Sanatçılar Gökyüzündeki Yıldızlardır
Ertuğrul Ateş’in renklerle yolculuğunu kısaca dinleyebilir miyiz?
Renklerle yolculuk elbette çocukluk yıllarında ipuçlarını veriyor. İlkokulda başlayan ısrarlı ilgi, yakın çevreniz ve hocalarınız tarafından keşfedildikten sonra size gösterilen takdir sizin gelecekteki meslek seçiminizi çok etkiler. Bende de önce sınıfta, sonra tüm okul çevresinde bu tür bir cesaretlendirme ve yönlendirmeyle ressam olma fikri oluşmaya başladı. Daha sonraları ailenin de onayı ve takdiri ile bu duygu giderek inanca ve kararlılığa dönüştü. Artık ne istediğimi biliyordum ve buna inanmıştım. Sonrası bildiğimiz acımasız bir mücadele…
Halen devam ediyor.
Resim yapma yeteneğinizi ne zaman, nasıl keşfettiniz?
Yeteneğinizi ilk siz fark edersiniz sonra çevre onaylar. Yeteneğinizi geliştirmek elbette sizi fark eden hocanızla mümkün. Ben bu konuda şanslıydım.
Resim yapmaya sizi yönlendiren bir olay veya bir kişi oldu mu?
Rahmetli Ressam Duran Karaca orta okul 1.sınıfta ilk resim öğretmenimdi. O benim hayallerimi gerçekleştirme cesaretini verdi.
Resim yapmak size kendinizi nasıl hissettiriyor?
Resim yapmak kolaydır aslında. Zor olan ressam olabilmek. Bu ancak tüm hayatınızın merkezine resim yaparak yaşamayı koymakla mümkün. Bu durum sizi belirler. Duygularınız, gözlemleriniz, heyecanlarınız hatta aşklarınız bir ressam gibidir. İşte bu durumun kolay bir tanımı yok. Resim yaparken işte bu derin duygu ve düşüncelerle yoğun bir trans hali yaşarsınız. Hem hayatın orta yerinde hem de başka bir alemde. Bu gidip gelmeler çok yorucu bir süreçtir. Bu, çıplak çıkılan bir yolculuk gibi açık ve şeffaftır.
Eserlerinizin ilham kaynakları neler oluyor?
İlham kaynağı hayattır, doğadır. Soyut somut her şey bu ilham kaynakları arasındadır, siz içinden amacınıza uygun olanları seçersiniz.
Şimdiye kadar kaç sergi açtınız?
Asya, Amerika, Avrupa ve tabii ki Tükiye’de çok sayıda sergi yaptım. Tam sayı nedir bakıp saymam lazım.
Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Son yıllarda insanın içe dönüş kavramlarıyla ilgileniyorum. “Aşk&Aşk” bu süreçte oluşmuş bir sergi. Aşk ve insan ilişkisini anlamaya çalışıyorum. Yani umutsuz bir yolculuk, cevabı yok. Ancak bu yolculuk yine de çok eğitici ve eğlenceli.
Kullanacağınız malzemeler ve renkler neye göre şekilleniyor?
Genelde tuval üzerine yağlı boya. Ama zaman zaman farklı malzemeler de kullanıyorum.
Meslektaşlarınızdan sizi ayıran ve başarınızın altında yatan yönleriniz neler sizce?
Aslında her gerçek sanatçı özgündür, biriciktir. Ben de uzun çalışmalarım sonunda sadece bana özgü bir üslup oluşturduğumu düşünüyorum. Kimseye benzememek, orijinal olmak ve öyle kalabilmek sizi sadece size ait olan bir yere koyar.
Türkiye’de sanata ve sanatçıya hak ettiği değerin verildiğini düşünüyor musunuz?
Bu beni fazlasıyla yaralayan ve üzen bir konu. Bu konuda dert çok ve derman da daha uzun bir süre bizim mahalleye uğramayacak gibi. Türkiye kültür ve sanat üretimi konusunda uzun yıllar önce yarışı terk etti. Ne yapıldıysa Mustafa Kemal Atatürk zamanında yapıldı. Sonraki yıllarda bizzat siyasi sistemin bilinçli tercihiyle sanat ve kültür stratejilerinden vazgeçildi. Günü kurtaran, ayıp olmasın türünden taktiklerle bugünlere geldik. Bütün bu olumsuzluklara ve boşvermişliklere rağmen her dalda birçok sanatçımız inisiyatif alarak ve büyük zorluklara rağmen hiçbir destek görmeden mücadelelerini sürdürüyor. Başarıları kişiseldir. Devlet kurumları ve toplum bilgi üretebilmenin tek yolunun sanat ve kültür üretiminden geçtiğine, özgür ve yaratıcı düşünceyle sağlanabildiğine inandığı zaman bir şeyler değişmeye başlar. Aksi takdirde 4. Sanayi Devrimi’ni de ıskalarız ve 3. Lige düşeriz. Sanatçılar gökyüzündeki yıldızlardır. Karanlıkta yolumuzu onlara bakarak buluruz. Tarih bilinci olan toplumlar ve siyasetçiler bunu bilmelidir.