Prof. Dr. Uğur Coşkun – Hekim ve Hasta Arasındaki İlişki Önemlidir
Kanser tedavisinde hem bilimsel gelişmeleri hem de insani yaklaşımı bir arada sunan Prof. Dr. Uğur Coşkun, onkoloji alanındaki derin deneyimiyle hastalarına umut oluyor. Coşkun, hekim-hasta ilişkisinin gücünden akıllı ilaçlara, kişiselleştirilmiş tedavilerden yaşamın küçük mutluluklarına uzanan bakış açısını MAG Okurları için anlatıyor.
Uzun yıllardır onkoloji alanında çok sayıda hastaya dokundunuz. Sizin için iyi bir hekim-hasta ilişkisi ne demektir? Bunun, gördüğünüz faydalarını anlatır mısınız?
Her alanda önemli fakat özellikle onkoloji alanında hasta-hekim ilişkisinin çok daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Kanser hastası takibi uzun soluklu bir süreç. Hasta ile olan ilişkilerimiz uzun yıllar devam edebiliyor. Gerek tedavi esnasında gerekse takiplerde hastanın, hekimine güvenmesi tüm süreçleri olumlu olarak etkiliyor. Çok basit ve önemsiz birçok konu hastaları psikolojik olarak yıpratabiliyor. Bu nedenle hastanın, hekimine kolaylıkla ulaşabilmesi ve hastanın gerek şikâyetlerinin gerekse endişelerinin kısa sürede aydınlatılması son derece önemli.
Onkoloji zor bir alan; hem hasta hem doktor için. Siz umudu ve pozitif bakışı nasıl canlı tutuyorsunuz? Bu kadar yoğun bir alanda motivasyonunuzu ne besliyor?
Öncelikle şunu söyleyebilirim ki ben hastalarımı çok seviyorum. Çoğu zaman da empati yapıyorum. Hastalarımın tedavi süreçlerine her zaman olumlu olarak bakıyorum. Bir hastamızda eğer iyi bir netice aldıysak, bunu hastamız ile paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Hatta bazen randevularından önce hastalarımızı arayıp telefon ile bilgilendirdiğim oluyor. Hastalarımızın mutluluğu ile ben de mutlu oluyorum.
Tıpta teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Akıllı ilaçlar bu gelişimin neresinde duruyor? Hastalar için neyi değiştirdi?
Kanser tedavisinde artık akıllı ilaçlar önemli bir konumda. Akıllı ilaç dediğimiz tek bir ilaç değil. Farklı yüzlerce akıllı ilaç bulunmakta. İmmünoterapi de, bu alanda en çok kullanılan ilaçların başında yer alıyor. Eskiden ümitsiz olduğumuz bazı vakalarda şimdi çok iyi netice alma umudumuz bulunmakta. Artık tedavileri hastaların tümör yapısına ve genetik özelliklerine göre planlıyoruz.
Sizce “geleceğin kanser tedavisi” denildiğinde hangi kavramlar ön plana çıkacak? Genetik mi, kişiselleştirilmiş tedaviler mi?
Hem genetik hem de kişiselleştirilmiş tedaviler geleceğin kanser tedavisi olarak karşımıza çıkacak. Bu alanda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Hastanın tümörünün genetik ve moleküler özellikleri ortaya döküldükten sonra en etkili tedavi seçeneklerinin uygulanma imkânı olacak.
Hekim kimliğinizin dışında, sizi mutlu eden küçük şeyler neler? Yoğun temponuzda kendinize nasıl alan açıyorsunuz?
Hafta içi çok yoğun olarak çalışıyorum; fakat hafta sonları ve tatil günlerimi kendime ve aileme ayırmaya özen gösteriyorum. Yurt dışı seyahatler de ruhen dinlenmeme ve motivasyonuma katkıda bulunuyor.
