Gülten İmamoğlu ile Evde Sanat
Akademisyen ve eserleriyle dünya çapında üne sahip Ressam Prof. Dr. Gülten İmamoğlu, evinde geçirdiği günleri uzun süredir kendisi için yapmak istediği özel eserine adamış.
Okuduğumuz kitaplardan, izlediğimiz filmlerden ya da her biri ayrı bir tarihi belge olan sanat eserlerinden anladığımız kadarıyla; başlangıcından günümüze değin insanoğlu yeryüzünde öyle sınavlardan geçmiştir ki, her seferinde de kıyamete daha çok yaklaştığı korkusuyla akıl almaz kehanetlerde bulunmuştur. Her birimizi sanki büyük bir film setinin içindeymiş gibi hissettiren, son günlerde yaşadığımız, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinde başlayıp dünya ülkelerine yayılan virüs felaketi de, bahsettiğimiz türden hepimizi etkileyen bir olay. Öyle ki, dünya üzerinde yaşayan en küçük kabileden en büyük devletlere kadar herkesi etkisi altına alan sıra dışı bir durumla karşı karşıyayız.
Yaşanılan olayın bilimsel tarafı hepimiz için önem arz etse de ben bir insan, bir anne, en önemlisi de bir sanatçı olarak tüm bu yaşananlara karşı nasıl bir duruş sergilediğimi ve zamanımı ne şekilde yönettiğimi kaleme almak istedim. Her şeyden önce insani hijyen kurallarının kendimizi korumak kadar karşımızdakileri de korumadaki önemi yadsınamaz.
Yoğun yaşam mücadelesi verirken, yaşama dair kaçırdığımız, daha doğrusu ıskaladığımız o kadar çok şey var ki, aslında tüm bu değerleri bir anda elimizde bulduk. Bunların en kıymetlisi de zaman. Bir anda kendi zamanımızın efendisi haline dönüşüverdik. Günlük yoğun telaş içerisinde yapamadığımız pek çok şeyi yapabilmek için müthiş bir fırsat yakaladık. Okunmamış hatta yazılamamış kitaplar, yapılmamış yemek tarifleri, düzeltilmemiş çekmeceler; hepsi bir yana, dinlendirilmemiş yorgun ruhlar… Sanatın iyileştirici, birleştirici, zamanı yavaşlatıcı gücünün yanı sıra; bizzat hissettiğim, insanı sakinleştirici ve onarıcı gücü çok önemli. Ben bir sanatçı olarak çok uzun zamandır kendime özel yapmayı istediğim, ruhumu anlatan eserime başladım mesela. Burada, eseri yaşama (yapma) sürecimde günlük hayatın bütün tahribatlarının ezici gücünü tamamen yok sayabilmekteyim. Sanat yaratımının kişinin kendisini ödüllendirmesi olduğunu biliyorum. Dönüp kendimize bakabileceğimiz ya da çok sevdiğimiz ailenize vakit ayırabileceğimiz bir fırsat olarak gördüğümüz bu zamanı yönetme şansı bizlerin elinde. Bunun merkezine ister kendinizi, isterseniz de ailenizi koyabilirsiniz. Eğer kendinizi merkeze koyduysanız, o zaman sanat size terapi etkisi yapabilecek o kadar çok dalını, uğraşını sunuyor ki; sonrasında seçip beğenmek size kalmış.
Son dört ayda dört büyük sergi; birisi New York’ta olmak üzere, iki sanat fuarı gerçekleştirdim. Tüm bunları tek başınıza yapınca, çoğu zaman uyumaya dahi vakit bulamıyorsunuz. Çok uzun zamandır yapmayı özlediğim çok özel şeyleri evde kalarak ve atölyemde üreterek gerçekleştirdim. Gelecek günlerde de başka projeler gerçekleştireceğim. Başımıza gelecek olan şey her ne olursa olsun, yaşadığımız durum ya da risklere göre uyum sağlayabilecek ve problemleri çözebilecek kadar üst düzey donanıma sahip olduğumuza inanıyorum. Yapılacak çok basit ihmaller ve bir anlık hatalar yüzünden geleceğimizi karartmayalım. Yeni keşifler, yeni projeler hep en zor zamanlarda akıllara düşer.