Ali Osman Öztürk – A Tasarım Mimarlık Kentin Hafızasına İz Bırakmak
A Tasarım Mimarlık’ın kurucusu Yüksek Mimar Ali Osman Öztürk, projelerini tamamladıkları ve inşa etme süreçlerine başlanan, başkentteki üç yeni mekânı MAG Okurlarıyla tanıştırıyor.
Kurulduğu 1997 yılından bu yana A Tasarım Mimarlık temel olarak, Ankara’ya yalnızca yeni yapılar kazandırmayı değil, kentin sosyal yaşamını güçlendiren, kamusal niteliği yüksek mekânlar üretmeyi hedeflemektedir. Mimarlığın değerinin, fiziksel kütleden çok, kullanıcıyla kurduğu ilişki ile ortaya çıktığına inanıyoruz.
Bugün proje süreçlerini tamamladığımız, inşa edilmeye başlamış olan Armada 3, Yaka Beytepe ve Atrium Beytepe projeleri, mimarlığa yaklaşımımızın farklı ölçeklerdeki yansımalarını sizlere sunuyor. Her üç proje de, Ankara’nın gelişen yapısına uyum sağlayan, kamusal erişimi önemseyen, açık ve yarı açık sosyal alanları güçlendiren, kullanıcı deneyimini merkeze alan tasarım kararlarıyla şekillenmektedir.
Armada yıllar içerisinde eklemlenerek gelişen bir kentsel odak olarak Ankara’da önemli bir buluşma noktası hâline gelmiştir. Bu süreklilik Armada 3’te de çağdaş gereksinimlere cevap veren kamusal bir değerin gelişimi olarak tasarlanmıştır. Tasarım yapılırken mevcutta var olan yapının değerinin korunması gözetilmiştir. Armada 3, mekânın sürekliliğini bozmadan, akışın devamı olarak tasarlanmıştır.
Yaka Beytepe’de ise yeni nesil açık mekân ticari sokak deneyiminin, dolaşım ve sosyal etkileşim açısından daha ileri bir düzeye taşınması amaçlanmış, açık alan sürekliliği ve yaya odaklı kurgunun, güncel yaşam beklentilerini karşılayan bir mekân deneyimi yaratması hedeflenmiştir.
Atrium Beytepe’de arazinin farklı kotlarının oluşturduğu zorluk, projede bir dezavantaj olarak değil, mekânsal zenginlik üreten bir imkân olarak ele alınmış; kotlar arası geçişler farklı kotlardan proje alanına erişim ve köprüler ile hem dolaşımı çeşitlendirilmiş, hem de farklı fonksiyonlarla güçlü bir mekânsal bütünlük sağlamıştır.
Ortak amacımız, mimarlığın kente yüklediği sorumluluğu yerine getirerek, insanların günlük yaşamına katkı sunan, toplumsal etkileşimi destekleyen, kalıcı değer üreten mekânlar inşa etmektir. Bu projeler, fonksiyonları farklı olsa da, Ankara’nın sosyal dokusunu zenginleştirmeyi hedefleyen bütüncül bir mimari vizyonun fragmanlarıdır.
Mimarlık pratiğimizde temel ilkemiz her zaman “Bir mekân, kentliye sağladığı fayda ölçüsünde anlam kazanır.” şeklinde olmuştur.
Bu doğrultuda, Ankara’nın geleceğine katkı sağlayan, yaşam kalitesini artıran ve kente uzun vadeli iz bırakacak projeler üretmeye devam etmekteyiz.