Hukuki ve Mali Danışmanlığı Aynı Çatı Altında Buluşturan Çift
Sadece özel hayatlarını değil, profesyonel yaşamlarını da aynı çatı altında buluşturarak ön yargıları yıkan örnek çift Avukat Birgül Cuhruk & Mali Müşavir Baran Cuhruk ile çok özel bir sohbet gerçekleştirdik…
Kariyer ve evliliği birbirini destekleyen kavramlara dönüştürmenin sırrı ne?
Eşler için aynı iş yerinde çalışmanın, ev dışında da günün her saatini paylaşmanın zorluğu ve yıpratıcılığı sürekli tekrar edilen bir ön yargıdır. Zamanla genel geçer bir doğru olarak kabul görmüş bu fikir Birgül & Baran Cuhruk çifti için sadece bir şehir efsanesinden ibaret. Çünkü onlar bu durumu hem kendileri hem evlilikleri hem de hizmet verdikleri kişi ve kurumlar adına pozitife çevirmeyi başarmış örnek bir çift. Gelin hep birlikte profesyonel yaşam ve özel hayatın aslında birbirini nasıl desteklediğini, her iki alanda da başarıyı nasıl yükselttiğini, kısacası olmaz denileni gerçekleştirirken risklerin avantaja nasıl çevrildiğini öğrenelim. Cuhruk çiftiyle tek alanda değil, tüm yaşamda başarının sırlarını konuştuk.
Öncelikle sizinle başlayalım Birgül hanım. Hukukun tüm alanlarına hakimiyeti bilinen fakat asıl olarak boşanma davalarındaki başarılarıyla ün salmış, tanınmış bir avukatsınız. Bugün geldiğiniz nokta ideallerinizle örtüşüyor mu?
Kesinlikle evet. Her zaman adalet duygusu çok yüksek bir insan oldum, Çocukluğumdan beri sadece kendi hayatımda değil, çevremde de gözlemlediğim haksızlıklara karşı ciddi bir hassasiyetim vardı. Fakat zaman içinde beni en çok rahatsız eden noktanın yaşanan olaylardan ziyade bunlara müdahale edememek, düzeltememek, sonuçları değişterememek olduğunu fark ettim. Benim için bu konuda etkili olabilmenin tek yolu çok iyi bir hukukçu olmaktan geçiyordu. İdealim buydu ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne adımımı attığım ilk günden itibaren de bu hedef için çalıştım ve mezuniyetimden bu yana 13 yıldır aynı inançla çalışmaya, mesleğimi layığıyla icra etmeye çalışıyorum. Meslek hayatım boyunca hukuk alanında pek çok farklı davayla ilgilendim ama evet dediğiniz gibi “Aile Hukuku” zaman içerisinde ağırlık kazandı. Aile gerçekten toplumun temelini oluşturuyor ve bu konu sadece boşanma değil maddi manevi sonuçları olan pek çok maddeyi içeriyor. Çocuklar, şahısların güvenlik alanı, maddi ve manevi tazminatlar, hatta oldukça tartışmalı bir gündem konusu olan üçüncü şahıslara ilişkin davalar, kısacası aile birliğine ilişkin her türlü hak bu konu kapsamında yer alıyor. Bu alandaki hakkaniyetli planlama toplum huzurunun sağlıklı bir şekilde yapılanması için çok önemli. Bu konuda akla gelen ilk isimlerden biri olabildiysem ne mutlu bana.
Size dönelim Baran bey. Son derece başarılı ve portföyü oldukça geniş bir mali müşavirsiniz, ancak aynı zamanda geçmişte yeme içme sektörünün öncü markalarından “Günaydın”ı Ankara’ya taşıyan isimlerden biri olduğunuzu da biliyoruz. Girişimci ruhunuz farklı sektörlerde attığınız önemli adımlarda kendisini gösteriyor. Sizin kariyer rotanız nasıl çizildi?
Dışardan bakıldığında mesleğim sabit olmak üzere iş hayatında dönem dönem farklı alanlarda var olduğumu düşünmekte haklısınız, fakat benim için bugüne kadar yapmış olduğum her girişim aynı temele dayanıyor. Benim hayatım boyunca ilgimi çeken ve eğitim hayatıma da şekil veren tek bir ilgi ve uzmanlık alanım oldu, o da; “Kaynak Yönetimi”. Kaynakları doğru analiz etmek ve doğru yönlendirebilmek ticari hayatın temelini oluşturur. Yani meslek seçimimden tutun, iş hayatımdaki tüm girişimlerim temelde aynı uzmanlık alanına dayanıyor. Ted Koleji’nden mezun olduktan sonra mesleki eğitim tercihimi iktisattan yana kullanmamın sebebi de bu alanda profesyonel olarak yeti sahibi olmak istememdi. Böylece Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne başladım ve 1999 yılında mezun oldum. İktisat okumak bugün hala gurur duyduğum kararlarımdan biridir. Zira bu alanda edindiğim uzmanlık ve tecrübe yaşam boyu iş ve mesleki hayatım için yapabileceğim en büyük yatırımdır. Her anlamda kariyer planımı gerçekleştirmek ve sürdürmenin altın anahtarının doğru analiz bilgisine sahip olmak olduğuna inanıyorum.
Peki çift olarak sürdürdüğünüz bu iş birliğinin oluşumu nasıl başladı?
Birgül Cuhruk: Aslında zaman içerisinde kendiliğinden gelişti. Mesleklerimizin hizmet verdiğimiz kişi ve kurumlar için birbirinden bağımsız olmadığını fark ettik. Zira Baran’nın mükellefleri hukuki konularda benden destek almaya başladı, aynı şekilde benim müvekkillerim de mali konularda Baran’ın danışmanlığından faydalanmak istediler. Sonuçta konusu ne olursa olsun her dava, boşanma davaları da dahil, maddi neticelere dayanır. Dolayısıyla aslında her dava bir noktada ticaridir ve hukukun mali konularla ilişkisi işleyişin doğal bir sonucudur. Bu profesyonel birlikteliğin insanların işlerini kolaylaştırdığını ve onlara pratik bir çalışma sistemi sunmanın yanında, güven ortamını da desteklediğini gördüğümüzde ofislerimizi birleştirmeye karar verdik. Bu hem hizmet verdiğimiz kişi ve kurumlar için hem de bizim için her bakımdan verimliliği artırdı. Benim müvekkillerimle aramdaki en kuvvetli bağ güven duygusudur. İnsanlar dava süreçlerinde normalden daha hassas ve daha tedirgin olabiliyorlar. Yanı başımızda aynı güven zincirine dahil olan, bu kadar tecrübeli bir mali müşavirin bulunması ve hassas oldukları konularda kontrolü tek ofiste toplayabilmek danışanlar için avantajlı bir sistem halini almaya başladı.
Baran Cuhruk: Aynı şekilde benim mükelleflerim için de İcra İflas Hukuku, Ticaret Hukuku, Vergi Hukuku gibi hayati önem taşıyan konularda, Birgül gibi donanımlı bir avukatın bilgisine anında ulaşabilmek, bu hizmeti mali işlerinin yürütüldüğü, konunun detaylarına hakim olduğumuz bir hizmet alanı içerisinde bulabilmek önemli bir tercih sebebi olarak anılmaya başladı. Takdir edersiniz ki hukuki konularda olduğu kadar mali konularda da birlikte çalışabilme esası güven duygusudur. Biz ofislerimizi birleştirmek ve ortak bir çalışma sistemi geliştirmekle insanlara en hassas oldukları konularda pratik ve güvenli bir çalışma alanı sağlamış olduk.
Toplumda evil çiftlerin iş yaşamlarını da dahil ederek tam zamanlı birlikteliklerinin stres oranını artıracağı ve evliliği olumsuz yönde etkileyeceği ön yargısını da yıkmış oldunuz. Aksine bu ortak çalışma sisteminin size olumlu geri dönüşleri var. Bunun sırrını bizlerle paylaşabilir misiniz?
Baran Cuhruk: Bu fikir gerçek bir şehir efsanesi. Her şeyden önce evlilikleri genellemek çok mantıklı bir bakış açısı değil. Her evliliğin kendisine ait dinamikleri olduğuna inanıyorum ve bu dinamiklerin tarafların kişilik yapılarına, paylaşımlarına ve birbirlerine bakış açılarına göre değiştiğini düşünüyorum. Öncelikle bakış açınızı değiştirmelisiniz. Ofislerimizi birleştirdiğimiz dönemin başından itibaren fark ettim ki; kadınların stresi yönetme becerisi bize göre çok daha yüksek. Pek çok erkek gün içerisinde yaşadığı strese ve ruh haline vakıf olmayan eşlerinin, gün sonunda eve döndüklerinde kendileriyle empati kuramayışından yakınır. Fakat bu bizim için geçerli değil, çünkü gün boyu birbirimizin yaşadıklarına şahit oluyor hatta çoğu krizi birlikte yönetiyoruz. Gün içerisinde birbirimizin ruh haline hakim oluşumuz, eve döndüğümüzde birbirimize gerekli anlayışı gösterebilmemizde bize çok yardımcı oluyor. Böylece hiç kimse kendisini izah etmek zorunda kalmıyor ve birbirinin ruh halinden haberdar olmamanın getirdiği iletişim kopukluklarına maruz kalmıyoruz.
Birgül Cuhruk: Evet Baran’ın söylediklerine aynen katılıyorum. Bu paylaşım bize hem özelimizde hem de profesyonel yaşamımızda empati kurma, anlayış gösterme ve birbirimize yardımcı olma konusunda harika kapılar açtı. Benim için evlilik bazı alanları değil, hayatın bütününü paylaşabilme yetisi gerektiren çok daha kapsamlı bir olgu. Bu iş birliğiyle birbirimizde bu bütünlüğün var olduğunu daha da kuvvetli bir şekilde görme şansı yakaladık. Üstelik sadece gözlemleyerek değil, yaşayarak bu bağı resmen bir kez daha teyid etmiş olduk. Bu iş birliği bize birbirimizi her anlamda tamamladığımızı hayat akışımız içerisinde tekrar tekrar tecrübe ederek görme şansı verdi. Kısacası biz işlerimizi birleştikmekle uyumumuzun sağlamasını yaptık diyebilirm ve yakaladığımız başarı sadece kariyerimiz için değil, evliliğimiz için de gerçek bir huzur, güven ve gurur kaynağına dönüştü.
Çalışan çiftlere bir öneriniz var mı?
Baran Cuhruk: Birlikte çalışın ya da çalışmayın, önemli olan aranızdaki iletişimin kuvveti. İletişim ve empati birlikte geçirilen vakti ve paylaşımı azaltarak sağlanamaz. İddia edilenin aksine bu alanı genişletmeli, her şeyi paylaşmaya çalışmalısınız. Evliliğin en büyük konforu hayatta yalnız olmadığınızı bilmektir. Daha az tartışmak uğruna birbirinizi yalnızlaştırma yoluna gitmeyin. Hayatı her şeyiyle paylaşmayı severek kabul edin ve bunun üzerinde çalışın.
Birgül Cuhruk: Aile olmanın sırrı; bazı şeyleri değil, her şeyi paylaşmayı severek kabul etmek. Biz buna evliliğimizin başından beri çok inandık ve 10 ay önce Amerika’da dünyaya gelen kızımız Zeynep bu paylaşıma bambaşka bir pencere daha açtı. Tamamlanma duygusu birlikte hareket edebilmek adına çok önemli. Bu yüzden aileniz kaç kişi olursa olsun, bir arada olduğunuzda tamamlandığınızı unutmayın. Ne eş ne çocuk ne de sürekli bir arada olmak kariyerinizi ya da evliliğinizi yıpratır, aksine tamamlar ve size yeni amaçlar uğruna yaşamak için kapılar