Koca Kafalar Daha da Büyüdü
“Koca Kafalar” olarak tanıdığımız Vural Yaşaroğlu ve Berk Tokay ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. GRAFİ2000’in ortaya çıkışından, bugün geldiği noktaya kadar, hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı bu güzel sohbette siz değerli okuyucularımızın, Koca Kafalar ve animasyonun Türkiye’deki yeri ile ilgili merak ettiği birçok şeyi bulacağına inanıyoruz.
Herkes sizi “Koca Kafalar” olarak tanıyor. Kimdir Berk Tokay ve Vural Yaşaroğlu?
Vural Yaşaroğlu: İzmir’de serseri olmak üzereyken baktım ki hiçbir yeri kazanamıyorum annem dershanelere tonlarca para yatırıyor acaba tiyatroyu mu denesem dedim çünkü benim ablam da devlet tiyatrolarında sanatçı. Arkadaşlarım yetenekli olduğumu söyledi. Çalıştım ve kazandım. 4 yıllık oyunculuk serüvenin ardından mezun oldum. Türkiye’de tiyatro yapmak, tiyatro sanatçısı olmak çok zor çünkü Türkiye, tiyatroların ödeneksizlikten bir bir kapandığı bir ülke. Bu arada, Varol Yaşaroğlu yani benim abim ve Berk beraber çalışmaya başlamışlardı. Hal böyleyken ben de onlara katıldım ve oyunculuk defterini tamamen kapattım. Hayatımın dönüm noktası, tiyatroya başlamaktı ama bu işin içinde olmayı da çok seviyorum. İçimde varmış demek ki hep bunu söylüyorum. Abim inşaat mühendisliğini bitirip karikatürist olmuş. Yani ailede herkes sanatın bir ucundan tutmuş.
Berk Tokay: Ben lisede matematik bölümü okudum. Bu işe başlamasaydım, mühendis falan olacaktım. Yetenek sınavları çıktığında çalışmayı bıraktım. Zaten, hep televizyonla ilgili bir şeyler yapmak istiyordum. Ben doğru yoldayım istediğim şeyi yapıyorum.
“Koca Kafalar” ve “Baba Haber Bülteni”nden biraz bahseder misiniz?
Vural Yaşaroğlu: Ben çok komik bir adam değilim, kendi yaşamımda. Ama “Koca Kafalar” ın çıkışından bahsetmek istiyorum. Öncelikle, “Koca Kafalar” ilk çıktığında çok komikti. Evet, şimdide komik ama tam komik olmayan mesajlar veren programlar yapıyoruz. Kimine göre ciddi kimine göre çok ciddi olmayan ama bize göre içinde bir takım mesajlar barındıran ve halkı yakından ilgilendiren konular. Bu yüzden Koca Kafalar Baba Haber bülteninin çok da komik olarak değerlendirilmesi yanlış. Biz insanlar çok gülsün diye bir şey yapmıyoruz. Bir takım dertlerimiz var, bu dertler halkın da dertleri ve bu dertleri içine biraz hiciv katarak ekranlara yansıtıyoruz. Bana gelecek olursak, komik olacak ama ben komedyen değilim. Çok komik bir adam da değilim. Kendi halinde yaşayan bir adamım. Agresif bir yapım vardır benim.
Berk Tokay: Ben oyuncu da değilim. Vural tiyatro mezunu. Ben iletişim mezunuyum. Zaten bu işlere montajla, yazarlıkla filan başladım. Normal hayatımda oyuncu havalarım, tavırlarım yok. Komik olduğum da pek söylenmez. Biz okurken bir araya geldik. Başta bir internet sitesiyle başladık. Animasyonlar yayıldıkça popülerliğimiz arttı. Ve bunu televizyona taşımaya karar verdik. Vural’ın ve abisinin yani Varol Yaşaroğlu’nun katılımıyla televizyon dünyasına adım attık. İlk başta gençlere yönelik çizgi film ağırlıklı başladık. Önce “Grafi2000 Komedi” ile Kanal D de başladık. Sonra “Pembe ve Mavi” adında bir çizgi dizi yaptık. Reklam işleri ve değişik programlar yaptık. Kapı kapıyı açtı, şirket büyüdü ve bir günde şans eseri “Koca Kafaları” bulduk. Yine Varol Yaşaroğlu’nun araştırmaları, o videoyu buna katalım, bunlarını birleştirelim derken Koca Kafalar ortaya çıktı. Bizim de hoşumuza gitti ve bu projeyi televizyona taşıdık. İzleyiciler beğendi ve program devam ederek bugünlere geldi. Şimdi yoğun bir tempoyla haftanın 6 günü gece gündüz demeden çalışıyoruz. Hep şakaların olduğu 20 kişilik bir kadroyla devam eden aynı anda bir kaç projeyi yürüten bir şirketiz. Dışardan eğlenceli bir ortam gibi gözüküyor aslında; ama çok yoğun çalışıyoruz. Zorlanıyoruz ama halimizden memnunuz.
“Koca Kafalar Baba Haber” haricinde dizi ve reklam çalışmalarınız var mı?
Vural Yaşaroğlu: Evet, bu sene bir diziye adım attık aslında. Türkiye’nin fenomen dizilerinden biri olan “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin proje tasarımlarını üstlendik şirket olarak ve ilk dizimizi yaptık. Yani biz sadece mizah programları yapmıyoruz. Reklam, mizah ve hatta artık dizi de yapıyoruz. Yani biz bir yapım şirketiyiz kısacası. Bir yapım şirketi ne yapması gerekiyorsa hepsini yapıyoruz.
“Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisinin proje tasarımı gibi bir başka proje yapacak mısınız? Ya da yapımcılığının tamamını üstlendiğiniz başka bir dizi ya da sinema projesi?
Vural Yaşaroğlu: Şu an yeni bir projeye hazırlanıyoruz. Bu yeni proje de “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisi kadar iddialı bir dizi olacak. Ama bu sefer yapımcılığının tamamını üstleneceğiz. Ama bu projenin daha 1,5 yılı var. Sinema ile ilgili ise bazı planlarımız var. Biz kendimizi animasyon yapan bir şirket olarak piyasaya tanıttığımız için öncelikle tabii ki bir çizgi dizi ya da çizgi film yapmayı istiyoruz. Ama daha sonra gerçek bir film de niye olmasın. Bunu da düşünüyoruz. Her şey zamanla oluşuyor aslında çünkü geçen seneye kadar gündemimizde dizi bile yoktu. Şimdi o işe de girdik.
Peki, bizlerin bilmediği yaptığınız başka hangi projeler var?
Vural Yaşaroğlu: Kurumsal bazı çalışmalarımız var. Çizgi filmlerimiz var. Ağırlıklı olarak çizgi film ve animasyonlarımız var.
Berk Tokay: Kanal D’ ye “Mikrop Necati ve Kurik Ali’’, TRT Çocuk’a “Rüyaların Günlüğü’’, “İmparatorluk” adlarında çizgi film yapıyoruz ve çocuklara yönelik dergi çıkarma aşamasındayız. Hürriyet Gazetesi’nde, “Sütaş Günlük Karikatürü”nü yaptık. Geriye dönüp baktığımızda çok fazla var aslında. Yine kurumsal olarak, şirket gecelerine özel animasyonlar yapıyoruz. Bir de yeni bir proje olarak, Varol Yaşaroğlu ile “Çizgi Ötesi” adlı bir programda gençlere televizyonda animasyon yapmayı öğreteceğiz. Bu da yakında TRT Çocuk ’da başlayacak.
Peki, iyi bir animasyoncu nasıl olur?
Berk Tokay: Programı iyi öğrenmeye uğraşıyorsa ve çalışkansa olur. İyi bir animasyoncu olmak için kendini geliştirmesi ve çalışkan olması gerekir. Bu işe baş koyan animasyoncular daha başarılı olurlar. Bizde çalışan animasyoncular, benim evimde bir bilgisayar ve bir mikrofonla bu işe başladı. Teknoloji o kadar gelişti ki önceden kağıt ve kalemle aylarca bir animasyon programı ancak yapılırdı. Ve bunu da çizim anlamında yetenekli insanlar yapabilirdi. Ama şimdi evinde bilgisayarın ve mikrofonun varsa internetten birkaç program öğrenek yapabilirsiniz, hatta okuluna bile gitmenize gerek yok. Eskiden yaptığınız animasyonlar çok kişiye ulaşamıyordu. Ama şimdi “Youtube” ya da benzer bir siteye koyarak yaptığınız işin izlenmesini sağlayabiliyorsunuz. Biz de yetenekli gördüğümüz animasyoncularla kontak kuruyoruz. Bir animasyoncu bu işe baş koyarsa başarılı olur çünkü ülkemizde animasyonun geleceği çok parlak.
Grafi2000 çalışanlarını nasıl seçiyor?
İyi animasyoncular bulabilmek için yarışmalar düzenliyor musunuz?
Berk Tokay: Evet, iki kez flaş animasyon yarışması yaptık. Ondan da baya yararlandık. Yetenekler orada da kendini gösteriyor. Artık başarılı projelere internet ve sosyal medya üzerinden ulaşmak çok kolay.
Bu keyifli röportaj için teşekkür ederiz.
[nggallery id=693]