Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Vücut Şekillendirme Ameliyatları

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Op. Dr. Fethiye Damla Menkü Özdemir; verilen kilolardan ve gebelikten sonra veya yaşla birlikte vücutta oluşabilen deformasyonlara uyguladıkları vücut şekillendirme ameliyatlarının detaylarını veriyor.

Vücut şekillendirme ameliyatları nelerdir?

Vücut şekillendirme ameliyatları; kol germe, üst vücut germe (sırt germe), implantlı veya implantsız meme dikleştirme, meme küçültme, karın germe, alt vücut germe, iç ve dış uyluk germe, implantla veya hastanın kendi yağ dokusu ile popo şekillendirme ve tüm bölgelerdeki liposuction işlemini kapsamaktadır.

Vücut şekillendirme ameliyatları hangi durumlarda uygulanabilir?

Bu ameliyatlar diyet ile veya cerrahi işlem sonrası aşırı kilo verildiyse, gebelik sonrası deformiteler oluşması durumunda, artan yaş ile ilgili vücut bölgelerinde değişim olduysa, hatta doğuştan bu bölgelerde deformite söz konusuysa uygulanabilir. Hatta bazı hastalarımızda doğuştan veya başka bir cerrahi nedeniyle göbek deliği yoksa oluşturmamız da mümkün olmaktadır.

Aşırı kilo kaybı yaşayan bireylerin vücutlarında birtakım deformasyonlar görülüyor. Bunlar nasıl adlandırılır, bir anda çok ve hızlı kilo kaybeden herkeste bunlar görülür mü?

Aşırı kilo kaybeden bireylerin vücutlarında; kol, meme, karın, sırt, uyluk, bel ve popo bölgelerinde deformasyon görülebilmektedir. Bu deformasyonlar tüm bu bölgelerde “sagging” dediğimiz sarkmalara veya cildimiz ile bağ dokumuz arasındaki bantların belirginleşmesi ile “roll” dediğimiz katlantıların oluşmasına neden olabilir.  İster diyet ile ister bariatrik cerrahi (mide küçültme, kilo verme cerrahileri) ile kilo verilsin, hastalarımızda bu yapılar kilo verme hızından bağımsız olarak oluşabilmektedir.

Ciddi deri sarkmaları şeklinde görülen bu deformitenin çeşitleri var mıdır?

Kilo veren hastalarımızda oluşabilecek deformiteler (cilt sarkmaları, katlantılar, cilt fazlalıkları) bölgeye (kol, meme, karın, sırt, uyluk, bel ve popo) göre değerlendirilir. Ayrıca bu deformiteler her hastanın kendisine özgüdür. Ameliyat öncesi yaptığımız ölçüm ve tasarım sayesinde, ameliyattayken ilgili deformiteyi düzeltiriz. Örnek verecek olursak, karın bölgesindeki deformitelere göre kabaca beş çeşit ameliyatımız bulunur: Pannikülektomi, mini karın germe, karın germe, uzatılmış karın germe, fleur de lis. Bu ameliyatlardan hangisini önereceğimize hastalarımızın deformitelerine ve şikâyetlerine göre karar veriyoruz. Bazı durumlarda liposuction ve karın ön duvarı kaslarının onarılması işlemleri de bu ameliyatlara eklenebiliyor. Unutmamak gerekir ki kilo verme sonrası oluşan deformiteler, hastalarımızın kendilerine özgü olduğu için, yapılan her ameliyat tasarımı da hastalarımızın kendilerine özgü olmaktadır.

Bu sorun yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişebilir mi?

Kilo veren hastalarımızda deformiteler yaşa göre değil, kişinin kendi cilt altı bağ dokusuna göre değişir. Deformitenin yapısı her ne kadar yaşa bağlı olmasa da tabii ki her ameliyatta olduğu gibi genç yaşlarda yara iyileşme hızının, cildin, cilt altı dokuların ve bağ dokusunun daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Cinsiyete gelecek olursak; erkek ve kadın vücut tipi birbirinden farklı olduğu için vücut şekillendirme ameliyatları cinsiyete göre etkilenebilir. Örneğin; erkeklerde meme bölgesinde, süt üreten bezlerdeki veya yağ dokudaki fazlalığı jinekomasti olarak adlandırıyoruz. Kilo verme sonucunda oluşan deformiteler de jinekomasti oluşumuna eklenince erkek hastalarımıza ve kişiye özgü ameliyat planı ile bu bölgeyi şekillendiriyoruz. Kadın hastalarımızda ise, meme bölgesinde kilo verme sonucunda oluşabilecek deformiteleri de kişiye özgü ameliyat planı ile şekillendiriyoruz. Erkek ve kadınlarda göbek deliğinin üzerinde ve altında kalan bel bölgelerinin ölçümleri farklı olduğu için karın germe ve alt vücut germe ameliyatlarına eklediğimiz liposuction bölgeleri farklı oluyor. Kadın hastalarımızda uygun kıvrımı oluşturmak için deformitenin özelliğine göre kalça veya popo bölgesine yağ grefti uygulaması da önerebiliyoruz. Erkek hastalarımızda ise, eğer ilgili bölgelerde deformiteleri varsa, erkek ölçülerine göre önerdiğimiz yağ grefti bölgeleri ve miktarları farklı oluyor.

Deri sarkmalarının tedavisinde nasıl bir yol izlenir?

Vücut şekillendirme ameliyatlarının tedavilerinde aşamalı bir yol haritasına hastalarımızla birlikte karar veriyoruz. Hastalarımızın kilo verdikten sonra kol, meme, karın, sırt, uyluk, bel ve popo bölgelerinin hepsinde veya birkaçında deformite oluşabiliyor. Hastamızın şikâyeti en çok hangi bölgelerde ise o bölgelerde deformite olup olmadığını muayene ediyoruz. Eğer deformitesi varsa, hastamıza, önerdiğimiz ameliyat seçeneklerini anlatıyoruz. Bir operasyon seansında sadece bir bölgeyi ameliyat edebildiğimiz gibi, hastamızın birden çok bölgede deformitesi varsa ikili kombinasyonlar halinde de ameliyatlarımızı yapabiliyoruz. Örneğin; meme dikleştirme ve kol germe, meme dikleştirme ve sırt germe, meme küçültme ve karın germe, karın germe ve alt vücut germe gibi kombinasyonları oluşturabiliyoruz. Hastamıza uygun ameliyat seçeneklerini anlattıktan sonra derneğimizin hazırladığı, ilgili ameliyatın bilgilendirme formlarını hastamıza veriyoruz. Okumasını ve sormak istediklerini işaretleyerek mutlaka ameliyattan önce sormasını rica ediyoruz.

Bazı durumlarda, birden fazla cerrahi müdahale gerekir mi?

Kilo veren hastalarımızda vücut şekillendirme süreci genellikle birden fazla bölgeye cerrahi planlamamızı gerektiren bir durumdur. Aynı bölgenin birden fazla cerrahi geçirme durumu sadece; enfeksiyon, yara yerinde açılma gelişirse gerekebilir. Yapılabilecek yara yeri revizyonları da diğer bölgelerin ameliyatlarına eklenebilmektedir.

Kilo verirken bu durumun oluşmaması için alınabilecek önlemler var mı?

Kilo verilmesinden sonra her hastamızın cilt ve bağ doku yapısı birbirinden farklı olduğu için, bu tür deformiteler bazı hastalarımızda oluşabilirken bazılarında daha az oluşabilir. Bunu da şu şekilde örneklendirebiliriz: Gebelikte alınan kilolar ve süt verme döneminde süt nedeniyle memelerde büyüme olmaktadır. Bu dönem sonrasında da memenin küçülmesi gerçekleşmektedir. Kadın hastalarımızın cilt ve bağ doku yapısı birbirinden farklı olduğu için bazılarında memede sarkma çeşitli derecelerde oluşurken bazılarında oluşmamaktadır. Tabii ki kilo verme dönemine spor eşlik ettiyse hastamızın kaslarının kuvvetli olması hem ameliyat planımızı hem de ameliyatımızı kolaylaştırmaktadır; ancak, tamamen bu deformitelerin oluşumunu engellememektedir.

Vücut şekillendirme ameliyatı olmadan önce yaptırılması gereken tetkikler var mıdır?

Meme cerrahisi geçirecek olan hastalarımızda yıllık rutin kontrollerinin ameliyat öncesinde yapılmış olmasını öneriyoruz. Bu rutin kontroller muayeneye ek olarak; kırk yaş altında meme ultrasonu, kırk yaş üzerinde meme ultrasonu ve mamografiyi içermektedir. Karın germe ameliyatı olacak hastalarımız eğer daha önceden başka nedenli bir cerrahi geçirdiyse karın muayenesine göre görüntüleme tetkiki isteyebiliyoruz. Ayrıca her cerrahi öncesi yakın zamanlı kan tahlili yapılmadıysa kan tahlili ile birlikte anestezi hekiminin muayenesi gerekmektedir. Hastalarımızın ek başka bir hastalığı olması durumunda da tetkik ve tahlil işlemlerini detaylandırmamız ameliyat öncesinde gerekebilmektedir.

Vücut şekillendirme ameliyatı olduktan sonra uyulması gerekenler nelerdir?

Tüm vücut şekillendirme ameliyatlarından sonra, hatta ameliyatın hemen sonrasında hastalarımızın mümkün olduğunca sık yürüyüş yapmasını, hareket halinde olmasını öneriyoruz. Ayrıca ameliyatın yapıldığı bölgeye göre değişmekle birlikte, genelde ameliyat sonrası hastalarımızın ağır yük kaldırmamalarını önermekteyiz. Karın germe, alt vücut germe ve erkek meme küçültme ameliyatlarından sonra en az bir ay korse kullanımını önermekteyiz.  Kadın meme ameliyatlarından sonra da kullanımı kolay sutyenler ile ameliyat alanımızı desteklemekteyiz.

Vücut şekillendirme ameliyatı olduktan sonra takip dönemi nasıl planlanıyor?

Ameliyat sonrası hastalarımıza, ilk dönemini geçirdikten sonra birinci, üçüncü, altıncı ay ve  birinci senede tekrar muayeneye gelmelerini öneriyoruz. Böylece ameliyat sonrasındaki iyileşme döneminde de hastalarımıza kontrollü bir şekilde eşlik etmiş oluyoruz.