Uzm. Dyt. Elif Melek Avcı Dursun Sosyal Medya Diyeti
Sosyal platformlarda sık sık paylaşılan diyet önerilerinin yanıltıcı olabileceğine dikkat çeken Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bu misenformasyonlara açıklık getiriyor ve halk sağlığı için tavsiyeler veriyor.
Kaydırmalı gönderilerle başımız dertte! Hızlıca kilo vermek, bir an önce incelmek için pratik tarifler sıklıkla karşımıza çıkıyor. Hatta görmek istemesek bile bu duruma maruz kalıyoruz… Daha fazla takipçi, beğeni ve etkileşim almak adına akla hayale gelmeyecek tavsiyeler veriliyor ve günümüzde bilgi kirliliği hızla yayılıyor; beslenme ve diyet alanının kapsamı bu konuda çok şeye açık…
Hızlı Kilo Vermek Bir Başarı Değildir
Bir ayda on kilo vermek iyi bir hedef sayılabilir ama kimler için? Beden Kütle İndeksi otuz ve üzerinde olanlar ancak bunu gerçekleştirebilir. Altmış kilodan elli kiloya düşmek için bir ay yeterli olmaz.
Tek Bir Diyet Tüm Sağlık Sorunlarına Çare Değildir
Mucize bir besin yoktur. Her yaza damgasını vuran bir diyet modeli ve bir besin veya çay tarifi görüyoruz. Karın yağlarını yakan, ayda beş kilo yağdan vermenize yardımcı vb. ifadelerle tüketici çağrısında bulunan bu ürünlerin; sürdürülebilir olmamakla birlikte sağlık üzerinde olumsuz etkileri artarak devam etmektedir. Onlarca besin ve besin kaynağının birbirinden farklı terapötik etkilerinin olmasının yanı sıra, dengeli ve porsiyonlanarak tüketilmesi, bireysel ihtiyaçların karşılanmasında etkilidir. Örneğin; zeytinyağı, birçok fenolik bileşeni barındırır fakat günlük üç ila beş çorba kaşığından fazla tüketimi önerilmez.
Beden Algısı Güzellik Demek Değildir
Tartıdaki rakam sizin güzellik ölçütünüz olamaz. Öz güven eksikliği, beden algısı, beslenme kavramları birçok kişinin hayatında çeşitli sorunlara neden olmakta. Düz bir göbek, sıkı bir kalça, fit bir görünüm arzusu; bu hedefe ulaşma yolunda akıl almaz uygulamalara başvurmak gibi eylemler, “Ne pahasına olursa olsun bu bedene sahip olmak istiyorum,” takıntıları beraberinde beslenme sorunlarını getirmekte. Beslenme sorunları çoğu zaman bireylerin herkesten saklamaya çalıştığı davranışları tetikleyebilmekte; anoreksiya, bulimia, ortoreksiya nervosaya yakalanma olasılığını artırmakta ve ne yazık ki sağlıklı yaşam kalitesini düşürebilmektedir. Ergenlik dönemindeki genç kızların, beden algısı sorunları yaşayan yetişkinlerin sosyal medyada karşılarına çıkan ve olmayı hayal ettikleri olağanüstü gerçekliğe hayranlıkları beslenme sorunlarını oluşturabilir.
Beslenme Biçimi Değişiklikleri Vegan Olmanızı Gerektirmez
Diyete başladıktan sonra hayatının kökten değişeceği, sevdiği gıdaları asla tüketemeyeceği ve ömür boyu diyet uygulama düşüncesi kişilerde kısıtlanmama arzusunun bir gerçeğidir. Oysaki beslenme modeliniz bir diyetisyen tarafından oluşturulurken; yaş, cinsiyet, ağırlık, boy, tıbbi öykü, fiziksel aktivite, yaşam tarzı, beslenme öyküsü alınarak, bireysel besin ve besin öğeleri ihtiyaçlarınız hesaplanıp, sirkadyen ritminize uygun düzenlenir. Tıbbi bir gerekçesi olmadıkça herhangi bir besin kaynağı, beslenme programınızdan çıkarılmaz. Kişiye özel hazırlanan sağlıklı beslenme programları beslenme çeşitliliğinizin hayatınıza entegre edilmesini hedefler. Besinlerin iyileştirici gücünün, vücudunuzda oluşabilecek hastalıkların önlenmesinde, mevcut hastalıkların seyrinin düzeltilmesinde ve sağlığınızın korunmasındaki etkilerini desteklemektedir.
Beslenme Davranış Değişiklikleri Olmadan Olmaz
Tek bir ameliyat, tek bir kür, tek bir liste, tek bir ilaç, bir tek ve yalnızca tek tek… Fazla kilo ve obezite ile mücadele yolları bunlar değil. İfadeler ısrarcı, talepkâr ve tatminsiz değil mi? Oysaki bu kilolar bir günde, bir ayda ve bir anda alınmadı! Siz farkında değilken, bilinçsiz, düzensiz ve dengesiz beslenirken alındı. Sağlık ölçütünü, porsiyonları, pişirme şeklini göz önünde bulundurmadan, lezzet rehavetinde, hedonik hazlarla tükettiğiniz gıdaları masum zannettiniz… Kimi zaman mutsuzluklarınıza derman, yaralarınıza merhem oldu. Geceleri buzdolabının romantik ışığında yaptığınız tatlı atıştırmalar, ardından daldığınız güzel rüyalarda kaldınız…
Her şeyin bir bedeli olacaktı, bu mutluluğun da.
Bedeniniz bir süre sonra alarm veriyor ve diyor ki: Beslenme davranışlarını değiştirmezsen prediyabetik durumun tip 2 diyabete dönüşebilir. Kilo artışını kontrol altına almaz ve fazla ağırlığından kurtulmazsan obezite hastalığına yakalanır ve metabolik sendrom geliştirerek kırktan fazla hastalık oluşma riskini erken yaşlarda yaşarsın. Yaşam kaliten, yaşam süren azalır. İlaçlar en yakın arkadaşın olur. Onları bırakmaya çalıştığında yaşayamazsın…
Tüm bunların yaşanmaması adına; halk sağlığını korumak ve geliştirmek için ne diyoruz?
– Beslenme davranışlarını değiştir.
– Sağlıklı beslenme modelini öğren.
– Akdeniz diyet modelini benimse.
– Besinleri pişirirken, hazırlarken, tüketirken bilinçli ol.
– Sağlıklı kalmak ve sağlıkla yaşamak için beslen.
– Beslenmeyi mutlaka bir diyetisyenden öğren.