. En önemlisi hayvan satışına karşı olmaktı benim için. Bu nedenle hayvan satışı da yapmama kararı aldım. Bunun yerine barınaklardan, sokaktan yardıma muhtaç, evsiz hayvanların sahiplendirilmesi yönünde çalışıyorum.
Önemli bir hayvan sever olarak petshop’lardaki hayvan satışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Petshop’larda hayvan satışına katılmıyorum ve doğru da bulmuyorum. Ancak açık söylemek gerekirse bu konuda hiçbir aktivite ya da benzeri duruşlarda da yer almıyorum. Bu benim kişisel görüşüm sadece ve öyle de olması gerektiğine inanıyorum çünkü birçok müşterimin de hayvanlarını öyle ya da böyle bir petshop’dan aldığını biliyorum. Her müşterinin ve satıcının kendi görüşü, bu nedenle polemiğe girmiyorum.
Online olarak mama alan bir müşteriye aldıkları en geç ne zaman ulaşıyor?
Online olarak alınan mamalarımız Ankara içiyse genellikle aynı gün ya da en geç ertesi gün müşterilerimize ulaşıyor. Özellikle Ümitköy, Çayyolu bölgesinde mamaları özellikle kendim teslim etmeye özen gösteriyorum çünkü bu işte müşteri ilişkileri ve müşteri ile direkt kontak çok önemli. Yani çalışan bir elemanımız yok.
Hayvanlara karşı sevginizin büyük olduğu aşikar. Peki hayvanlar için başka neler yapıyorsunuz, onlara nasıl yardımcı oluyorsunuz?
Elsa hariç tüm köpeklerim ve kedim sokaktan ya da barınaktan kurtarılmış hayvanlar. Bunun dışında hayvan sever dostlarımızın ve müşterilerimin ilanlarını elimden geldiğince facebook sayfamızda yayınlamaya çalışıyorum. Bu hayvanların bir kısmını sahiplendirdim ve sahiplendirmeye de devam ediyorum. Bunun yanı sıra üyesi olduğum gruplarda yayınlanan barınak yardımları, hayvanların tedavi masrafları için bağış toplanmasına yardımcı oluyorum ve zaman zaman bu masrafları üstleniyorum.
Özellikle Ümitköy, İncek bölgesinde inşaat alanlarının artması nedeniyle burada bulunan vahşi yaşamında etkilendiğini biliyorum. Bu nedenle Tilki, Kirpi, kaplumbağa gibi yabani hayvanlarında beslenmesi için her akşam eşimle birlikte mutlaka bir şeyler hazırlayıp onların yiyebileceği noktalara bırakıyoruz. Eşim zaten Mamaistiyorum.com olsun, diğer faaliyetler olsun en büyük destekçim ve onun bana olan desteğini hiçbir zaman ödeyemem.
En önemli konunun hayvanların direkt olarak beslenmesinden çok insanların bilinçlendirilmesi olduğuna inanıyorum. Özellikle de çocukların. Bu yüzden elimden geldiğince çocukların, özellikle köpek ya da kediden korkuyorsa korkmamaları ve muhtaç hayvanlara yardım etmeleri için onlarla konuşuyorum. Yetişkinlerin çocuklukta yaşadıkları bir travma nedeniyle gelişmiş korkularını geçirmek zor ama imkansız değil özellikle yavru bir hayvanla başlangıç yaparlarsa.
Hayvan sahipleri sizce neden Mamaistiyorum.com’u tercih etmeliler?
Yine hayvanlar için elbette… Bilinçli bir ekip olduğumuza inanıyorum. Hayvan severlere (ki bu sokak hayvanı değil, tüm hayvan sahiplerini kapsar benim için) ticari bir müesseseden daha öte; bir danışman, onların seçmiş olduğu yolda bir arkadaş olarak yaklaşmaya gayret ediyorum.
Bir müşteriye ihtiyacı olmayan hiçbir şeyi satmıyoruz ve satılmasını da onaylamıyorum. Bunda yakın dostum Tarkan’ın da çok büyük katkısı oluyor elbette. Bir müşteri “X isimli veterinerim şu sebepten dolayı bu ürünü almamı ısrarla tavsiye ediyor ancak siz de fiyatı ne kadar?” diye geldiği zaman bunu öncelikle kendisi de bir veteriner hekim olan Tarkan’a danışıyorum. Sonrasında bu ürünün gerçekten gerekliliğinin olmadığı bir durumda açıkça bunu müşteriye söylüyorum ve gerekirse bu ürünü ona satmayarak neden ihtiyacı olmadığını da açıklıyorum. Alternatifleri varsa bunu paylaşıyorum ve evet ürünü alması gerçekten gerekliyse de sanırım daha uygun bir fiyatla bunu veriyorum.