İşte Kahramanlarımız Siyah Beyaz
Tuncel Kurtiz denince akla ilk gelen sıfat; “duayen” oluyor. Bunu bir deneyin, hemen hemen herkes aynı yanıtı verecektir. Biz de duayeni, ustaların ustasını, Tuncel Kurtiz’i MAG’ın sayfalarına konuk ettik ve büyük bir onur duyduk. Kurtiz’le yeni filmi Siyah Beyaz’ı konuştuk…
Sevgili Tuncel Bey, öncelikle geniş kapsamlı röportaj sözünüz için size ve ID’ye çok teşekkür ediyorum. Sizinle biraz Siyah-Beyaz Filmi ile ilgili sohbet edelim istiyorum. Şu an vizyona giren Siyah Beyaz Filmiyle ilgili görüşleriniz nelerdir? Size göre nasıl bir çalışma oldu?
Siyah ve Beyaz, gece ve gündüz… İşte kahramanlarımız. Siyah ve beyazı, gece ve gündüzü yaşıyorlar aslında. Barda, her şey yolunda görünüyor, sadece küçük anlaşmazlıklar ve birbirine takılmalarla yürüyor hayat. Orası onların kendi yalanlarına inanmaya çalıştıkları bir fanus, sırça köşk. Oysa evde yalnız kaldıklarında kendi gerçekleri, nasıl yalnız, mutsuz ve umutsuz oldukları çıkıyor ortaya.
Filmde canlandırdığınız karakteri bize yorumlar mısınız?
Komünist Ahmet Nihat hayaller kuruyor, hayallerini gerçekleştirmek için ne yapıyor peki? Her akşam doğru mağarasına, arkadaşlarına koşuyor, şarabını söylüyor, kahkahalarını patlatıyor. En büyük problemi; barın kapanması. Ama barın cenaze töreni için de bir kasa kiraz getirmeyi unutmuyor. Sonra evinde bir tuvali kırmızıya boyayıp, “Anne, anne” diye ağlıyor ve engelli bir çocuğu annesiyle gezmeye götürüyor.
Siyah Beyaz filmi sadece vizyona girmekle kalmayarak, belgesel niteliğinde dünya arşivinde yerini alacak görünüyor. Türkiye galalarında filmin mesajını hep siz anlattınız. Bu yönüyle filmin önemini MAG’a örnekleyerek açıklayabilir misiniz?
Bu mahşerin beş atlısı, hep geceyle gündüzü yaşıyor; hepsi kendisine acıyor, kendilerine acıyan insanlardan ne beklenebilir? Ne senarist, ne rejisör, ne de oyuncular idealize etmiyorlar, oynadıkları insanları. Hepsi de gece ve gündüzde, yalanları ve gerçeklerini açığa çıkarıyorlar. Bu kahramanlarımız, bu günkü Türkiye’mizin tuzu kuru tiplerinden örneklerdir, onlardan başka bir tavır beklemiyoruz. Bence şiddetli bir eleştiri vardır filmde. Bu adamları eylem adamı yapmaya kalkışmak, en büyük yanlışı olurdu filmin. Aklıma “Umut” filmi geliyor… Bir eleştirmen, umutsuz, tek umudu toprağın altındaki bir define olan arabacı Cabbar’ı, elinde kızıl bayrağı ile arabacılar grevininin ön safında görmek istiyordu. Filmimizdeki eleştiriyi anlamayanlara armağan olsun.
Siyah Beyaz filminin galalarında okuduğunuz şiirler ve doğaçlama sunumunuz ile herkesi büyülediniz. Son olarak MAG Okuyucuları için neler söylemek istersiniz?
MAG okuyucuları için Petek’e uzun söyleşi sözü verdim. Sonraki buluşmamıza kadar benden de size sevgiler…
Röportaj: Petek Eskioğlu