Arzu Büyükkapucu Birlikten Doğan Güç
Girişimci iş kadını kimliğiyle Arzu Büyükkapucu; bir DİKAB üyesi olarak hedeflerini, çalışmalarını ve kadınların iş hayatındaki yerinin önemini anlatıyor…
Girişimci bir iş kadını olarak kadınların iş hayatında daha fazla yer almasının önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadınların performansı pek çok yerde hafife alınmakta, hatta göz ardı edilmekte, ekonomik potansiyelleri kullanılmamaktadır; ancak, kadınların bilgi birikimi, deneyimi, yaratıcılığı ve yaratıcı gücü hem yerel hem de küresel kalkınma için vazgeçilmezdir. Bir kadının, kendisini iş yaşamında var etmesi kendi konfor alanının genişlemesine, psikolojik ve fiziksel olarak güçlenmesine olanak sağlar. Böylece, öncelikle kendileri için oluşturdukları finansal bağımsızlık; sömürü, baskı ve haklarının kötüye kullanılmasına karşı daha fazla koruma sağlar. Örneğin; kendilerini ve çocuklarını destekleyebilirlerse, şiddet içeren ilişkilerden kurtulabilirler. Dolayısıyla çocuklar da eşitlik ve sosyal yaşamda var olma bilinci ile hareket edecektir ki gelecekleri için bu önemli bir noktadır.
Denizli İş Kadınları Birliği (DİKAB) üyesi olarak bu dönem için neleri hedefliyorsunuz?
DİKAB’ın öncelikli hedefi iş kadınlarını aynı çatı altında toplayarak kadınların iş dünyasında daha etkin yer almasını sağlamaktır. DİKAB aracılığıyla, kadın girişimcilerin sayılarını çoğaltarak ve kadınları destekleyerek kelebek etkisi dediğimiz etkiyi yaratıyoruz. Atalarımızın dediği gibi, birlikten kuvvet doğar. Kadınların bir araya gelerek oluşturduğu bu sinerji ile kadınlar kendi seçtikleri alanlarda faaliyetlerini daha etkin bir şekilde gerçekleştirebiliyor ve geliştirebiliyorlar. Hâl böyle olunca da hep birlikte sosyal ve ekonomik bir büyüme sağlıyoruz. Bu büyümeyi sadece finansal alanda düşünmeyin, çünkü biz kadınların bir araya gelmesi; zaman zaman kendimizi, çıkmazda ya da çözümsüz olarak gördüğümüz olayların içinde bulduğumuz anlarda hem yeni fikirler aracılığıyla yeni yollar bulmamıza hem de enerjimizin pozitif alanda kalmasına, sağlam bir iradeye ve olumlu psikolojiye destek sağlıyor. DİKAB dışarıdan ekonomik temelli bir oluşum gibi görünse de bunun çok ötesinde bir etkisi var.
DİKAB’ın profesyonel anlamda size sağladıklarına değinir misiniz?
İnsan bireysel olarak yola çıkar ancak, çıktığınız yolda tek başınıza kalırsanız kaybolma riskiniz çok fazla olur. DİKAB bu anlamda üyelerini bir araya getirerek kadınların kendi iş ve yaşam tecrübelerinin paylaşımını sağlıyor. Bu tecrübelerin aktarımını çok önemli buluyorum, çünkü her gönlün başka bir dili vardır. İnsanlarla iletişim, sorun çözmek, karar vermek, uygulamak ve en önemlisi kadınların yaşam tecrübelerini paylaşması katılımcıların düşünsel anlamda farklı bakış açıları geliştirmesini sağlıyor. Öte yandan ben de kendi tecrübelerimi paylaşıyorum. Topluluk önünde konuşmak insanın kendisine dair farkındalığının artmasını sağlayan bir unsur, çünkü insan kendi başına kaldığında yaptıklarının ve gücünün farkında olmayabilir ancak, bu tür bir oluşumun içinde kişinin kendisine dair düşüncelerini dile getirmesi ek bir farkındalık kazandırır. Dolayısıyla dışarıdan aldığınız destekle birlikte işinize daha sıkı sarılırsınız ve bu da başarıyı artıran bir performansı beraberinde getirir. Daha hümanist bir yaklaşım sergilersiniz. İş yerinde daha pozitif bir ortam yaratırsınız. Bu durum bir yandan çalışma arkadaşlarınızın başarısında olumlu yönde bir etki yaratırken hizmet verdiğiniz insanların da yanınızdan daha mutlu ayrılmasını sağlar… Bu mutluluk da hizmet sağladığınız insanların arkadaşlarını, tanıdıklarını size yönlendirmesine sebep olur. Kısacası başarı; birlikteliğimizden, bu birlikteliğin getirdiği pozitif enerjiden kaynaklanıyor.
DİKAB ile yürüttüğünüz projelerinizden ve gelecek planlarınızdan biraz bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi şubat ayında yaşadığımız deprem tüm ülkeyi sarstı ve derin bir yas sürecine soktu. Bu yüzden DİKAB olarak kendi faaliyetlerimize ara verdik ve deprem bölgelerine yardım tırları göndermek için organize olduk. Yardım tırlarının yanı sıra bölgemize gelen, depremden etkilenen insanların barınma, beslenme, giyinme ve iş imkânları için de seferber olduk. Onları hayatın akışına yeniden dahil etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de çok yönlü düşünüyoruz, yani bir taraftan insani yaşam şartlarını sağlamaya çalışırken diğer taraftan sosyal ve psikolojik destekleri de elimizden geldiğince sağlamaya çalışıyoruz. İlk hedefimiz toplum olarak yaralarımızı sarmak ve birlikte feraha çıkmak. Yakın gelecekte ise “Girişimci Kadınlar Fuarı” projesi, hedeflenen planlarımız arasında. Böylece daha fazla kadına ulaşacağız, kadını sosyal yaşamın içinde daha görünür kılmak için bir araya geleceğiz.
İş kadınları arasındaki dayanışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun artması için neler yapılabilir?
Bugün gelinen noktada kadınların kendilerini iş yaşamında var etmesini çok önemli buluyor ve gönülden destekliyorum, çünkü kadın yaratır, farklı bakış açıları getirir. Daha detaycıdır ve görünmeyeni görünür kılar. Bu anlamda kadınların dayanışmasını çokluğun bir olması olarak değerlendiriyorum. Hepimiz farklı alanlarda faaliyet göstersek de bu farklılık hem kendimiz hem de üyelerimiz adına yeni bakış açıları geliştirmemize olanak sağlıyor. Elbette bu gibi oluşumlarda daha fazla kadının yer alması önemli, hatta her kadının bir şekilde kendisini dahil etmesi çok sevindirici olurdu ama sanırım bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Bu dayanışma ortamlarının daha çok kadına ulaşması için öncelikle rol model olmaya çalışıyoruz. Elbette bunun getirdiği ek bir sorumluluk var ancak, değişime kendinizden başladığınızda çevreniz bunu net bir şekilde fark ediyor ve sizi örnek alıyor. Bu yüzden attığımız her adım sadece kendimiz için değil, çevremiz için de atmış olduğumuz bir adımdır. Böylece diğer kadınlara ek bir farkındalık kazandırmış oluyoruz.
Bir iş kadını olarak, özel ve profesyonel hayatınızdaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Özel ve profesyonel alanın dengede olması için hayatınızdaki insanlarla aranızdaki sevgi bağının, anlayışın ve güler yüzün önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü bu gibi meselelerde sağlanan manevi destek, kişinin ayakta ve dengede kalabilmesi için olmazsa olmazdır. Bireysel çaba ile elbette başarı gelir, ancak çevrenizin böyle bir manevi destek sağlaması başarı performansınızı artırır. Çalışmanın amaç değil bir araç olduğunu bilirseniz, zamanınızı iyi yönetirseniz ve önceliklerinizin ve de değerlerinizin farkındaysanız hem iş yaşamı hem de özel yaşamınız bir arada uyumlu ve başarılı bir şekilde ilerler. Ben de bunların farkındalığı ile hareket eden biri olarak çevremde bir rol model oluşturuyorum.
Denizlili kadınların ilgi odağı olan güzellik merkezinizle sektörde emin adımlarla ilerliyorsunuz. Başarılarınızın altında yatanları anlatır mısınız?
Manevi destek bu noktada en önemli unsur. Ailemden ve DİKAB gibi bir topluluktan aldığım bu güzel enerji daha emin adımlarla yürümemi sağlıyor. Bir taraftan yeniden ve yeniden kendi değerimin farkına varıyorum, diğer taraftan hayatımdaki insanların ne kadar değerli olduğunu görüyorum. Bu bakış açısından hareketle verdiğimiz hizmet de aranılan bir hizmet oluyor, çünkü hepimizin bir miktar iyiliğe, güzelliğe ve gülümsemeye ihtiyacı var. Yaptığımız şey bu, insanı merkeze koymak. Böylece bir sürü güzellik ve başarı kendiliğinden geliyor. Yani her şey bir bütün diyebilirim. Kendi içinde bir sarmal oluşturuyor.