Koruyucu Diş Hekimliği Dt. Dr. Emre Çakır
Kendi özel kliniğinde hastalarını tedavi eden Ortodonti Uzmanı Dt. Dr. Emre Çakır, koruyucu diş hekimliğini açıklayarak, hayati tehlike oluşturabilecek diş hastalıklarına değiniyor.
Sindirim sistemi ağızdan başlar. Besinler ağız yolu ile alınır ve dişlerin de yardımıyla sindirime hazır hale getirilir. Diş hastalıkları hem kendisi ve diş çevresinde büyük sorunlar oluşturma hem de sistemik hastalıklar oluşturma ve hastalıkları şiddetlendirme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle ağız ve dişlerin sağlıklı olması ve sağlığını kaybetmemesi en önemli önceliğimiz olmalıdır. Diş hekimliğinde bunun karşılığı “koruyucu diş hekimliği”dir. Koruyucu diş hekimliğini bu çerçevede kendi içerisinde ikiye ayırabiliriz.
Bunlardan ilki, bebeğin ilk süt dişini çıkartması ile başlar. Dişlerin sağlığını koruma, diş çürüğü ve diş eti hastalıklarını engelleme asıl hedeflerdir. Diş çürümesi ve erken dönem diş kaybı durumlarında ise süt dişinin yerinin korunması, sonraki süreçte oluşabilecek diş çapraşıklıklarının, ortodontik anomalilerin ve çene yüz asimetrilerinin oluşmasını önlemek açısından son derece önemlidir.
Çocukların süt dişlerini tamamlamasıyla kazandırılmaya çalışılan sağlıklı beslenme ve diş fırçalama alışkanlığı ile ciddi oranda sorunların önüne geçilebilmektedir. Sağlıksız beslenmeye örnek olarak, bebeklerde biberonla uyuma alışkanlığının olması, emziğe şekerli besinler sürmek, aşırı şeker ve çikolata tüketimi verilebilir. Böyle durumlara karşı florlu vernik uygulamaları da yine diş minesini güçlendirmek ve çürümenin önüne geçmek için çocuklarda bir diğer önemli uygulamadır. Birinci büyük azı dişinin sürmesiyle pit ve fissürlerde bakteri tutulumunu engellemek için yapılacak fissür örtücü işlemleri de son derece etkili bir diğer uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
İkinci koruyucu uygulama ise; daha ileri yaşlarda yani daimi dişler sürdükten sonra altı ayda bir düzenli olarak yapılan diş kontrolleridir. Bu, düşünülenden daha önemlidir, çünkü erişkin bireylerde çürüğün ve diş eti hastalıklarının önüne geçmek sistemik hastalıkların da önüne geçmek demektir.
Diş çürüklerinin, diş kökündeki enfeksiyonların ve ileri seviyedeki diş eti iltihaplarının (periodontitis) neden olduğu ve hayati tehlike yaratan hastalıklara örnekler vermek isterim:
• Periodontitis hastalığı, bebek sahibi olamama, düşük doğum ağırlıklı erken doğum ve bebek kayıplarına sebep olabilmektedir. Bu konuda özellikle kadın doğum uzmanları birçok hastayı diş hekimlerine yönlendirmektedirler.
• Diyabet yani şeker hastalığı özellikle periodontitis ile daha da şiddetlenir.
• Dişlerde bulunan streptokok bakteriler hayati tehlike yaratan ve en çok böbrek yetmezliğinin sebebi olan akut glomerilonefrite, kalp tutulumu ile kalp kapakçığı iltihabına (endokardit) ve akut ateşli romatizmaya sebep olabilir. Yine bu bakteriler kalp krizi ve inme riskini arttırır.
• Diş köklerinde oluşan enfeksiyonun kontrolsüz artışına bağlı olarak menenjit gelişebilir.
• Son bir örnek olarak “ludwig anjini” verebiliriz. Bu enfeksiyon, submental, submandibuler ve sublingual lojları aynı anda tutarak çok hızlı gelişir ve hayati tehlike yaratır.
Kısacası daha ilk dişimizin çıkması ile diş ve diş eti sağlığımıza hayatımız boyunca önem göstermeliyiz. Ebeveynler olarak çocuklarımıza da bu sorumlulukları kazandırmalıyız. n