Güzin Kırsaçlıoğlu Diş Hekimliğinin Dijital Çağı
Ulusal ve uluslararası sahada hizmet veren Dental Estetik Center’ın kurucusu Dt. Güzin Kırsaçlıoğlu, dijitalleşmenin diş hekimliğine olan etkilerini ele alarak teknolojinin sağladığı olanakları MAG Okurları için detaylandırıyor.
ijital çağ, dönüşüm ve fütüristik yaklaşımlardan diş hekimliği mesleği nasıl etkilendi?
Temel olarak biz hastalarımıza sağlık sunuyoruz, bu hekimliğin özü. Bunun yanında, dişlere yeni bir görünüm ve dizayn da veriyoruz. İnsanoğlunun ömrü uzadı ve artık insanlar yaş almak istiyor ama yaşlanmak istemiyor. Yani hastalarımız bizden ne istiyor? Sağlık, estetik ve dayanıklı, sorunsuz tedaviler. Yani beklentiler yükseldi.
Günümüzde birçok teknolojik gelişim hayatımızda yer alıyor. Peki, bu teknolojiler ve teknolojik gelişmeler diş hekimlerine ve hastalarınıza ne sağlıyor?
“Mutsuzluk ekonomisi” olarak adlandırdığımız durumun sesi aslında on yıl önceden gelmişti. Ben New York Üniversitesinde Estetik Diş Hekimliği yüksek lisans programını tamamladım. Covid19’a kadar da her yıl fiziksel olarak aynı üniversitenin özel eğitimlerine katılmaya devam ettim. Şimdiyse online eğitimler alıyoruz. Sonuç olarak dijital çağda eğitim de artık dijital, yani biz bilgiye her yerden ulaşıyoruz. Sadece biz değil, hastalarımız da öyle ve artık herkes daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam istediğinde bu bilgi ve tedavi neredeyse, dijital ortamda hekimlere ulaşıp istediği ülkede istediği doktora gidebiliyor.
Dijital çağda artık herkesin bir yayın organı var ve siz bir hastanıza “Size implant yapalım.” dediğinizde implant uygulamasını yapan hekimler telefonunuza geliyor.
Günümüzde bilgi ve tedavi kişinin eline geliyor. Bu da diş kliniklerini international, yani uluslararası yapıyor. Bütün bunlar bize 2004 yılında Avrupa Estetik Diş Hekimliği Akademisinde anlatılmıştı.
Bu dernek dünyanın öncü diş hekimlerinin üye olduğu bir dernek. Ben de 2015’ten beri Avrupa Estetik Diş Hekimliği Akademisi üyesiyim. Sadece dört Türk üyesi olan bu dernekte tüm ülkelerden liderler, diş hekimleri var. Onlar bu dijital dönüşümü çok önceden öngörmüştü ve ülkeler arası sınırların kalkıp herkesin bir gün tedavi olmak için bir ülkeden bir ülkeye gidebileceğini biliyorlardı. Öyle de oldu. Bugün sağlık turizmi, tüm dünya çapında oldukça popüler bir hale geldi. Bence bu durumdaki en önemli etken dijitalleşmedir.
Hastaların bir kliniğe ulaşım hikâyesi nasıl oluyor? Dijitalleşme bu anlamda ne işe yarıyor?
Hastanın, bir kliniği ya da doktoru bulup iletişime geçme yolculuğunda enteresan hikâyeler yaşanıyor, çünkü bir diş tedavisinde esas olan, hasta memnuniyetidir. Bu memnuniyet, hastalarımızın dijital mecralar kullanarak bizleri duyurmasıyla yayılıyor. Yani “word of mouth” denilen “ağızdan ağıza pazarlama” artık dijital ortamda oluyor. Boston’dan bir hastamız, öğrenci olan yeğenini ziyarete gelmişti. Kliniğimize, diş tedavilerini yaptırdıktan sonra patronunu ve onun kızını getirdi. Youtube kanalı olan bir akrabası aracılığıyla bizi orada tanıttı ve şimdi bize “Boston’da meşhursunuz, herkes sizi biliyor.” diyor. İşte dijitalin yüzü. Biz hastalarımızı tedavi ederken birçok dijital teknolojiden yararlanıyoruz, zamanı etkin kullanıyoruz. Aynı zamanda onlarla iletişimde de dijital teknolojileri kullanıyoruz.
Bunun en güzel örneklerinden biri, hastalar ülkemize gelmeden önce muhtemel tedavi planı hakkında onlara bilgi verdiğimiz Facetime (görüntülü) görüşmeleri. Tabii hasta-hekim ilişkisinde iletişimi baz aldığımızda bir Amerikalı ile İngiliz ya da bir Iraklı ile İspanyol aynı olmayabiliyor. Her ulusun kendine göre iletişim tarzları var. Bu iletişimin ortak dili dijital ortamlar.
İleriye yönelik amacınız nedir?
Ben ülkemi çok seviyorum. Ankara’mızda çok kıymetli hekimler ve klinikler var. Dijital dönüşüm ile her klinik bir dünya kliniğine dönüşebilir. Böylece Ankara’mız sağlık turizminin başkenti olabilir. Bu hem ülkemiz hem de hastalar için bir KAZAN KAZAN durumu. Bunun ülke ekonomisine ve Ankara’mıza büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.