Ümit İpek: Reklamcılıkta Yeni Hikâyeler Yazılıyor
Çok Medya’nın kurucusu Ümit İpek, Türkiye ve Ankara’daki reklamcılık sektörünün şimdiki durumunu ve geleceğini ele alıyor.
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
1979 Ankara doğumluyum. Çocukluğumu kara elmas diyarı Zonguldak’ın küçük bir sahil ilçesi olan Kozlu’da geçirdim. Denizin ve doğanın bedene, ruha ve gelişimimize büyük katkısı olduğuna inananlardanım ve şanslı hissediyorum kendimi. Babam bir bakkal amcaydı, babamı gözlemlerdim ve iletişimin beni çok eğlendirdiğini fark etmem küçük yaşlarda oldu. Eğitim hayatımı öğretmen olarak bitirsem de farklı sektörlerde deneyimler edindim. 2007 yılında Çok Medya’yı kurdum ve hâlâ medya ve reklam sektöründe devam ediyorum.
Çok Medya’nın hikâyesi nedir? Büyüme yolunda attığı adımlar neler?
Reklam ve medya sektörüne olan ilgim ve deneyimlerim, Çok Medya’nın hikâyesinin başlangıcı oldu. Önce akılda kalan, farklı hikâyesi olan bir isim bulmalıydım. Çok dürüst, çok çalışkan, çok başarılı bir isim: Çok Medya (her şeyden çok çok). Tabii ki büyüme yolunda en büyük adım; yaptığın işi sevmek, aşk ile yapmak, inanmak, samimi olmak. Çok Medya ailesi olarak bu duygularımız ve inancımız hep yanımızdaydı. İlkelerimiz olmalıydı! Medya planlama ve satın alma alanında kurum ve kuruluşlara yönelik etkin geri dönüşüm için uygun mecra ilkesinden ödün vermedik. Kurulduğumuz tarihten itibaren yenilikçi, üretken, genç ve dinamik ekibimizle medya planlamaya farklı bir boyut kazandırdık. Tasarım, üretim ve uygulama sürecini bütünü ile bünyemizde tutmak büyümemizdeki en büyük etkenlerden biridir. Çalışmalarımız ile firmalara çözüm ortağı olduk. Türkiye genelinde il ve ilçelerde reklam mecralarını giydirerek kimlik kazandırdığımız birçok özel proje firmamızın bilinirliğini artırdı. Kişisel markalaşmanın kurum hedefleri için önemini bilen, sektörde güvenilir, dürüst ve samimi bir firma kimliği kazandık.
Reklamcılık sektörünün geldiği nokta hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Dünyadaki tüm dengeleri alt üst eden Covid salgınının sosyal yaşamımızı olumsuz etkilediği gibi pazarlama ve iletişim çalışmalarımızda da etkisi büyüktü; tüketici alışkanlıklarının hızla değiştiği, yeni iletişim ve alışveriş yöntemlerinin toplumun her kesimi tarafından tecrübe edildiği bir süreç geçiriyoruz. Dijitalin ve dijital altafon yatırımlarının artması, sektörel STK’lerin kurulması mevcut STK’lerin sektörle iş birliği içinde projeler gerçekleştirmesi, hızla büyüyen reklamcılık sektöründeki güzel gelişmeler. Bu süreci iyi gören ve inovasyona açık markaların başarılarını da hep birlikte görüyoruz.
Geleneksel ve dijital reklamcılık karşılaştırıldığında ortaya çıkanlar neler?
Geleneksel reklamcılık ile dijital reklamcılık son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz kavramlar. Geçmişten günümüze teknolojik gelişmeler ile birlikte reklam sektörü de bu gelişmelerden etkilendi. Bireyler yeni reklam teknolojilerinin sağladığı tüm imkânlardan faydalanma fırsatı yakaladı. Dijital reklamda iletişimin daha hızlı olması, daha çok bilgi ile etkileşimin artması; kuvvetli olmasını ve en önemlisi ölçülebilir olmasını sağlamakta. Bunlar önemli getiriler. Genç kuşağın teknoloji bilgisi ve ilgisi bu değişimi hızlandırdı.
Sektörel eğilimler her ne kadar dijital reklamcılığa doğru büyüse de araştırmalar geleneksel reklamcılığın yaşamın bir parçası olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
Geleneksel reklamcılık güven verir. Ülkemizde son yıllarda bireyleri işin içine katan belgesel, film, klip, reklam filmi gibi tüm içeriklerde, hikâyesi olan başarılı işlerin yapılıyor olması gibi dijital baskı sektöründeki gelişmeler; geleneksel reklamcılığın kendini yenilemesini ve vazgeçilmez olmasını sağlıyor.
Sektörün Ankara’daki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ankara, Ankara, güzel Ankara. Bir Ankaralı olarak şehrimizin reklam sektöründeki durumu diğer şehirlerimize göre çok çok iyi, güçlü güvenilir ve reklama önem veren markalarımızın olması en büyük kazancımız. Maalesef reklama önem veriyor olmaları tabii ki doğru yapıyorlar anlamına gelmiyor. En büyük engel, işverenlerin reklam konusunu çok iyi bildiklerine inanmaları. Sizin vesilenizle buradan marka sahiplerine bir öneride bulunmak isterim. Reklam çalışmalarınızı işi bilene teslim etmenizi, marka uzmanınıza güvenmenizi ve medya temsilcilerine zaman ayırmanızı öneririm. Kim bilir, bir fikir bir başarı olur.
Teknolojiye açık, genç, çalışkan, öğrenmeye yatkın yeni jenerasyonun işin başına geçmesi ile sektörde yeni hikâyeler yazılıyor. Yeni jenerasyonun bize kattığı heyecan ve dinamizmle, hikâyenin bir parçası olmanın, başarılı işler yapmanın keyfini hep birlikte yaşıyoruz.
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Dünyadaki siyasi gelişmeler, küresel ısınma, sağlık problemleri her geçen gün artmakta, ülkelerin ve bireylerin ekonomik durumlarını etkilemekte. Tüm dünyada ticaretin anahtarı olarak kabul edilen reklam sektörü bu durumdan nasibini diğer sektörler gibi almakta. Reklam bir ürünün tanıtımına ve pazarlanmasına imkân sağlamakta. Hedef kitle belirleme, ölçümleme ve akıllı yazılımların sektördeki yenilikler için kullanılıyor olması sektörün gelişimini hızlandırıyor. Sektörün kimlik kazanımında, sektörel STK’lerimizin son dönemlerde yaptıkları çalışmalar sonucu verilerin detaylı olarak ortaya çıkması büyük önem taşımaktadır. Kurumlarımızın bu konuda yaptıkları AR-GE’ler gösteriyor ki reklamın ekonomiye kattığı değer ortadadır. Reklam sektöründe AR-GE yatırımlarının artmasının sonucu olarak ortaya çıkan somut verilere ve istihdama katkısına baktığımızda şunu görüyoruz ki sektörümüzün büyüme ivmesi her yıl artıyor. Tüketici alışkanlıkları ve davranışlarının çok hızlı değişiyor olması, sektörün de değişimlere açık olmasını ve iyi gözlemlenmesi gerektiğini bize öğretiyor.