Uzm. Diyetisyen Nagehan Afşar Bel Çevresini İnceltici 5 Beslenme Önerisi
Obezitenin, kronik hastalık riskleri ile bağdaştırıldığını belirten Diyetisyen Nagehan Afşar, yaşam süresini etkileyen bel çevresini inceltici beş beslenme önerisi veriyor.
Obezite, Dünya Sağlık Örgütüne göre vücutta fazla miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %25 ve üzerinde, kadınlarda ise %30 ve üzerinde yağ dokusuna sahip olunması, obezite varlığının bir göstergesidir. Çocuklarda ise büyüme ve gelişme durumlarından dolayı farklı ölçüm yöntemleri kullanılmaktadır. Çocukluk çağı obezitesinin, yetişkin obezite nedenleri arasında yer aldığını gösteren birçok çalışma vardır. Obezitenin varlığı ve vücut içerisindeki dağılımı, karşılaşılacak kronik hastalık riskleri ile bağdaştırılmaktadır. Genetik olarak genellikle erkeklerde bel çevresinde, kadınlarda ise alt bölgelerde (kalça, bacak vb.) yağ kütlesinin yoğunlaştığı görülmektedir. Karın (abdominal) yağlanmasını belirleyen ölçü yöntemlerinden birisi bel çevresi ölçümüdür. Erkek bireylerde doksan dört cm ve üzerinde, kadınlarda ise seksen cm ve üzerinde olması sağlık açısından risklerin arttığını göstermektedir. Hem kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı hem de ince bir bel çevresi hedefleyenler için yaşam alışkanlıklarında değiştirebileceğimiz beş beslenme önerisini yazımızda anlatacağız.
Trans yağlardan uzak durun.
Trans yağlar, bir çeşit doymamış yağ asitleridir. Doğal yollarla üretilebileceği gibi endüstriyel yollarla da oluşturulabilmektedir. Doğal yollarla üretilen trans yağ asitleri geviş getiren hayvanların bağırsaklarında bulunan bakteriler tarafından üretilir. Bu hayvanlardan elde edilen et veya süt ürünlerinde bulunmaktadır; ancak bu trans yağlar oldukça düşüktür. Hazır ve paketli gıdalarda yer alan endüstriyel olarak üretilen trans yağlar ise oldukça yüksek oranlarda bulunmaktadır ve içerisinde faydalı bir besin ögesi de bulunmamaktadır. Ayrıca kronik hastalık oluşması açısından ciddi risk taşımaktadır.
Şeker ilaveli içecekler yerine taze meyveler tüketin.
Şekerin büyük çoğunluğunu glikoz ve fruktoz oluşturmaktadır. Fazla miktarda fruktoza maruz kalan karaciğer bu yoğunluğu yağa çevirmek için çalışacak ve çoğunlukla bel çevresindeki yağlanmada artışa neden olacaktır. Özelliklede ilave şeker içeren içecekler, gizli enerji kaynakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Taze meyvelerde de fruktoz bulunmaktadır; ancak, bu etkiyi yumuşatacak lif içeriği ile bize sağlık sunmaktadır. Tatlı ihtiyacınızda porsiyon kontrolü yaparak meyve tüketmeniz iyi bir seçim olacaktır.
Basit karbonhidratlar yerine yüksek lif içeren besinler seçin.
Yüksek lif içeriğine sahip besinler, sizin tokluk hissinizi arttıracak, hedeflenenden daha fazla enerji almanıza engel olacaktır. Bu size hem hedeflediğiniz ağırlıkta kalmanızı hem de kronik hastalıklardan korunmanızı sağlayacaktır. Örneğin; salatalarınıza ekleyeceğiniz haşlanmış yeşil mercimek, nohut veya kara buğday ile hem gözünüzü hem midenizi sağlıkla doyurabilirsiniz.
Yeterli su tüketin.
Su, hayatın en temel parçasıdır. Tüm enzimatik reaksiyonlar hücrelerde bulunan sıvı çözeltisi içerisinde gerçekleşmektedir. İşlevsel bir metabolizma için yeterli su tüketin.
Düzenli egzersiz planı oluşturun.