Boşanmanın Da İyisi Var
Son zamanlarda en çok tanık olduğumuz şeylerden biri sanıyorum ki ayıplı ayrılıklar, boşanmalar. Magazin değeri yüksek isimlerin “skandal” başlığıyla verilen haberlerine değinmek istemiyorum çünkü bu mesele yalnızca onların özelinde bir mesele değil. Bu, topluma sirayet etmiş bir hastalık neredeyse. Biriktirilmiş her şeyin ortaya döküldüğü ve tarafların intikam diye tutuştuğu bu ayrılıklarda olan kime oluyor dersiniz? Maalesef çocuklara.
Birbirine darılan insanların, iyi zamanlarında paylaştıkları sırları ortaya döküvermeleri yeterince kötüyken bunu bir de ortada çocuklar varken yapıyorlar. Zamanında susulan her şey, gevşek bir ağızla konuşulmaya başlıyor. E ama bu çocuklar gökten inmedi. Siz onları dünyaya getirmeye karar verdiğinizde mutlulukları da dahil olmak üzere tüm sorumluluklarını aldınız. Kadın ve erkek çatışmasının, düşman olan eski dostların orta yerinde kalmak gibi bir tercihleri, arzuları olmadı. Dahası bunu asla hak etmediler, edemezler. Sizin karı koca ilişkiniz sona erebilir ancak anne ve babalık, boşanmayla sona ermez. Anne ve baba olmaktan istifa edemezsiniz. Ve sizin boşandığınız gün, çocukların hayatı sona ermez. Önlerindeki gelecekte yaralar biriktirmelerine izin veremezsiniz. Utanç taşımalarına sebep olamazsınız. Buna en basit tabiriyle hiç hakkınız yok. Hiçbirimizin buna hakkı yok.
Evlilikler sona ererken sorun ve düşmanlık yaratan şeylerin ilk üçünde ihanet, mal paylaşımı ya da tek taraflı ayrılık isteği var. Bu durumlarda maalesef taraflar sakin kalamıyor ve ölçülü davranamıyorlar çoğu zaman.
İhanetin insanı öfkelendirmesi elbette normal. Duyguları olan varlıklardan söz ediyoruz. Ancak şiddet de düşmanlık da çözüm getirmez. Ve çocukların, bu mahrem durumlardan haberdar olmaları, anne ya da babalarına bakışlarını değiştirmeleri gerekmez. Çünkü maalesef kız çocuklarında erkeğe güveni, erkek çocuklarında kadına güveni sarsacak ve bilinçaltlarına yerleşecek bir durumdur bu. Eşler, ihanet karşısında ne yapacaklarına birlikte karar vermeli ve ne olursa olsun çocuklarına durumu yansıtmadan ve birbirlerini kötülemeden yollarını ayırmalıdırlar. Eğer evliliğin devamına karar verildiyse de çocuğun yanında bu konunun açılmayacağından, iğneleme yapılmayacağından ve “söyle babana…” “söyle annene…” durumuna gelinmeyeceğinden emin olarak devam kararı almalıdırlar. İlerleyen yıllarda sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurabilmeleri ve karşı cinse önyargılı olmamaları adına bu son derece önemli.
Gelelim mal paylaşımına. Yasalar, kadın ve erkeğe, boşanma halinde evlilik süresince edinilen malların eşit paylaşılacağını açık biçimde söylüyor zaten. Ancak eşler kendi aralarında daha azına ya da daha çoğuna karar verebilirler.Ama görüyoruz ki ya daha azını vermek için eşlerini ayıplı göstermeye çalışıyor ya da mal kaçırıyorlar ya da daha çoğunu almak için boşanmamakla tehdit ediyor ve velayeti pazarlık konusu yapıyorlar. Evet boşanmalarda işin ucu genelde velayete dayanıyor. Genelde varlıklı erkek, kadını eğer verilen mala razı gelmezse velayet davası açmakla tehdit ediyor. Kadınsa boşanmak için istediği malların kendisine verilmesini şart koşuyor. Çocukların önünde apaçık konuşulmasa dahi elbette bu olumsuz ortamdan etkileniyor ve havadaki elektriği fark ediyorlar. Ancak bu bile fazla.
Tek taraflı ayrılık isteklerinde ise sonuç genelde şiddetle geliyor. Genelde kendisinden ayrılmak istemeyen erkeğin uyguladığı şiddete maruz kalan kadın ve kendisinden ayrılmak istemeyen kadının dünyayı dar etmesiyle tanışan erkek. Yeni bir hayat şansı tanımamak bir insana yapılabilecek en büyük kötülüklerden değil de ne?
Çocuklarımıza anne baba olarak daima medeni bir tablo çizmemiz gerekiyor, içinde onların da olduğu ve hep olacağı. Ünlülerin sık sık yaptığı gibi birlikte tatile çıkmak elbette şart değil ki zaten ünlü olmayanların dünyasında bu pek de hoş karşılanmayabilir. Ancak doğum günü ve mezuniyet gibi özel günleri çocuğun anne ve babasını birlikte görmek istemesi son derece anlaşılır. Ayrıca eğitim durumlarının takibi de anne baba tarafından ortak kararlarla yapılmalı.
Siz boşanabilirsiniz. Hiç istemeyiz ancak nefret duygularıyla da boşanabilirsiniz fakat çocuklarınızı, bu nefrete bulayan, onlara arama motorlarında korkunç haberlerle dolu anılar biriktiren insanlardan olmamak elinizde. Gerçekten elinizde.