Miami Notları
Son bir buçuk aydır Amerika’daydım. Miami’de yaşayan sevgili arkadaşım Burak Taşan’ı ziyaret ettim. Beni bir buçuk ay boyunca çok güzel bir şekilde misafir etti. Ona teşekkürü bir borç biliyorum. Dönelim gezimize. Daha önce Miami ve Las Vegas hakkında yazılar yazmıştım. Ama yeni gittiğim yerleri, trendleri ve Amerika’da bu süre zarfı içerisinde gittiğim Las Vegas ve ilk defa gittiğim Key West hakkında sizlere yazmak istiyorum. Kısacası bir nevi Amerika için bir güncelleme yapacağım bu yazı dizimde. 24 Eylül günü Lufthansa ile Frankfurt aktarmalı Miami’ye uçtum. Bu arada bilet ve otel araştırması yaparken www.expedia.com adresini kullanmanızı öneririm.Yalnız burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta şu: Bu dünyanın en büyük turizm sitelerinden birisi. Hatta Amerika Borsası’nda olan bir şirket. Ben genelde yurt dışı uçak ve otel araştırmalarımı bu siteden yaparım. Önce fiyatlara bakarım. Buradan da uçak ve otellerinizi ayarlayabilirsiniz. Ama bu siteden biletinizi aldığınız zaman, değiştirmek hayli zor. Eğer otel aldıysanız da iptal etmek isterseniz 20 USD gibi bir meblağ veriyorsunuz. O yüzden ben burayı bir nevi google gibi arama motoru olarak kullanıyorum. Daha sonra bileti acentamdan (tabi fiyatları kontrol ederek) ve seçtiğim otelin kendi sitesine de giriyorum. Bazen otelin kendi sitesinden odayı almak daha avantajlı çünkü rezarvasyonu iptal ederken (eğer son 24 saat değilse) bir para ödemiyorsunuz. Ama bazen de Expedia.com’dan otelin ana sayfasındaki fiyatlardan daha iyi fiyatlar bulabiliyorsunuz. Artı bazen otelin kendi sayfasında yer yok gözüküyor, ama Expedia’ ya yer ayırmış olabiliyor. İki sene önce Adam&Eve oteline gitmek istedim. Türkiye’deki hiç bir acentada yer bulamadım. Kendi web sitesinde bile yer yoktu. Ama Expedia ile yer buldum ve gidebildim. O yüzden bu site, püf noktalarını bildikten sonra isinize çok yarayacaktır. Profesyonel turist olmak için bazı püf noktalarını bilmek size zaman ve para kazandırır.
Arkadaşım Burak, Bal Harbour’da, bir adada kalıyor. Ada diyince küçük bir ada düşünmeyin, büyük bir kara parçası ve bir sürü apartmanlar ve evler var. Evinin manzarası çok güzel, kanala bakıyor ve hemen evinin önünde güzel bir teknesi var. Sık sık, tekneyle açılarak denize girdik. Miami’de, okyanusun arkasında “inter coastal”dedikleri, denizden olma çok büyük bir gölet var. Tabi bu doğal deniz (gölet) de bir sürü ada ve kanal meydana getirmiş. Tabi buralara çok güzel evler yapılmış. Ve tekne kullanımı çok yaygınlaşmış. Sanki bir araba gibi kullanıp, restoranlara, arkadaşlarınıza gidebiliyorsunuz. Ama ben yine de plajı tercih ediyorum. Bu göletin suyu biraz bulanık. Hâlbuki plaj olağanüstü. Bizim Çesme’deki Ilıca plajına çok benziyor. Kum harika, deniz de harika. Artı hemen plajın arkasına yaptıkları, yürüyüş yolunda herkes koşuyor, sporunu yapıyor. Harika bir olanak. Zaten Miami’nin en güzel tarafı havası. Hava genel olarak sıcak olduğu için yapacak çok şey var. Hava yağmurlu olmasa plaja gidin, her yerde spor yapma olanağı var. İster roller bladeinizle, ister bisikletinizle, isterseniz de koşarak spor yapabilirsiniz. Tabi her yerde tenis kortları görebiliyorsunuz. Yani spor yapmak için her türlü imkân ve hava koşulu var. Havanın güzel olduğu bir yerde yaşamanın avantajları bunlar. Hava güzel dedim ama tabiki Miami’de hazirandan ekime kadar olan sezon çok sıcak ve nemli. Ve tabi en önemlisi fırtına sezonu. Her an tropikal bir fırtınaya maruz kalabilirsiniz. Birçok evde, fırtına için panjurlar var. Fırtına geldiğinde büyük zararlar verebiliyor. E hiç bir şey mükemmel olmuyor…
Miami’de, gece hayatı hızla sürüyor. Krizin etkileri hissedilse de, yavaştan bir kıpırdanma var. İnsanoğlu her şeye alışıyor. E şöyle düşünün, cenaze oluyor, üzülüyorsunuz, ama cenaze kalkıyor ve hepimiz hayatımıza devam ediyoruz. Bu da böyle bir şey. Herkes eğlencesine devam ediyor Miami’de. Miami’de zaten en büyük endüstri; turizm. Miami’de hep bir tatil havası var. Hep bende sanki restoranlar ve gece klüpleri dışında genelde kimse çalışmıyormuş izlenimi vardır. Aslında genelde doğru. Esas güzel olan sezonda yani kasım ve haziran ayları arasında, Amerika içinden de bir sürü insan kuzeyin soğuğundan kaçarak kışı burada geçiriyor. Bu aylar Miami de daha kalabalık. Hem uzun sureli kalan veya devamlı soğuk kış günlerinden kaçan turistlerle doluyor. Bu arada Miami’de o kadar çok Güney Amerika’dan, Küba’ dan gelmiş insan var ki, birinci dil İspanyolca olmuş. Amerika’nın resmi dili İngilizce ama burası çok farklı…
Biraz da size, gece hayatından ve gezdiğim yerlerden bahsetmek istiyorum. Restoran olarak, yeni çok güzel restoranlara gittim. Miami’de eskiden Downtown çok kötü bir yerdi. Kimsenin gitmediği, Miami’ye yakışmayan hatta kendinizi güvenli hissetmediğiniz bir Downtown’ u vardı. Fakat bu son yıllarda, burası bir cazibe merkezi haline gelmiş. Dünyanın en prestijli otelleri, restoranları ve kulüpleri bir bir buraya gelmeye başlamış. Ve bir sürü gökdelen yapılmış. İnsan kendisini küçük bir Manhattan’da hissediyor. Arkadaşlarım Murat Aydemir ve Levent Delibaş ile sık sık Downtown’ a gelip eğlendik.Özellikle Dolares isimli restoran bar bizim favori mekânımız oldu( www.doloreslolita.com). Bu şık iki katlı tarihi bina, eskiden itfaiye merkeziymiş. Zaten restoranda dikkat ederseniz itfaiyecilerin ikinci kattan, yangın anında itfaiyecilerin aşağı kaydıkları demir borular duruyor. Mekânın üst tarafında harika bir restoran var. Burada iki farklı menü var. Fiyatlar çok makul. Giriş ve ana yemek seklinde ana yemeğin farkına göre 19 ile 23 USD arasında değişiyor. Çok da güzel ev yapımı şarapları var. Mutlaka tavsiye ederim. Aşağı kısımda ise bar ve gece kulübü var. Ufak bir mekân olmasına rağmen bayağı hareketli oluyor. Buradan çıktıktan sonra hemen elli metre ilerde Blue Marlin isimli gece kulübü saat beşe kadar acık. Burası da geceyi uzatmak isteyenlere tavsiye edilebilir. Yine Downtown’ da , Segafredo cafe, lounge bar çok popüler (www.segafredobrickell.com ). Hemen yanında Irish Pub’ı ise yine aynı grup açmış. İçerisi çok hareketli ve canlı müzik var. Aynı zamanda yemek de yiyebilirsiniz (www.brickellirishpub.com). Özellikle yeni açılan Mia çok popüler, Downtown’ a büyük hareketlilik getirmiş. Önünde büyük kalabalıklar oluyor. Tavsiyem ya yemeğe gidin ya da bir masa rezervasyonu yaptırın. İçeri girerken sorun olmasın (www.miaatbiscayne.com).
Bu arada, yine Downtown civarında çok güzel bir balık restoranına gittik. İsmi Casablanca (www.casablancaseafood.com). Bu restoran tam kanalın üstünde. İsterseniz teknenizle de gelebiliyorsunuz. Özellikle deniz mahsullerinden oluşan Ceviche’yi tavsiye ederim. Bu bir Peru yemeği. Limonun acidiye çiğ deniz mahsulleri kendi kendine pişiyor ve üstüne zeytinyağı, acı ve soğan atılıyor. Tabi istiridyeler de çok iyi. Ben genellikle ızgara balık istedim. Ama okyanus balıkları gerçekten bizim buradaki kadar lezzetli değil. Ama yine de balık balıktır. Bu restoranı mutlak tavsiye ederim. Tabi bu restoranın bir özelliği de tam yanında sadece balık ve envayi çeşit deniz mahsulleri satan bir marketi olması. Gerçekten insan ne alacağını şaşırıyor. Biz evde de genelde balık yaptığımız için, ıstakozdan her turlu balığı buradan taze taze aldık.
Bu arada arkadaşım, Mansion isimli gece kulübünde müdür olduğu için ara sıra bu gecekulübüne de gittim. Büyük bir gece kulübü olan Mansion, pek benim tarzım olmasa da her cumartesi getirdikleri dünyaca ünlü DJ lerle popüler bir mekân(www.mansionmiami.com).
Espanola Way yani İspanyol Yolu, benim bu sefer ki gidişimde Miami’deki favori mekânlarımdan oldu. Burası fazla uzun olmayan bir cadde. Araba girmiyor, Art Deco bölgesinde yani South Beach’e çok yakın. Bu sokakta bir sürü restoran ve cafe var ve evler 1920 yılından kalma ve Akdeniz mimarisi hâkim. Her restoran ve cafe gayet güzel.
Bir diğer enteresan bölge ise, Sunny Isles. Burası Kuzey Miami Beach’te, Bal Harbour’ın hemen kuzeyi. Genellikle Ruslar bu bölgeye yerleşmiş. Burada çok güzel bir Türk restoranı açılmış (www.akdenizmiami.com). İsmi Akdeniz Taverna Grill. Burada geceleri çok güzel canlı müzik oluyor. Gitar çalan bir sanatçı ile keman çalan bir hanım çok güzel Türkçe şarkılara imza atıyorlar birlikte. Bu arada servis ve yemekler harika. Ben genelde Türkiye dışında Türk restoranlarını sevmem, ama burası övgüyü hak ediyor. Bir gece hemen Sunny Isles’ın kuzeyinde yine Rusların yerleşim yerlerinden Hallandale Beach’teki ünlü Rus tavernası Tatiana’ya gittik (www.Fltatianarestaurant.com). Bu restoranın aynı zamanda New York’ta da bir şubesi varmış. Bir hayli ilginç bir yerdi. Çok büyük ve şatafatlı bir yer. Ortada büyükçe bir dans pisti ve sahne, yan taraflarda da masalar var. Biz yemeğe gittik, ve şovu seyrettik. Bayağı güzel bir şov vardı. Önce dans şovu izledik. Daha sonra şarkıcılar çıktı ve popüler Rus ve yabancı pop şarkılarını söylediler. Gerçekten ününü hak eden bir yer. Benim çok hoşuma gitti, hem yemek hem eğlence bir arada. Oradan çıktıktan sonra Sunny Isles’daki bir başka popüler Rus restoranı olan Lotus’a gittik ( www.lotusloungemiami.com) .Biz geç gittiğimiz için yemek bitmişti ama küçük dans pistinde herkes dans ediyordu. Orayı da beğendikten sonra Rus gecemizi bitirerek eve döndük.
Yine Aventura bölgesinde ünlü restoranlardan, Houston’s’ın barını ve restoranını tavsiye ederim. Burada genellikle Amerikan mutfağından yemekler bulabilirsiniz. Ama burası o kadar popüler ki, her gün masaya oturmak için sıra bekleniyor. Ya rezervasyon yaptırın barında ya da isminizi masa için yazdırdıktan sonra çok popüler barında bir şeyler için(www.hillstone.com/#/restaurants/houstons). Başka günlerde canımız Uzak Doğu yemekleri çekince, yine çok ünlü restoranlardan P.F. Chang’s’e gittik. Burası da Aventura’da, hemen Houston restoranın yanında. Gerçekten mükemmel yemekler yedik. Ortamda çok şık ve hafta içi olmasına rağmen, tek bir boş masa yoktu. Gerçekten çok popüler ve şık bir restoran. Mutlak tavsiye ediyorum.
Gece hayatında ise size tavsiyede bulunabileceğim yerlerden Pazar günleri de çıkmak isteyenler için, klasiklerinden Nikki Beach (www.nikkibeach.com) daha sonra üstündeki Pearl ve sonrasında Set’i tavsiye ederim (www.setmiami.com) . Özellikle Set, gerçekten pazarları gidilecek en iyi gece kulübü. Size yine tavsiye edebileceğim yeni yerlerden W Otel’in içindeki lounge (www.starwoodhotels.com/whotels/property ) ve hemen dışındaki dünyaca ünlü restoran Mr.Chow (/www.mrchow.com ). Ben Miami’de, Mr.Chow’a gitmedim ama daha önce New York ve Londra da gitmiştim.
Tabiî ki ben bütün bu gezdiğim yerleri bir buçuk aya sığdırdım. Siz gidince ne kadar kalırsınız ve bu bütün gittiğim yerlere gidebilir misiniz bilmiyorum ama elimden geldiğince size Miami’nin en iyi yerlerini tanıtmaya çalıştım. Umarım bu verdiğim bilgiler ışığında Miami’de iyi eğlenir ve güzel vakit geçirirsiniz. Bir dahaki yazımda size, yine bubir buçuk ay zarfında gittiğim Las Vegas ve Key West’le ilgili bilgiler vereceğim…
Umarım bayramınız güzel geçer ve bayram seyahatlerinizden güzel anılarla dönersiniz…