DENİZ CADILARI
Deniz Cadıları, sadece kadınlardan oluşan bir yelken takımı. Geleneksel erkek egemen denizlerde tamamı kadınlardan oluşan bir takımla yarışlara katılacak kadar iddialı, üstelik tüm sezon sonunda kendi grubunda 1. olacak kadar da başarılı. Denizle, yelkenle az buçuk ilgilenenler bu cadı ekibin ismini duymuş. Gazete haberleri, denizcilik dergileri veya sosyal medyada karşımıza çıkıyorlar. Ya da durduk yerde iş hayatında.
Tuba: Hepimiz denizi, rüzgarı, yelken yapmayı çok seven neşeli, duyarlı akıllı kadınlarız. Her birimiz birer iş kadını. Ailelerimiz, evde, işte çocuklarla ve ebeveynlerimizle ilgili yığınla sorumluluğumuz var. Ama denizde olmak, sadece kendimiz için, çok sevdiğimiz bir şey için vakit ayırmak, emek vermek bizi cok mutlu ediyor.
Neden yelken?
Ceyhan: Yelken, rüzgar ve dalga unutturuyor insana her türlü kötülüğü ve geçmişi. Hayatta kalma mücadelesi. Sen olman gerektiği; dalga ve rüzgar ile vuruyor yüzüne. İnsan denizde olunca birden günlük sıkıntılarının hepsini unutuyor. Sarılıyoruz hayata, dalgaya, rüzgara inat. Yelkene her çıkışımızda hava ne kadar soğuk, rüzgar ne kadar çok olsa da iyi ki varım, iyi ki denizdeyim diyoruz.
Yelken nasıl bir spor ?
Tuba: Yelken doğayla mücadeleyi, daha doğrusu, doğayla uyum halinde hareket etmeyi öğreten bir spor. Zaman zaman vazgeçmeyi, beklemeyi, sabrı ve saygıyı öğretiyor. Yelkenli bir teknede, fırtınaya yakalandığınızda, öylece bekleyip rüzgarın sizi hırpalamasına izin vermek veya kahretmek yerine biraz çaba ile yeni duruma uyum sağlarsanız yelkenlerinizi değiştirir veya küçültürsünüz. Çok değil az bir çaba ile en olmadık rüzgarın bile sonunda sizi hedefinize götürebileceğini öğrenirsiniz. Yılmaz, boşvermez yelkenlerinize trim (ayar) yaparsanız, hızınızı veya konforunuzu arttıracağınızı keşfedersiniz.
Tülin: Yelken sporu hem fizik hem zihin jimnastiği hem de denizin maviliğinde ruhsal bir arınma sağlıyor. Ekip olarak yapılması, küçük bir alanda beraber geçirilen zaman, üstesinden gelinen zorluklar dostlukları pekiştiriyor. Takım çalışmasını öğretiyor. Ufak detayların hayati önem taşıyabileceğini de…
Deniz Cadıları ekibi, nasıl ne zaman kuruldu?
Ceyhan: Herkesin hikayesi farklı. Ortak yönümüz hepimizin denizi, rüzgarı, doğayı çok seviyor olması… Kolaya kaçmak yerine mücadeleyi tercih etmesi. Başarmaktan keyif alması ve galiba biraz hırslı olması. Birbirimizi denizde yelken eğitimi alırken tanıdık. Farklı zamanlarda tesadüflerle bir araya geldik.
Aydan: Yelkenciliğimizi geliştirmek ve denizde daha çok vakit geçirmek için yelken yarışlarına katılmaya başladık. Başka ekiplerle yarıştıktan sonra İlk kez 2011 AYK-BAYK yarışında Deniz Cadıları olarak bir araya geldik.
Didem: Benim hikayem biraz farklı. Kendi teknemiz olmasına rağmen başlarda çok da meraklı değildim yelkene ve yelken yarışlarına. Annem takımın ilk üyelerinden. Yarışlar sonrası Ankara’ya niye bu kadar mutlu dönüyor, neler yapıyorlar diye meraktan geldim ilk kez. Keyfini alınca ben de takımın bir parçası oldum. İşim gereği çok seyahat ediyorum ama oğullarım sadece yelkene giderken söylenmiyor. Çünkü, her seferinde kupa bekliyorlar.
Neden Deniz Cadısı?
Ceyhan: İsmimizi efsanelerden aldık, Kuzey Avrupa ülkelerindeki inanışa göre Deniz Cadıları; Deniz Kızları gibi güzellikleriyle denizcileri büyüleyen değil becerileriyle denizlere ve rüzgara hükmedebilen, denizcilere destek olan güçlü yetenekli kadınlar. Ta o zamanlarda sadece güzellikleri ile değil yetenekleriyle de öne çıkan kadınlarmış deniz cadıları. Bir de laf aramızda benim lakabım genç kızlığımdan beri cadıdır. O yüzden özellikle seviyorum ismimizi.
Neden sadece kadınlardan oluşan bir ekip?
Tuba: Her birimiz iş hayatında erkeklerle omuz omuza çalışıyoruz ama iş başa düşünce her şeyin üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Çalışkan ve azimliyiz, birbirimize destek oluyoruz, üstelik beraber çok eğleniyoruz.
Kadın sorunlarının çözülmesi için kadınlar en başta kendine güvenmeyi öğrenmeli, başaracağına inanmalı ve mücadele etmeli. Çünkü, her şeyin başında “özgüven” elde etmek geliyor bu arada başaranları görmek, başaranları tanımak, kadınların özgüvenini artırıyor. Görüyoruz ki, bizim çabamız ve başarımız birçok kadını mutlu ediyor, kendi yapapabilecekleri hakkında güven ve enerji veriyor.
Peki gerçekten başarılı mısınız?
Tülin: Mütevazi olmaya gerek yok sorunuzun cevabı kocaman bir EVET! Kendimize ait bir teknemiz yok. Skiperımız dışında hiçbirimizin profesyonel bir yelken eğitimi veya çocukluğuna dayanan bir tecrübesi yok. Bizler sadece deniz ve yelken sevgisiyle bir araya gelmiş neredeyse hepimiz 40 yaşını aşmış iş kadınlarıyız. 5 sene önce ilk katıldığımız yarışta sonuncu olurken geçen sene 57 teknenin katıldığı kış trofesini kendi grubumuzda birinci bitirmemiz de bunun ispatı. Ayrıca başka kadınlara da örnek olduğumuz için gururluyuz. Bu sene Bodrum’da, Marmaris’te yeni kadın ekipleri oluştu.
Yelken ekiplerinde görev dağılımı nasıl oluyor?
Arzu: Geçtiğimiz yıl Bayk kış trofesinde yarışan 57 tekne içinde tamamı kadınlardan oluşan tek ekip bizdik. Hepimiz daha önce karma teknelerde yarıştık. Hala diğer teknelerde yarışan çok kadın arkadaşımız var. Ancak her nasılsa karma teknelerin hemen hepsinde, kritik görevlerde hep erkekler bulunuyor. Mesela ben ufak tefek biriyim karma bir teknede görev yerim ana yelken olmaz. Ama ana yelken her ne kadar güç gerektirse de dikkatli olup sistemli davrandığım için iyi bir ana yelkenciyim. Aslında biz kadınlar sadece denizde değil, her yerde, istediğimiz her şeyi başarabilecek güçteyiz. Yeter ki, bunun farkına varalım.
Ekip kaç kişi?
Serpil: Çekirdek ekip 9 kişiden oluşuyor. Teknenin büyüklüğü yarışın zorluğu hava durumuna göre bazen daha kalabalık olmak gerekiyor. Ben böyle katıldım ekibe. Deniz Cadılarının bir felsefesi var, onlara göre denizde yelken yapmayı seçen, güçlüklerden yılmayan her denizci kadın, bir deniz cadısı.
Unutamadığınız yarışlar?
Aydan: 2012 yılında Arkas yarışında İzmir Yelken Akademisinin oluşturduğu kadın takımında Deniz Cadıları olarak kupa kaldırdık. Mat 10 teknesiyle yarışıp, 3 gün üst üste hem destek de hem de kızlar grubunda 1. olmuştuk. Yarıştığımız en güzel tekneydi.
Arzu: 2013 Kış trofesinde ilk yarışta hava öylesine korkunçtu ki, onlarca yelken yırtıldı kazalar oldu. En kötüsü de diğer teknelerde yarışan profesyonel bir yelkenci arkadaşımız kaza sonrası hayatını kaybetti. Biz de o yarışta yarışa katılıp katılmama konusunda kararsız kalmış, sonrasında start alıp ilk şamandra dönüşü sonrası yarışı bırakmıştık. Mücadeleye sonuna kadar varız ama gerektiğinde doğru zamanda vazgeçmek gerektiğini gösteren bir yarış olmuştu bizim için.
Kadın olarak zorlandığınız alanlar var mı?
Ceyhan : 2014 yılında bizim için oldukça büyük olan 46 feet bir tekneyle yarıştık ve çok şey öğrendik. Mesela, erkek ekiplerde 90 kiloluk arkadaşlarımız için sorun olmayacak yüksek havada tramola atmak, 50 kiloluk kadınlardan bahsettiğinizde zorlayıcı olabiliyor. Ama biz çiftli vinç kolu kullanarak, 3 kişi en sert havalarda bile hızla tramola atıp trim yapmayı öğrendik. Sonuçta trofeyi kupa alarak bitirdiğimizde bizden mutlusu yoktu.
2015 nasıl bir sezondu?
Didem: Arkas Cup ile sezonu açtık. 4 gün üst üste kendi grubumuzda birinci olduk. Milta Cup’da ve Kış Trofesinde 7 ayak boyunca her yarışta yine podyumdaydık. Sonuçta sezonu grup birincisi olarak bitirdik.
Şimdi nasıl bir tekneyle yarışıyorsunuz? 2016 nasıl başladı?
Aydan: Bu yıl Meltem teknesi ile Bayk kış trofesini takip edeceğiz. Geabsea 44. geçen seneye oranla daha büyük bir tekne. Bu yüzden ekibi biraz kalabalıklaştırdık. Hatta her yarışta misafir yelkencilerimiz olacak. Aralık ayında trofe hazırlık yarışında ilk kez Meltemle tanıştık. İlk gün 1., ikinci gün 2. olduk. Ocak ayında Bodrum Kış Trofesi başladı ama maalesef fırtına ilk yarışlara izin vermedi. Şubat ayında da 1. gün fırtına yüzünden karada geçti. Ancak 2. günü zorlu havaya rağmen grubumuzda 1. bitirdik.
Sponsorunuz var mı?
Tuba: Geçtiğimiz yıl P&G ve Yıldız Grubu ile oldukça ciddi görüşmeler yaptık ancak henüz sonuçlanan olmadı. Ama yelkenlerimizin üzerine sponsor bulamasak da tişörtlerimizde bizi destekleyen dostlarımızın logolarını taşıyoruz artık ve hepsine buradan teşekkür etmek istiyoruz.
Deniz Cadılı tişört de mi var?
Esra: Evet pembe, mor ve yeşil. Deniz Cadıları tişörtlerinden edinmek isterseniz lütfen bize yazın. Darüşşafaka’ya kız öğrencilerin eğitimine destek için Deniz Cadıları açıklaması ile 100 TL yatırırsanız biz de size Deniz Cadısı tişörtü hediye ediyoruz.
En yeni katılımcılar?
Esen: Ekibe Esra ile beraber bu sene katıldım. Suyla ilgili bağım hep güçlüydü. Deniz Cadıları’nı beğeniyordum ve takipteydim. Kadın takımı olarak birbirinden kopmadan ve oldukça başarılı bir şekilde yarışmaları ilgimi çekiyordu, beraber yarışma fırsatı çıktığnda çok sevindim.
Esra : Üç sezondur kış trofesine katılıyorum. Ama hep karma takımlarda yarıştım. Doğrusu erkeklerin ağır işleri bizim için yapıyor olması gayet rahattı. Ama Deniz Cadılarının eğlencesine ve başarısına imrenmemek de elimde değildi. Sonuçta konfor alanımdan çıkmaya karar verdim.
Takım olarak gelecek hedefleriniz nelerdir?
Tuba: Kendi adımıza daha çok denizde vakit geçirmeyi, daha çok yarışmayı, başarılı olmayı, yelkenli ile dünyada daha çok yer görmeyi istiyoruz. Ülkemizdeki kadınların eğitim haklarının ellerinden alınması, töre cinayetleri ve şiddet, kadın cinayetlerinde hafifletici sebeplerle suçluların gerektiğinden daha az ceza alması gibi sorunlara dikkat çekerek toplumun her kesiminde destek toplamak, bilinç oluşturmak hedefimiz. Ayrıca bu sene ekip olarak Turmepa gönüllüsü olmaya karar verdik. Turmepa’nın, kıyı ve denizlerimizin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek ve gelecek nesillere temiz denizlerin kucakladığı yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için yaptığı çalışmalara elimizden geldiğince destek olmak istiyoruz.
Bade Tanoba: Skiper Yeni skiperimiz. Uluslararası ilişkiler mezunu. Milli yelkenci ve antrenör. Avrupa ve Balkan şampiyonalarında ülkemizi başarıyla temsil etmiş. Aramızdaki tek profesyonel sporcu ve en gencimiz. Sakin, güler yüzlü ve çok kibar.
Tuba Gençer: Balon trim Yönetici, Ankara’da yaşamasına rağmen deniz sevdalısı. Dalış tutkusu 7 senedir yerini yelkene bırakmış. Dedesi kaptanmış ama o bir balon delisi. Deniz Cadılarının kurucularından, her işe burnunu sokmadan rahat edemez. Aydan Karaca, Cenova Yönetici, Antalya’da teknesi olup da Bodrum’a aktarmayla uçmaya katlanacak kadar bizi ve yarışmayı seviyor. Korkusuz kadın, nerede ihtiyaç var deseniz, uçarak oraya gider. Elleri doluysa dişleriyle sorunu çözebilir Ceyhan Asil, Cenova Ankara’da yaşıyor. Kocaman bir şubenin müdürü ama makam odası daha ziyade deniz ve yelken tasarım mağazası gibi. Emekli olup deniz kenarına yerleşene kadar yarışlarla idare edecek.Arzu Yıldırım, Ana yelken Ana yelkende bütün gün disiplinini kaybetmeden çalışıp hiç şikayet etmeyen IBM müdürümüz İstanbul’da yaşıyor. Her zaman bakımlı, bozulmayan kırmızı ojeleri bizim uğurumuz.
Tülin Erdoğdu, Marmara adasında Yelkovan adına harika bir oteli var. Piyano Hepimizin enerjisine hayran kaldığı muhteşem kadın. Devamlı gösterdiği tevazuunun altında her şeyin hakkından kolaylıkla gelebilir. Didem Erdoğdu, eski direk dibi yeni baş üstü Biyolog. Ekibe 2015’te katıldı ve kısa zamanda vazgeçilmez oldu. Oğluna göre şanslı kadın. O, takıma katıldığından beri eve kupasız dönmüyoruz. Esra Arat, Binlerce çocuk yetiştirmiş zarif kreş müdürümüz. Onu tanıyan annelerin en güvendiği kişi. Ekibe yeni katıldı.
Esen Çaltuğ: Kendi tabiriyle Tokyolu yelkenci. Yazın tekneyle günlerce ara vermeden gidebilir ama kışın soğunda yağmurda yarışmak nasıl bir şey 2016’da deneyimleyecek.
Serpil Çam: Ekibe İstanbul’dan bu sene katıldı. Sadece yelkenci değil, aynı zamanda yelken hakemi. Baş üstünde Didemle beraber çalışıyor.